Ankara Ziraat Odası Başkanları ortak bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamada tarımın sorunları ve yapılması gerekenler belirtildi.

KREDİ KURUMLARI ERTELEME YAPMIYOR VE YÜKSEK FAİZDEN YAPILANDIRMAYA MECBUR BIRAKIYOR

Basın açıklamasında şu ifadeler yer aldı; “04.06.2021 tarihinde Cumhurbaşkanımızın kuraklıktan zarar gören çiftçilerin borçlarını bir yıl erteliyoruz. Açıklamasından 210 gün geçmesine rağmen kredi kurumları erteleme yapmıyor ve çiftçimizi yüksek faizden yapılandırmaya mecbur bırakıyorlar. Çiftçimiz yapılandırma yaptığı anda diğer bankalardaki kredileri de sorunlu gözüküyor çiftçimizin elini kolunu bağlıyorlar.”

SOĞAN ÜRETİCİSİ ZOR DURUMDA

“Soğan üreticisi zor durumda. Dekardan dört ton aldığında kilogram maliyeti 1 lira olan soğan 50 kuruşa satılıyor. Maliyetini bile karşılamıyor, ihracatın arttırılması için ihracatı teşvik primi verilerek piyasanın canlandırılması gerekmektedir. Tarladan markete, ahırdan markete ürün fiyatları beş kat artarken yani ; Pazarlama zincirinde herkes karını alırken zarar eden sadece çiftçi oluyor.”

BİR YILDA YEM FİYATLARINA YÜZDE 277 ZAM

“Çiftçimiz hayvancılıkta büyük yatırımlar büyük tesisler yapıyor. Son 10 yılda Büyükbaş hayvan ve Küçükbaş hayvan sayısı arttı. Son bir yılda yem fiyatlarına %277 zam gelmişken et fiyatları kuzu canlı baskül 35-36 lira aralığında seyrediyor çiftçimiz zarar ediyor ve elinden çıkarmaya başladı. Hayvanını damızlık olarak satamayan çiftçimiz ise kesime veriyor.”

VERGİ DÜZENLENMELİ

“TMO’dan yemlik arpa alan çiftçimiz % 8KDV ödüyor vergi mükellefi olan tüccar %1 ödüyor.

TİGEM’den damızlık hayvan alan çiftçimiz %8 KDV ödüyor vergi mükellefi olan tüccar %1 ödüyor. TİGEM’den damızlık hayvan akan çiftçimiz %8 KDV ödüyor tüccar %1 ödüyor. Bu uygulamanın çiftçimiz lehine düzeltilmesi gerekmektedir.”

TÜM SEKTÖRLER İÇİN OLDUKÇA ZOR GEÇEN VE OLUMSUZ SONUÇLARLA KARŞILAŞTIĞIMIZ BİR YIL OLDU

“Her yıl nüfusumuz 1.250 bin civarında artıyor.2023 yılında 86 milyon, 2040 yılında 100 milyonu aşacağı hesaplanmakta insanlarımızı hiçbir ülkeye muhtaç olmadan doyurabilmemiz için verimi ve kaliteyi arttırmamız; Çiftçimizin para kazanmasını sağlayıp köyünde tutmamız şart. Ülkemizde neredeyse tüm sektörler için oldukça zor geçen ve olumsuz sonuçlarla karşılaştığımız bir yıl oldu. Tarım sektörü de bu zorluk ve olumsuzluklardan etkilendi. Gerek 2020 yılında başlayan pandeminin devam etmesi, gerekse yurdun üçte ikisini önemli derecede etkileyen kuraklık, hem tarım ürünleri arzında daralmaya hem de fiyatlarda istikrarsızlığa yol açtı. Ayrıca istihdamda ve sosyoekonomik yaşantıda bir dizi sıkıntıyı da beraberinde getirdi. Diğer taraftan, 2021 yılında döviz kurundaki anormal artışlar, tarımsal girdi fiyatlarındaki küresel ve ülkesel dalgalanmalar sonucu sorunlarımız daha da arttı.

