Sevgililer Günü, romantizm ve sevginin kutlandığı bir gün olarak bilinir. Ancak bu günün kökeni, antik Roma dönemine kadar uzanır ve ilginç bir hikayeye sahiptir. Günümüzde çiftlerin romantizm dolu anlar yaşadığı, hediyeler aldığı ve birbirlerine sevgi dolu mesajlar gönderdiği bu günün kökeni, aslında farklı dönemlerde birçok farklı kültüre dayanır.

Antik Roma döneminde, 14 Şubat, Juno adına düzenlenen bir festival olan Lupercalia olarak kutlanırdı. Bu festival, doğurganlık ritüelleriyle doluydu ve gençler arasındaki romantik ilişkilere de odaklanırdı. Ancak Sevgililer Günü'nün modern formu, Hristiyanlığın yükselişiyle ve Aziz Valentin'in yaşamıyla ilişkilendirilir.

Aziz Valentin, Roma İmparatoru II. Claudius döneminde yaşamış bir papazdı. İmparator, askerlerin savaşa daha iyi odaklanması için bekar kalmasını tercih ediyordu. Bu nedenle, askerlerin evlenmesini yasakladı. Ancak Aziz Valentin, bu yasağa karşı çıkarak gizlice askerleri evlendirmeye devam etti. İmparatorun emirlerine meydan okuyarak, gizlice evlilikler gerçekleştirdiği için Aziz Valentin, sevgililerin ve aşıkların koruyucusu olarak kabul edilir.

Aziz Valentin, 14 Şubat'ta idam edildiğine inanılan bir tarihte öldü ve bu gün, Sevgililer Günü olarak kutlanmaya başlandı. Orta Çağ'da, Avrupa'da Sevgililer Günü geleneği başladı ve 14. yüzyılda şairler ve yazarlar, bu tarihi romantizmle ilişkilendirdi ve sevgililerine şiirler yazdılar.

Bugün Sevgililer Günü, çiftlerin birbirlerine olan sevgilerini gösterdikleri bir gün olarak kutlanıyor. Ancak kökeni, sevgi, sadakat ve aşkın gücünü temsil eden Aziz Valentin'in cesur eylemlerine dayanır. Bu nedenle, Sevgililer Günü sadece romantik bir kutlama değil, aynı zamanda sevginin ve bağlılığın gücünü hatırlatan anlamlı bir gündür.