Yargıtay, trafik kazalarına ilişkin tazminat davalarında önemli bir karara imza attı. Buna göre, kazada zarara uğrayan kişinin talep ettiği tazminat, yalnızca dava öncesi yapılan ödemelerle sınırlı tutulamayacak; zarar ve sorumluluk oranı dikkate alınarak hesaplama yapılacak.
KAZAYA KARIŞAN SÜRÜCÜ KUSURSUZ OLDUĞUNU İDDİA ETTİ
Karara konu olay Denizli'de meydana geldi. Bir sürücü, kusursuz olduğunu savunarak, trafik kazası nedeniyle aracını 40 gün boyunca kullanamadığını ve bu süreçte mağduriyet yaşadığını belirtti. Bu nedenle, başlangıçta 10 TL’lik sembolik bir bedelle belirsiz alacak davası açtı. Ancak daha sonra mahkemece hazırlanan bilirkişi raporu doğrultusunda talebini 140 TL’ye yükseltti.
Öte yandan davalı taraf, kazadan önce 1.000 TL tutarında bir ödeme yaptığını belirterek, bu miktarın dava dışında tutulmasını talep etti. Yerel mahkeme ise davanın kısmen kabulüne karar vererek yargılama giderlerini taraflar arasında paylaştırdı.
ADALET BAKANLIĞI DEVREYE GİRDİ
Adalet Bakanlığı, kararın usule aykırı olduğu gerekçesiyle dosyayı temyize götürdü. Bakanlık, dava açılmadan önce yapılan ödemenin dava kapsamına alınamayacağını savundu.
Dosyayı inceleyen Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, yerel mahkemenin kararını kanun yararına bozdu. Kararda, dava açıldıktan sonra ya da öncesinde yapılan ödemelerin, davacının haksız olduğu anlamına gelmeyeceği vurgulandı. Mahkemenin bu ödemeyi "davanın kısmen reddi" gibi değerlendirerek yargılama masraflarını taraflara paylaştırmasının hatalı olduğu belirtildi.
Yüksek Mahkeme, trafik kazası nedeniyle oluşan zararlarda tazminat miktarı ve yargılama giderlerinin, tarafların haklılık oranlarına göre belirlenmesi gerektiğine dikkat çekti.
