Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş 3’üncü yılında Başkentlilere yönetim anlayışı kapsamında hazırlanan, devam eden ve tamamlanan projeleri açıkladı. Ankara Spor Salonu’nda düzenlenen 110 projenin açılış, temel atma ve tanıtım törenine vatandaşlar yoğun ilgi gösterirken Yavaş, Başkentlilere kentte hayata geçirdikleri zihniyet değişimini, “Geride bıraktığımız 3 yılda en çılgın projemiz, kente getirdiğimiz adalet ve kardeşlik duygusu oldu. Birilerinin 3 yıldır beton aradığı, plastik aradığı, rant aradığı, bunları bulamayınca bizlere duyulan sevgiyi anlamlandıramadığı nokta tam olarak bu oldu” dedi. Tören ünlü sanatçı Tan Taşçı’nın konseriyle sona ererken, ABB Başkanı Mansur Yavaş, Tan Taşçı ve seğmenlerle birlikte Ankara havası da oynadı. İvedik-Polatlı İçme Suyu Hattı çalışmaları hakkında da bilgi veren Başkan Yavaş, 107 kilometrenin 38 kilometresini tamamladıklarını söyledi.

DEV PROJELER HAYATA GEÇİYOR

Dev bir altyapı projesi olan 107 kilometrelik İvedik-Polatlı İçme Suyu Hattı için de çalışmaların devam ettiğini ve 38 kilometresini tamamladıklarını belirten Yavaş, şu açıklamalarda bulundu: “Projenin maliyeti, ekonomik koşullar nedeniyle şimdiden 1.5 milyar liraya yaklaştı ama vazgeçmeyeceğiz. Polatlı halkına ve güzergâh boyunca 1,5 milyon kişiye temiz ve kesintisiz suyu sağlayacağız. 1.5 milyon kişinin temiz suya kavuşabilmesi, bizim için tüm kavşaklardan, tüm köprülerden, plastik oyuncaklardan daha değerlidir. Bizim en büyük, en çılgın projemiz işte budur. Yine devam eden Mamak-Gölbaşı İçme Suyu Hattı Projemizde ise sona yaklaştık. Mevcut 25 yıllık hatta bir patlama ya da arıza durumunda komple bir ilçe susuz kalabilirdi. Projesi 2007 yılında yapılmıştı ama yapım ihalesi 13 yıl sonra bizim tarafımızdan gerçekleştirildi. Yıllarca ötelenen acil projeler bunlar işte. Biz ise göreve gelir gelmez, 650 bin kişiye sağlıklı su sağlayacak bu projeye başladık ve şu anda son aşamasındayız. 110 milyon liraya mâl olacak Mamak-Elmadağ İçme Suyu Hattı için yapım çalışmalarımıza başladık. Beypazarı İçme Suyu Arıtma Tesisi’mizin 2. Etap çalışmaları sonucunda ilçede temiz su problemi tamamen çözülecek. Şereflikoçhisar ilçemizde ise Arıtma Tesisimizi yenilerek temiz su sağlayacak, Tuz Gölü’nü korumuş olacağız. Bu yatırımlarımızı da en kısa sürede tamamlayacağız.”

EN ÇILGIN PROJEMİZ KENTE GETİRDİĞİMİZ ADALET VE KARDEŞLİK DUYGUSU

Başkentlilerin alkışları arasında sahneye çıkan ABB Başkanı Mansur Yavaş, yönetim anlayışını şu sözlerle özetledi: “Bizler bundan 3 yıl önce göreve talip olduğumuzda gür sesle şu duyguları dile getirmiştik: ‘Bu kent yoruldu, artık yormayın. Bu kent gerildi, artık germeyin. Bu kent gereksiz çekişmelerden, fitneden, fesattan çok çekti; artık etmeyin’. Burası Cumhuriyetin Başkenti Ankara. Kuruluşun, kurtuluşun, nice sevdaların kenti. Burası, o nice sevdaların içerisinde en büyük sevda olan vatanseverliğin kenti. Burası kültürün, sanatın, dayanışmanın kenti. Burası Mustafa Kemal Atatürk’ün kenti. Bu kente ‘ayrıştırma değil, birleştirme yakışır’ dedik. Bu kente ‘kim daha çok oy verdiyse o bölgeden hizmete başlarım’ anlayışı değil, ‘hangi bölgenin ihtiyacı varsa oradan hizmete başlarım’ anlayışı yaraşır dedik. ‘Ankaralı artık betondan, plastikten ve ranttan kurtulmalı; Başkente bereket ve huzur iklimi gelmeli’ dedik. ‘Güneş onu kapatan gökdelenden daha değerlidir’ dedik. Çünkü bir şehirde umudu arıyorsanız, o şehri adaletle aydınlatmanız gerekir. Bir şehirde geleceği arıyorsanız; o şehrin tarihi sorumluluklarıyla hareket etmeniz gerekir. Bir şehirde huzuru arıyorsanız; o şehirde iyiliği, dayanışmayı ve kardeşliği pekiştirmeniz gerekir. Seçimlerin hemen ardından, bu sözlerimizi tutmak için kolları sıvadık. Belediyenin yönetim anlayışında büyük bir zihniyet değişimi yapmayı; Ankara’yı şeffaf, katılımcı, hesap verebilir ve ortak akılla yönetmeyi hedefledik. 3 yılın sonunda bunu büyük bir oranda başarmanın mutluluğunu yaşıyoruz ama en büyük projemiz, işte bu kentin, Başkentin, huzuru ve mutluluğu oldu. Geride bıraktığımız 3 yılda en çılgın projemiz, kente getirdiğimiz adalet ve kardeşlik duygusu oldu. Birilerinin 3 yıldır beton aradığı, plastik aradığı, rant aradığı; bunları bulamayınca bizlere duyulan sevgiyi anlamlandıramadığı nokta tam olarak bu oldu. Kentte ayrıştırma, hesaplaşma ve kutuplaştırma dönemi sona erdi; doğruluk, dürüstlük ve sevgi dönemi başladı.”

