Atatürk’ün tüm dünya çocuklarına armağan ettiği 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı idrak ettiğimiz bugün dünyadaki çocukların yaşam koşullarına, geleceklerine ilişkin çarpıcı bir rapor yayımlandı. Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) tarafından yayımlanan raporda 2024 yılı için çocuklara yönelik beklentiler yer alıyor. Rapor ne yazık ki iç açıcı değil...

UNICEF’in Çocuklara Yönelik Beklentiler 2024: Parçalanmış Bir Dünyada İşbirliği adlı Raporu’nda; devam eden çatışma ve ekonomik belirsizlikle karakterize edilen kısa vadeli bir geleceğin resmini çizildi.

Bu resimde ne yazık ki şiddet ve savaş ortamı ilk sırada yer alıyor. Raporda, çatışma olasılığının, dünya güçleri arasında artan rekabetin, çocukların haklarını ve yaşamlarını tehdit ettiği vurgulandı.

“Şiddet ve savaşın, çocukların yaşamlarına doğrudan zarar vermesinin yanı sıra, eğitim, sağlık ve beslenme alanlarındaki kaynakların başka yöne çekilmesine neden olarak çocukları da etkilemektedir” denildi.

Yavaş ekonomik büyüme başlığında ise, “Hızlı ekonomik büyüme, çocuk yoksulluğunun azaltılması konusunda yıllardır kaydedilen ilerlemeyi baltalıyor ve gençlerin küresel iş piyasalarına erişimini zorlaştırıyor. Uluslararası ticaret güvensizlik ve kısasa kısas tarifeleri nedeniyle engellenirse gıda fiyatları artabilir ve çocukların beslenmesi zarar görebilir. Rapora göre çocukları korumanın yolu ekonomik dayanışma, piyasa işbirliği ve gelecekteki becerilere yatırım yapmaktır.” cümleleri yer aldı.

Parçalanmış çok taraflı sistemin çocuklarla ilgili temel konularda çözüm sağlayamadığı yönündeki endişelerin altının çizildiği raporda, çocuk hakları ihlallerini giderme çabalarını sınırlanabilir, iklim krizi de dahil olmak üzere risklere yönelik küresel çabaların engellenmesi, çatışmaları önlemek ve sona erdirmek için gereken kolektif eylem ifadeleri bulunuyor.

 2024 çocuklar ve riskler

“Gelişmekte olan ekonomiler hâlâ mali yapısal eşitsizliklerle karşı karşıyadır.” vurgusu yapan UNICEF, “2024'te onlarca seçim yapılacak ve küresel demokrasi, dezenformasyon ve siyasi şiddetin sunduğu, çocuk haklarını ve hizmetlerini tehdit eden benzeri görülmemiş risklerle karşı karşıya kalacak. Çocuklar ve gençler ölüme, fiziksel veya duygusal zarara, kamu hizmetlerinin aksamasına ve okulların kapatılmasına neden olabilecek bu şiddete karşı özellikle savunmasız olabiliyor. Gençler demokrasiden memnuniyetsizliklerini dile getiriyorlar ancak enerjilerini yapıcı sivil eylemlere ve çevrimiçi aktivizme kanalize ediyorlar” dedi.

İklim krizi konusunun da yer aldığı raporda, “Yeşil enerjiye hızlı bir geçiş, kritik madenler işgücü piyasalarını yeniden şekillendiriyor; bu da çocuklara ve gençlere önemli faydalar sağlıyor ancak aynı zamanda örneğin madencilik topluluklarındaki zararlı işgücü uygulamalarına potansiyel olarak maruz kalmaları nedeniyle riskler de yaratıyor. Yeşil geçiş aynı zamanda yeşil ekonomideki iş olanaklarını da değiştiriyor. Hükümetleri eğitim ve beceri eğitimi konusundaki ihtiyaçları karşılama konusunda zorluyor. Ancak sorumlu bir şekilde, işbirliği içinde ve adil bir şekilde yönetilirse bu geçiş çocuklar için olumlu olabilir” konusuna işaret edildi.

Sağlık riskleri

Ve sağlık... UNICEF çocukların sağlığına yönelik yıl içerisinde karşılaşılacak sorunlara da değindi. El Niño, sivrisinek kaynaklı hastalıklar ve su kıtlığının aynı zamanda çocukların sağlığını ve refahını da tehdit edececeğini söylüyor. Raporda gıda güvensizliği konusu ön plana çıkarken, çocuklarda gıda yoksulluğu riskinin artmasının da zorunlu göçe neden olacağının altı çiziliyor.

Çevresel risklerin yönetimi ve teknolojik yenilikler konusunda daha fazla sınır ötesi işbirliğinin, olumsuz etkileri azaltabileceği belirtiliyor.

Yapay zeka tehlikesi

UNICEF raporunda bir detay daha var ki gerçekten çok önemli buldum. Yapay zeka da dahil olmak üzere kontrol edilmeyen teknolojilerin potansiyel etkilerinin, çocukların sağlığına yönelik korku ve endişeyi yeniden alevlendirdiği konusu. Ortaya çıkan politikaların ve düzenlemelerin, çocuk merkezli ve sorumlu bir şekilde tasarlandığı takdirde fırsatlar sunabiliceği ve olumsuz etkilerin en aza indirebiliceği ifade ediliyor.

Dayanışma, işbirliği ve sosyal politika vurgusu!

Raporun sonuç kısmında daha fazla parçalanma ve bölünmenin olacağı bir gelecek ortamında çocuklar için daha güvenli ve eşitlikçi bir dünya yaratmanın mümkün olduğu, işbirliği çağrısı yapılıyor ve şu cümlelere yer veriliyor: “İkinci Dünya Savaşı sonrası uluslararası düzenin öngördüğü işbirlikçi ruhun, finansman reformlarının, siyasi hesap verebilirliğin, dayanışmanın ve proaktif sosyal politikaların yenilenmesiyle çocuklar; kapsayıcı, dayanıklı bir toplumu miras alabileceklerdir.”