ABD’nin yıllardan bu yana PKK/YPG’ye sırlar dolusu silah ve mühimmat verdiği bir sır değil.


Barış Pınarı Operasyonunda bir kısmının TSK ve Suriye Milli Ordusu’nun eline geçtiğini gördük. Ama gerek ABD ve gerekse Rusya ile varılan mutabakatlardan sonra bir kısmını geri çekilirken yanlarında götürdüler.


Silahların ne kadarını götürdüler ne kadarı güvenli bölge yapılacak alanda kaldığı net değil.


Birkaç gündür televizyon haberlerinde ele geçirilen silah ve mühimmatlarla ilgili yeni görütüleri izliyoruz.


Son olarak resmi ABD menşeli olduğu çık net, Amerikan damgalı/amblemli çok sayıda havan mermisi gizlendiği yede bulunmuş.


İnsanın aklına ister istemez “Amerika salak mı da tırlar dolusu PKK’lılara verdi? Böyle olacağı, o silah ve mühimmatın Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından ya imha edileceği ya da ele geçirileceği belli iken hangi akıl ve mantıkla bunları taaa Amerikanyalardan taşıdı durdu?” gibi sorular geliyor.


Her şeyi ile dengesiz olan, ne yapacağı ve ne söyleyeceği önceden kestirilmesi çok güç olan Turuncu Trump “Ya silâhlarımı geri verin ya da parasını, yoksa Türkiye’ye ekonomik yaptırım uygularım” derse hiç şaşırmayın.


Fısıltı gazetesine göre Trump Mazlum Kobani’ye “Şöyle yamacıma gel!” göz kırpmansın ardından Bahoz Erdal ve Salih Müslüm çok bozulmuş.


Bahoz Erdal kod adlı terörist “Trump çok ayıp etti. Ben ona küstüm. Yıllardan bu yana göze girmek için her haltı yaptım ama yaranamadım. O gitti daha dünü çocuk olan Hollywood figüranı Mazlum Kobani’yi bana tercih etti. Gerçi Apo’da bu gıcık herife ‘evladım mevladım’ dediydi.


Kimse beni sevmiyor. Kimse bana değer vermiyo. Alıp başımı dağa gideceğim” diyesiymiş.


Böyle mızmızlanan bir tek Bahoz Erdal değilmiş tabi.


Bi de bu PKK Suriye kolunun meşhur bi Salih Müslüm vardı.


Kendi öz Abisi Mustafa Müslüm’ü bile sürgüne gönderen.


Onun da sesi soluğu hiç çıkmıyor bildiğiniz (ya da bilmediğiniz gibi)


O da çok pis küsmüş ve içlenmiş: “Benim suçum neydi. Ben Bunlardan ne eksiğim vardı da benim pabucum dama atıldı. Kimse beni hiç arayıp sormuyo. Kapımı çalmıyo (gerçi mağarada kapı olmaz ya neyse). Herkeşler unuttu beni. Ben de turist olarak Hawai’ye giderim…” diyormuş.


ABD Başkanı Mazlum Kobani’ye “şöyle yamacıma/anacıma gel!” deyince Esedin Müftüsü Ahmed Hassun, terör örgütü PKK’nın İmralı’daki lideri Abdullah Öcalan’ın manevi oğlu Mazlum Kobani'ye (Abdi) seslenerek, “Hiçbir başkente gitme, Şam’a gel” demiş.


ABD Başkanı Donald Trump’ın “Yakın zamanda görüşmek için sabırsızlanıyorum” açıklamasının ardından Washington’a gitmesi beklenen Abdi’ye seslenen Müftü Hassun, “Sana diyorum ki, hiçbir başkente gitme ey Mazlum. Dünya ve ahiret saadeti için Şam’a gel. Seni kalbimizle karşılayacağız” diyerek rol kapma yarışına dahil olmuş.


GÜNAYDIN HDP


HDP Amerika’nın sezon sonu indirimli satışları sonrası satışa geldiğini anlayınca emperyalizmi hatırlayıp /oturup bir video hazırlamış.


Halkların Demokratik Partisi (HDP) Türkiye’nin Barış Pınarı Harekatıyla PKK/YPG’ye operasyon yaptığı Suriye’nin kuzeyine yönelik bir video hazırlamış.


“Neden emperyalist devletler, faşist iktidarlar ve çeteler Rojava’ya düşman? Yanıtı videoda…” ifadelerini gören ve duyanlar “Günaydın HDP, Emperyalizmi yeniden mi keşfettin. İsrail, ABD, Rusya, Fransa ve Almanya ile koyun koyuna iken o emperyalizm lafını unutmuştun. Satışa gelince mi ‘emperyalizmi’ lafını hatırladın?” sorusunu sormaktan kendini alamıyor (en azından ben soruyorum)