Türkiye, son yıllarda tarım ülkesi olmaktan uzaklaşmaya başladı. Artan maliyetler, çiftçiliğe azalan rağbet ve verilmeyen destekler tarım alanında gerilemeye neden oldu. Ülkede tarımın geleceği ile ilgili endişelerin arttığı bu dönemde, Türk Tarım Orman-Sen Genel Başkanı Ahmet Demirci, Polatlı Postası'na önemli açıklamalarda bulundu.
Türkiye’de tarımın geleceğine ilişkin önemli değerlendirmelerde bulunan Demirci, tarımın ülke ekonomisi ve gıda güvenliği açısından stratejik bir sektör olduğunu vurguladı. Demirci, açıklamasında tarım sektörünün güncel sorunlarına ve çözüm önerilerine dikkat çekti. Türkiye’nin verimli topraklara ve güçlü bir üretim potansiyeline sahip olduğunu belirten Demirci, ancak bu potansiyelin yeterince değerlendirilemediğini belirtti.
"FAHİŞ FİYATLAR ÇİFTÇİYİ ZOR DURUMDA BIRAKTI"
Tarım sektöründe çalışan kişilerin özellikle üretim alanında yaşadığı sorunları anlatan Ahmet Demirci, "Tarımsal girdilerdeki fahiş yükseklik, çiftçileri zorluyor. Özellikle pandemi döneminden sonra başlayan, Güney ve Kuzey bölgemizde yaşanan savaşların da etkisi var. Kızıldeniz'in geçişinin kısıtlanmış olması etkili. Karadeniz, Akdeniz ya da okyanus bağlantılarında savaş nedeniyle bölgede kriz yaşandı. Bu nedenle mal tedarikinde sıkıntılar yaşandı.
Özellikle gübre hammaddelerinin pahalı hale gelmesi, çiftçilerin en büyük sorunlarından biri hâline geldi. Bunun temel nedenleri arasında, küresel düzeyde yaşanan savaş ortamları bulunuyor. Rusya ve Körfez bölgelerinde yaşanan çatışmalar, petrol fiyatlarının aşırı şekilde yükselmesine neden oldu. Bu da doğrudan enerji maliyetlerine ve tarım girdilerine yansıdı.
Türkiye'de elektrik üretiminin büyük ölçüde petrole ve doğalgaza dayalı çevrim santralleri üzerinden gerçekleşmesi, bu artışın ülkemize olan etkisini daha da derinleştirdi. Akaryakıt, elektrik ve gübre gibi tarımsal girdilerin fiyatlarındaki fahiş artış, üretim maliyetlerinin kontrol edilemez bir şekilde yükselmesine neden oldu" ifadelerini kullandı.
"SU, TARIMIN CANSUYUDUR"
Yaşanan su krizleri ve kuraklığın da tarımı geriye çektiğine değinen Türk Tarım Orman-Sen Genel Başkanı Demirci, "Son 7-8 yıldır etkisini artırarak sürdüren kuraklık tehlikesi de tarımı ciddi anlamda tehdit ediyor. Su, tarımın cansuyudur. Ancak, iklim değişikliği nedeniyle yağışlar azaldı. Bu durum da sulama imkânlarının kısıtlanmasına ve ürün verimliliğinin düşmesine sebep oldu.
Çiftçiler, pahalı tarım girdilerini kullanmalarına rağmen, yeterli suya erişemedikleri için bekledikleri rekolteyi elde edemedi. Özellikle yağışa bağlı tarım yapan üreticiler, bu durumdan çok daha fazla etkileniyor. Kuraklık ve sulama suyu yetersizliği nedeniyle ürün kayıpları bazı bölgelerde %30'lara kadar ulaştı" açıklamasını yaptı.
HEM TARIM HEM DE SOSYOLOJİK YAPI RİSK ALTINDA
Tarım piyasasında yaşanan bozulmalara değinen Demirci, sözlerine şu şekilde son verdi: "Bir yandan girdi maliyetlerinin fahiş şekilde artması, diğer yandan kuraklık nedeniyle verimliliğin düşmesi ve tüketici alım gücünün zayıf kalması, tarım ürünleri piyasasında ciddi bozulmaları ortaya çıkardı. Üretici yüksek maliyetle üretim yaparken, tüketici bu ürünleri satın alamıyor. Bu dengesizlik, hem ekonomik hem sosyal açıdan tarımı sürdürülemez hâle getiriyor.
Baktığınıza bu kadar büyük bir nüfusun karşılığı olarak insanları tarımdan kaçırırsanız, tarım artık onlar için bir geçim kaynağı olmaktan çıkar. Ayrıca tarım yerine siz alternatif başka bir istihdam sağlayamıyorsanız, onun da şu an mümkünatı yok. Yani hem tarımınız göçüyor hem de sosyolojik yapınız aşırı derecede bozuluyor demektir".