Hasret kaldığımız yağmur rahmetine nihayet ulaştık.

En verimli yağmur şekli olan yavaş yavaş ama doyurucu bir yağış şekliyle geldi rahmet.

Geçen yıl yaşadığımız sel baskınlarının ardından yağmura hasret kalmıştık.

Özellikle kara kara düşünen çiftçi için yağmur ciddi anlamda bir rahatlama hissi verdi.

Hububat ekiminin üzerinden nerdeyse 2 ay geçmesine karşın tek damla yağış düşmemişti toprağa!

Dünya genelinde yaşanan iklim değişiklikleri bizi de etkilemeye başladı.

Sonbaharı neredeyse es geçtik.

Kış ayını eski verimlilikte yaşayamaz ve yaz aylarına da eskisinden daha geç ulaşır olduk.

Şöyle etrafımızda kış sohbeti yaptığımızda hep aynı şeyi duyar olduk; "Eskiden yarım metre kar olurdu. Cadde sokak temizler, hastalıklar uçar giderdi. Şimdi kış mı yaşanıyor"

Bu söylemler aslında gelecekte küresel anlamda yaşayacağımız sorunlarında habercisi.

Çünkü artık gezegenin kıymetlerini tüketmeye ve doğal yaşamın dengesini bozmaya başladık.

Ama herkesin bireysel olarak şunu düşünmesi gerek; başka gidecek ve yaşayacak bir gezegenimiz yok.

Neden onuda bile bile adım adım tüketiyoruz!