BELEDİYECİLİK HALKIN TAMAMINI MUTLU ETME SANATIDIR

Geçmiş dönemlerde yapılan yanlışları da tek tek anlatan Yavaş, konuşmasını şöyle sürdürdü: “İşte, bir demir ve plastik yığınına 801 milyon dolar harcamak yerine, 25 yıldır atıl durumda olan Çubuk 1 Barajını kente kazandırmak bu zihniyet değişiminin eseridir. Kenti fıskiyelerle donatıp çoğu bozuk havuzlar yapmak yerine, Polatlı halkının temiz su hasretini sona erdirmek için çalışmak, bu zihniyet değişiminin eseridir. Zırhlı jipler, helikopterler, uçaklar almak yerine 2013 yılından beri alınmayan otobüsleri kente kazandırmak bu zihniyet değişiminin eseridir. Bu kentte artık, rant kuleleri gözlerinin önünde yükselirken, evlerine yıllarca kavuşamayan Mamak Kentsel Dönüşüm mağdurlarının umudu var. Bu kentte artık, tüm ekonomik zorluklara rağmen, yanına Belediyenin gücünü alarak üretim yapan çiftçilerin huzuru var. Bu kentte artık, müşteri olarak görülen değil, kendini özel hisseden; el üstünde tutulan öğrencilerin ışığı var. Bu kentte artık, uluslararası standartlarda dönüştürülmüş ilk %100 yerli elektrikli otobüsü üreten mühendislerin mutluluğu var. Bu kentte hizmet edilirken, tam da sizin talimatlarınızda yer aldığı gibi ‘partili’, ‘yandaş’, ‘akraba’, ‘dost’ gibi kelimeleri hafızalardan sildik. Kimseyi ayırt etmedik, eşit hizmet ilkesini benimsedik. Adaleti önceledik, halkın asıl ihtiyaçları ile ilgilendik. Ankara’da 3 yıllık kısa sürede mutluluğun ve dayanışmanın resmini çizdik, Belediyeciliğin halkın tamamını mutlu etme sanatı olduğunu gösterdik.” Göreve başladığı ilk günlerde daha çok iş talebi geldiğine ancak günümüzde ekonomik koşullar nedeniyle ekmek talebinin arttığına dikkat çeken Yavaş, “İnsanlar bizden artık maalesef günlük ekmek ve süt istiyor. Sizler hiçbir çocuk üşümesin, hiç kimse yatağa aç ve açıkta girmesin dediniz. Bizler ise bunu görev bilip yüreklere dokunduk. Bizim ulaştığımız ya da bize ulaşan hiç kimse bu kentte aç uyumadı. Çocukların servis ücretleri ödendi; süt ve ekmek ihtiyaçları giderilmeye başlandı. İşte böyle bir ortamda, bu kentte artık evlerinin önüne gıda kolisi atılan değil; hak ettiği yardımı uygarca, Başkent Kart’la alan hemşehrilerimizin mutluluğu var. Bu kentte artık et ve süt yardımı ile çocuklarının protein ihtiyacını gideren annelerin, doğal gaz yardımı ile çocuğunu üşütmeyen babaların onurlu bakışları var. Tüm bunları yaparken şeffaflık ilkemizle hareket etmeye devam ediyoruz. Bugüne kadar 3000’e yakın ihaleyi canlı olarak yayınladık. Ankara Büyükşehir Belediyesinin sosyal medyasını takip ettiğinizde, her gün 6-7 ihalenin canlı yayınlandığını görebiliyorsunuz. Açık ihale sayısı artıyor, katılımcı sayısı artıyor, kırım oranları artıyor. Kısacası, halkın parası yandaşlara değil, hak edene gidiyor. Belediye artık kendi içerisinde tüyü bitmemiş yetimin, garip gurebanın hakkı için adeta bekçilik yapıyor. İşte, ‘değişim işleyişte’ dediğimiz durum tam olarak budur. Hesap veriyoruz ve hesap vermekten büyük mutluluk duyuyor, keyif alıyoruz” değerlendirmesinde bulundu. “Bize ‘Belediyenin borcu çok, maaşları bile ödeyemez’ demişlerdi. Bugüne dek 2,5 milyar lira personel maaşı ödedik, üstüne eski dönemden kalma yaklaşık 3,5 milyar liralık borcu da ödedik. Seçimlerden önce yüksek faizlerle müteahhitlere ödeme yapmak için aceleyle çektikleri banka kredilerini de yıl sonuna kadar kapatmayı hedefliyoruz”  diyen Yavaş, aynı zamanda 8 milyar liradan fazla oranda yatırım yaptıklarını, yapılan protokoller nedeniyle Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan 1 milyar lira alacakları olduğunu da açıkladı.