2021 yılında yaşadıklarımız tarımsal üretimin ne kadar önemli olduğunu ve asla ihmal edilemeyecek bir sektör olduğunu bize gösterdi. Gıda ürünlerinde görülen yüksek fiyatlar ve bazı ürünlere erişimdeki sorunlar, sosyal ve ekonomik anlamda olumsuzluklar yarattı.

Tarımın ihmal edilemeyecek sektör olduğunu toplumumuzun huzurunun ve mutluluğunun karnının doymasına bağlı olduğu, gıda ithal etmekte insanlarımızın ucuz gıdaya erişmesinin mümkün olmadığını ve yerli üretimi destekleyerek yerli üretimle ülke ihtiyacının karşılanmasının önemli olduğunu anladık.”

GİRDİ MALİYETLERİ TARIMI OLUMSUZ ETKİLEDİ

“2021 yılında dünyada ve ülkemizde yaşanan ekonomik kriz nedeniyle gübre,ton, mazot ve tarımsal ilaç girdilerinin aşırı derecede yükselmesi tarımımızı olumsuz yönde etkiledi. Çiftçimiz gübre atmadan veya az atarak ekim yaptı. Bu da verimimizi düşürecek .Acilen gübre,mazot fiyatlarının düşürülmesi veya desteklerin arttırılması gerekmektedir. ÜRE gübresi 2020 Eylülünden 2022 Ocak ayına kadar % 555’lik bir artış ;

DAP gübresinde 2020 Eylülünden 2022 Ocak ayına kadar %420 ‘lik bir artış ;

Kompoze gübrede ise 2020 Eylülünden 2022 Ocan ayına kadar % 404 ‘lük bir artış olmuştur.

Buğday,pancar, soğan üretimi girdi maliyetlerinin içinde en yüksek paya sahip olan verimin artmasını etkileyen gübrede fiyat düşürülmediği veya destekler artırılmadığı takdirde üretimimiz düşecek ve ürünleri ithal etmek zorunda kalacağız. Girdi maliyetlerinin içinde en yüksek paya sahip olan mazotta 2020 Eylül ayından 2022 Ocak ayına kadar %386 oranında arttı. Yine girdi maliyetlerinin içinde en yüksek paya sahip olan elektrik 2020 yılından bugüne kadar %263 oranında arttı. Gübre ve mazotu çiftçimiz alamadığı sürece üretimi gerçekleştiremeyiz. Elektrik kullanmadığımız sürece verimi arttıramayız.”

GIDA AÇIĞI OLMAMASI İÇİN GİRDİ MALİYETLERİ DÜŞÜRÜLMELİ

“Çiftçimizin tarımsal üretimi sürdürebilmesi ülkemizde gıda açığının oluşmaması için acilen girdilerin düşürülmesi veya desteklerin arttırılması gerekmektedir. 2020 yılına kadar uygulanan afetlerden zarar gören çiftçilerin borçları %3 faizle bir yıl ertelenir uygulamasından vazgeçildi. Erteleme ve yapılandırma yetkisi kredi kurumlarına verildi. Kredi kurumları da kendi lehine kararlar aldı.”

ÇİFTÇİLERİ KÖYÜNDE TUTAN HAYVANCILIKTIR

“25 Mart 2020 tarih 31079 sayılı kararnameye göre; Üreticilerin borçlarının ertelenmesi/taksitlendirilmesi konusunda ise krediyi kullandıran ilgili banka veya TKK yetkilidir denilmektedir. 31079 sayılı kararname (yalnızca söz konusu riskler nedeniyle oluşan hasarlardan etkilenen üretim konusuna /faaliyetine ilişkin krediler bu kapsamda değerlendirilecektir. Bu kararname tarım ve hayvancılığı ayrı ayrı sektörler gibi değerlendiriliyor tarımsal ürünler zarar gördüyse hayvancılık kredileri erteleniyor. Bu uygulama devam ederse hayvancılık büyük zarar görecektir. Çiftçilerimizi köyünde tutan ise hayvancılıktır.”