Ankara’nın Çankaya ilçesi Ukrayna Parkı'nda düzenlenen programa, Ukrayna'nın Ankara Büyükelçisi Vasyl Bodnar, Polonya'nın Ankara Büyükelçiliği Maslahatgüzarı Robert Trzeciak, Litvanya'nın Ankara Büyükelçisi Ricardas Degutis, Estonya'nın Ankara Büyükelçisi Annely Kolk, Kırım Tatar Milli Meclisi (KTMM) Başkan Yardımcısı İlmi Umerov, Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği Genel Başkanı Mükremin Şahin, Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Vakfı Başkanı Tuncer Kalkay ve Kırım Tatar Milli Meclisi üyesi Doç. Dr. Gayana Yüksel katıldı. Anma töreninde açıklamada bulunan Ukrayna Ankara Büyükelçisi Vasly Bodnar, Ukrayna tarafından bugünün soykırım olarak tanındığını belirterek, “Birçok dostumuz bu durunu insanlığa karşı suç olarak tanıdı. Biz şimdi bütün dünyayı bu suçu ve soykırımı unutmamaya bütün dünyada kurbanları anmaya davet ediyorum. Geleceğe umutla bakarken geçmişi de unutmamalıyız ve kurbanları her zaman anmalıyız. Ukrayna Cumhurbaşkanı Zelenski başkent Kiev’de Kırım Tatar sürgün kurbanları için bir anıt dikilmesi fikrini sundu. Hayatını kaybedenlere saygı ve rahmetle anmak için böyle antları sadece Başkent’te değil Kırım yarımadasında hatta burada Türkiye’de kuracağız. Gelecek sene bugün Ak Mescid’te görüşelim” dedi.

“195 bin 471 Kırım Tatarı hayatını kaybetti”
Kırım Tatar sürgününün insanlık tarihine kara bir leke olarak geçtiğini ifade eden Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği Genel Başkanı Mükremin Şahin, “Kırım Tatar erkekleri 2. Dünya Savaşı’nda Sovyetler Birliği cephesinde savaşırken, Kırım’da kalan savunmasız kadın, çocuk ve yaşlıları, uğruna savaştıkları bu ülke tarafından topyekûn bir sürgüne tabii tutulmuştu. Temel ihtiyaç malzemelerini almalarına bile izin verilmeden, hayvan vagonlarına doldurularak sürgüne gönderilen 423.100 Kırım Tatarından 195.471’i günlerce süren sürgün esnasında ve devam eden aylarda hayatını kaybetti. 175 bin 600'ü çocuk, 176 bin 100'ü kadın, 25.600'ü genç ‘16-18 yaş arası’, 45 bin 800'ü de yaşlı erkeklerden oluşan savunmasız, güçsüz ve takatsiz insanlara bu sürgün ile acıların en büyüğü yaşatıldı. Adeta ölerek yok olmaları için Ural’ın dağlarına, Sibirya’nın soğuğuna, Orta Asya’nın çöllerine ve bataklıklarına bırakılan Kırım Tatarları barınaklarını dahi o şartlarda günlerce açıkta kalarak kendileri yapmak zorunda bırakıldı” şeklinde konuştu.
Konuşmanın ardından katılımcılar, sürgünde yaşamını yitirenler için mum yaktı.

İHA