İYİLİK VE DAYANIŞMA HAREKETİ VURGUSU

Pandemi sürecinde karamsarlık içindeki Başkentlilere, “Biz buradayız, umutsuzluk yok; 6 milyon tek yürek olacak, bu süreci birlikte aşacağız” diyerek seslendiklerini ifade eden Yavaş, şu açıklamalarda bulundu: “Pandemi dönemi hepimizi olumsuz etkiledi ama bir yandan da 6 milyon Ankaralı, iyiliğin hastalıktan daha bulaşıcı olduğunu tüm dünyaya bu kentten gösterdi. Büyük ihaleler iptal edildi, halkın koluna giren ve en karamsar anları bile kol kola aşan bir kurum ortaya çıktı. Doğal gaz desteğinden, et desteğine; kırtasiye desteğinden ulaşım sübvansesine kadar yaklaşık 2 milyar liralık sosyal yardım bütçesi harcandı. Bir süre sonra dezavantajlı grupların yanında olmak için sadece Belediyemiz değil, vatandaşlarımız da seferberlik hâlinde büyük bir dayanışma örneği sergiledi. İşte bunun adı, güvendi. Hatırlarsınız, seçimlerden önce ‘trafik lambalarında mendil satan bir çocuk gördüğünüzde, bileceksiniz ki ona Ankara Büyükşehir Belediyesi yardım ediyordur’ demiştik. Ne yazık ki, pandemi döneminin başında 136 bin olan sosyal yardım alan vatandaşımızın sayısı bugün 232 bine ulaştı. İşte bu zorlu süreçte, Belediyemiz hepsine yardım ediyor, kucak açıyor. Bugün geldiğimiz noktada, büyük bir gururla söylüyorum ki, o eskiden mendil satan çocukların hepsinin ailesi Ankara Büyükşehir Belediyesinden eğitimleri için destek alıyor. Lütfen sizler de sorun, eğer destek almayan birine denk gelirseniz bize bildirin, derhal gereğini yapalım. Çünkü bu çocuklar, bir şekilde vatanımızda yaşamlarını sürdürürler ama bu vatanın iyiliği için geleceği için iyi yetişmiş çocuklarımıza ihtiyacımız var.”

HANSI, CORCU DEĞİL ANKARALIYI ZENGİN EDECEĞİZ

Seçimlerden önce en büyük hayalinin Ankaralı üreticiyi zengin etmek olduğunu belirten Yavaş, “Yerli üreticiyi destekleyeceğimizi, ithal ürün almayacağımızı; Hans’ı, Corc’u zengin edeceğimize Ankaralı üreticiyi zengin edeceğimizi defalarca belirtmiştik. Bugün Türkiye’nin yerel bazda en kapsamlı kırsal kalkınma desteklerini sunmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Çiftçimize mazot, tohum, yem bitkisi, sulama borusu, gübre gibi birçok destekte bulunduk. Ürettikleri ürünleri de birçok kez Belediye olarak biz satın aldık. Başkent Marketler aracılığıyla kadın kooperatifleri ve yerli birliklerin ürettiği ürünleri satın alarak onlara büyük bir pazar sunduk. Ankara Büyükşehir Belediyesi olarak 3 yılda toplam 100 bin 769 kez üreticiye destek sağladık. Ayrıca 34 bin 789 kişiye Başkent Çiftçi Kartı teslim ettik. Şimdi, yine hasat dönemi geliyor. Çiftçilerimizin Ankara’da yüzü gülüyor, üretme heyecanı sürüyor. Biz de heyecanlıyız. Çünkü onları ürettikleri her bir buğdayın, her bir arpanın, her bir ürünün geleceğimiz olduğunun farkındayız” sözleriyle Başkent’te kırsal kalkınma atağı başlattıklarını açıkladı.