Albay Sariyanis’e göre Türkleri yenmek artık mümkündü, kolaydı da. Ama böyle düşünmeyenler de vardı. Bunların başında General Papulas geliyordu.

Ankara seferinin planını yine Albay Sariyanis hazırlamıştı. Planına güveniyordu.

General Papulas’ı ikna etmek için sabah toplanan komuta kurulunda söz istedi.

Konuşmasına,“Ankara’yı ele geçirmenin şartlarını, mesafe ve yolları inceliyorum. Türkleri ezmedikçe ya da Kızılırmak’ın ötesine atmadıkça, ne Batı Anadolu’yu koruyabiliriz ne de İstanbul’u alabiliriz” diye başladı, plan hakkında ayrıca bilgi sundu ve açıklamasını şöyle bitirdi:

“Bu akın askeri bir gezinti olacak. Ankara’yı kolayca ele geçireceğimize eminim.

” Papulas basit ama deneyimli bir askerdi. Orduyu bekleyen tehlikeyi seziyordu. Ümitle ordunun İkmal Şubesi Müdürü Yarbay Yorgos Spridonos’a baktı. Bu Yarbayın çalışkanlığına ve dürüstlüğüne güvenirdi. Spidonos beklediği gibi konuştu:

“Ben emin değilim.” Sariyanis’ten önce Kurmay Başkanı Albay Pallis sinirlendi.

“Neden?” Çünkü Türkler çekilirken, yararlanabileceğimiz bütün demiryollarını bozdular. İkmal Merkezimizi Eskişehir’e almak, ikmal sistemimizi tersine çevirmek zorundayız. Bunun için de her çeşit malzeme, kâh denizyoluyla, kâh demiryoluyla kâh da kara yoluyla karmaşık yollardan Sakarya bölgesine ulaştırılacak. Böyle karma karışık bir ikmal sistemi düzenli ve çabuk işleyebilir mi?

Bu yolların güvenliği için de ayrıca çok sayıda askere ihtiyaç var. Açık söylüyorum bu şartlar altında ordumuzun ihtiyaçlarını düzenli, yeterli ve güvenli bir şekilde karşılamak mümkün değildir. Ben karşılayamam”

Sariyanis öfkeyle baktı: “Karşılarsın. Emrinde binden fazla kamyon, binlerce araba ve deve var.” “Sen mesafeleri iki yıldır incelediğini söyledin.

Ben ise yeni inceledim ve şu kanıya vardım. Eğer bu yürüyüş gerçekleşirse ordumuzun yenilmesi kaçınılmazdır.”

Ankara seferini candan destekleyen General Stratigos bu uğursuz yargıya çok içerlemişti.

Papulas’ı, “Böyle konuşmalara izin vermeyin!” diye uyardı.

Spidonos ayağa kalktı ve “Komutanım anlaşılıyor ki ikmal merkezimizden 200-250 km. uzakta Sakarya’da bulunacak olan ordunun ulaşım ve ikmal işinin başarılabileceği düşünülüyor.

Ben yerimi başaracak arkadaşa terk etmeye hazırım.

Orduda vereceğiniz her göreve razıyım.” Papulas, “Otur Yorgo” dedi, kurula döndü. “Ben de en az bu arkadaşım kadar kaygılıyım ve sonuçtan kuşku duyuyorum.” Kaynak:Turgut Özakman Şu Çılgın Türkler General Papulas kuşku duymakta çok haklıydı.

Çünkü Türkler onları çıkacakları bu zorlu yolculukta asla rahat bırakmayacaklardı. Nerede bir Yunan İkmal konvoyu tespit edilse üzerine adeta sırtlanlar gibi her yönden çullanıp, konvoyu darmadağın ediyorlardı.

Sonunda her iki taraf da kozlarını Polatlı’da, Sakarya nehri boylarında paylaşacaktı.

'

YAZAR: İLHAN KÜÇÜKBİÇMEN