Eskilerin özlü bir sözü vardır: “Eee…Geldi çattı Remezan!” Mübarek ayın da yavaş yavaş sonuna, aynı zamanda da Ramazan Bayramına yaklaşıyoruz.

Ne diyelim   Allah kabul etsin.

Önümüzdeki günlerde, yerel seçimler için sandık başına gideceğiz kısmetse… İşte orada vicdanımızla baş başa kalıp, “karar!” daha doğrusu, “kararımızı” vereceğiz. Verirken ne diyeceğiz?

Ya, “Arkadaş; (benim tuzum kuru!) Allaha şükür elime yeteri kadar para

geçiyor. Öyle veya böyle ihtiyacım olan şeyleri alabiliyorum “Elhamdülillah”. Eee… Çalıştım, çabaladım. Biraz da aklımı kullandım. Hep kazanan ata oynadım. Ben halimden memnunum…

Ya da “Arkadaş aylardır olsa iyi…Yıllardır cebimdeki para durmadan eriyor…  gidiyor… Emekliyim… Maaşım sanki “sümüklü böcek” gibi, ağır aksak… Neredeyse yerinde sayıp duruyor. Pazara her gidişimde, daha kalitesiz peynir…daha kötü zeytin…daha ezik domates peşinde koşuşturup duruyorum. Et yemeği “ailecek unuttuk”. Sabahın köründe girdiğim “ucuz ekmek” kuyruğu da cabası. Doğal gaz ateş pahası… Hemen, hemen kapattım gibi bir şey. Elektrik parası fazla gelmesin diye, inanın neredeyse her gün bizimkilere, “kapatın şunu!” diye bağırıp çağırıyorum.

Ya, “Arkadaş…Uyuma…uyuma! Kaldır kafanı da bak şu güzelim ülkeye. Şükür hamdolsun neyimiz eksik! Ne ararsan var. Hızlı trenleri görmüyor musun? Dünyada bile eşi emsali olmayan, dev, “Şehir Hastanelerimiz” var. Doktorumuz var…İlacımız var. Aletimiz, edevatımız var. Köprülerimiz, Marmaray’ımız, Avrasya Tünelimiz var. Turizmimiz, fabrikalarımız, sanayimiz var. Görüyorsun “Oto Yollarımızın” güzelliğini. Arabana atladığında “vınn!” diye ülkenin her yerini kuşlar gibi dolaşıyorsun. Bunları inkar edenin; “gözüne…dizine durur!”  Ne o “çok borcumuz varmış!” Kardeşim yol yürümekle… borç ödemekle biter. Bizde kimin parası kaldı ki!

Sabret kardeşim… az sabret hele. Bak yakında göreceksin Allah’ın izniyle, “el birliğiyle!” yeneceğiz bu zalim “Enflasyon Canavarını.” Sabret…! Önümüzdeki seçim sonrası, enflasyon nasıl da düşmeye başlayacak göreceksin. Tabii… Ülkemizin ekonomisinin iyi gitmesini istemeyen, iç ve dış mihraklar var. Onlar da yakında alacaklar “ağızlarını payını”. Sabret…

            Evet “karar!” senin… Aslında “karar!” hepimizin. Kardeşçe, hoşgörülü, anlayışlı ve en önemlisi de “huzurlu” bir seçim olsun…

Yalansız… riyasız… asil insanımıza yaraşır…