Memorial Antalya Hastanesi Göğüs Hastalıkları Bölümü doktorlarından Uzm. Dr. Arif Keleşoğlu, 6 Mayıs Dünya Astım Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada astımın dünya genelinde ciddi bir halk sağlığı sorunu olduğuna dikkat çekerek, tedavinin bırakılmaması gerektiği uyarısında bulundu. Dünyada toplumun yaklaşık yüzde 10'unun astımdan etkilendiğini belirten Keleşoğlu, "Astım geri dönüşebilir, kontrol altına alınabilir, havayolu darlığı ve inflamasyon dediğimiz hafif iltihapla seyreden, nefes darlığı, öksürük gibi şikayetlerle kendini gösteren bir hastalıktır. Genetik geçişli olan türleri çoğunlukta olsa da sonradan ortaya çıkan vakalar da mevcut" dedi.

Toplumun yüzde 5 ila 10'luk kesimini etkileyen astımın sadece bireyi değil, ailesini de etkilediğini ifade eden Keleşoğlu, "Astımlı bir çocuğun yetiştirilmesi, şikayetlerinin takip edilip, tedavi edilmesi aileleri de epeyce etkiliyor. Aynı zamanda iş gücü kaybına da yol açabiliyor. Ataklar ya da astım nedeniyle işten uzak kalma, işini layıkıyla yapamama gibi sonuçlar kişiyi olumsuz etkiliyor" diye konuştu.

"TEDAVİYLE KONTROL ALTINA ALINABİLİR"

Astımın kontrol altına alınabilen bir hastalık olduğunu vurgulayan Uzm. Dr. Keleşoğlu, "Yeterince oksijen alamamak, yeterince nefes alamamak hem psikolojik hem bedensel olarak kişiyi yıpratıyor. Fonksiyonlarını tam anlamıyla yerine getirememesine neden oluyor. Ev hanımıysa ev işlerini, çalışan bireyse işini yeterince yapamıyor. Öğrenciler için de aynı durum geçerli" ifadelerini kullandı.
Astım tedavisinde kullanılan ilaçların bazı olumsuz etkileri olabileceğini belirten Keleşoğlu, buna rağmen tedaviyle sağlanan rahatlamanın ve hastalığın kontrol altına alınmasının öncelik taşıdığını ifade etti. Keleşoğlu, astım hastalarının aktif bir yaşam sürebilmesi için düzenli takip ve hekimin önerdiği tedaviye uyumun önemine dikkat çekti.

BAHAR VE SONBAHAR AYLARINDA ŞİKAYETLER ARTIYOR

Astım hastalığının genellikle mevsim geçişlerinde daha sık görüldüğünü aktaran Keleşoğlu, "Hafif seyirli astımlar, genellikle ilkbahar ve sonbaharda şikayetlerinin arttığını bildiriyorlar. İlkbaharda çiçek ve ağaç polenleri, sonbaharda ise mantarlar ve yabani ot polenleri bu duruma neden oluyor. Bu dönemlerde hastaneye başvurular artıyor, acil servise başvuru gerektiren astım tabloları daha sık görülüyor" dedi.
Bazı hastaların kendilerini iyi hissettiklerinde tedaviyi bırakabildiğini, bazı durumlarda ise hekimlerin süreci kontrol altında gördüklerinde geçici olarak ara vermeyi önerebildiğini belirten Uzm. Dr. Arif Keleşoğlu, şu uyarıda bulundu:
"Özellikle alerji sezonunun geldiği bu ilkbahar ve sonbahar ayları öncesi hastaların tekrar hekimleriyle irtibata geçip, şikayetlerinin artmış olması ya da olmaması durumunda bile tedaviyi bundan sonra nasıl sürdürecekleri ya da tedavisiz devam edip etmeyeceklerini hekimlerinden öğrenmelerinde fayda var."

Ebru Öztürk müjdeyi duyurdu: ‘Epilepside İlk Yardım’ kamu spotu yayında Ebru Öztürk müjdeyi duyurdu: ‘Epilepside İlk Yardım’ kamu spotu yayında

SİGARA, ENFEKSİYONLAR VE HAVA KİRLİLİĞİ TETİKLEYİCİ

Astımın genetik yapının yanı sıra dış ortam etkileriyle de şekillendiğini dile getiren Keleşoğlu, şunları söyledi:
"Psikolojik gerginlikler bile atağa sebep olabiliyor. Ancak en önemli engellenebilir faktör sigara kullanımıdır. Ayrıca enfeksiyonlardan korunmak büyük önem taşıyor. İnfluenza, VSV virüsü, adenovirüs gibi solunum yolu enfeksiyonları astım ataklarını tetikliyor. Grip aşısı ve zatürre aşısı yaptırmak bu açıdan faydalı."
Toplu alanlarda bulunmaktan kaçınılması, bulunuluyorsa da maske kullanılmasının koruyucu olduğunu ifade eden Keleşoğlu, ev içi ve dış ortamdaki kirleticilerin de astım hastalarını olumsuz etkilediğini belirterek, havanın kirli olduğu günlerde açık alanlardan uzak durulmasının faydalı olacağını aktardı.

"KONTROLSÜZ ASTIM ÖLÜMCÜL SONUÇLARA YOL AÇABİLİR"

İlaçların düzenli ve hekimin belirlediği dozda kullanılması gerektiğini vurgulayan Keleşoğlu, "Süregiden astım doğrudan ölüme yol açmaz. Ancak kontrol altında olmayan bir astım, atakla birlikte ciddi solunum yetmezliğine neden olabilir. Bu da oksijen, kortizon, solunum desteği gerektirir. Tüm bu tedavilere rağmen hayatını kaybeden hastalar da oluyor. Ölümcül olmaktan çok, sosyal yaşamı ve hastanın konforunu ciddi anlamda azaltan bir hastalıktır. Bu nedenle astım ciddiye alınmalıdır" dedi.

Kaynak: İHA