Çiftçi için büyük sıkıntılar ile dolu bir sezon geride kaldı.

Afetler, borç yükünün iyiden iyiye artması, kuraklık ve şimdi de yeterli yağış olmaması.

Borçların yine ertelendiği bir yılı daha geride bıraktık.

Kısa süreli de olsa nefes almamız için yapılan bu erteleme aslında en büyük sıkıntımız haline dönüşüyor.

Bizimse buna aldırış ettiğimiz yok.

Borç erteleme bizi 3-5 ay ileriye taşıyor gibi görünse de borçlarımız giderek katlanıyor.

Şimdi birkaç ay ödemiyor olsak da önümüzdeki hasat sezonunda borç yükünün ikiye katlanarak ödeneceğini kimse umursamıyor.

Bu aslında çiftçiye yapılan en büyük kötülüklerden bir tanesi.

Düşünün afetler, kuraklık sıkıntısı, girdi maliyetlerindeki artışlar ve ürünü tüm bu zorluklarla düşük fiyattan sattığımız bir ortam.

Borç yükü giderek artarken biz hali hazırda borcumuzu ödemek şu yana dursun, önümüzdeki yıl içinde kendimizi ve ürünlerimizi ipotek etmiş oluyoruz.

Polatlı çiftçisi gibi ülke genelindeki tüm çiftçilerin sıkıntısı aynı.

Üzerine susuzluk nedeniyle harcadığımız elektrik ve diğer giderleri de yok saymayalım.

Bana göre hükumet borç erteleme yerine çiftçilere yönelik gerekirse tek sefere mahsus bile olsa borç yapılandırması yapmalı.

Yapılandırma derken bu yıl için yapılanı kastetmiyorum.

Başlı başına sulamadan elektriğe, desteklemeden borç faizlerinin silinmesi yada en aşağı çekilmesine kadar tam kapsamlı bir yapılandırmadan bahsediyorum.

Bu hem çiftçiyi yeniden diriltir hem de devletin alacaklarının tahsilini kolaylaştırır.

Aksi takdirde çiftçinin hem kamuya hem de özel sektöre olan borcu giderek büyüyecek ve eninde sonunda tarımdan kopmayan, üretimde azalmalar ve çiftçilikten vazgeçmeler başlayacak.

Bu yüzden hem devleti hem tarımı hem de çiftçileri topyekün rahatlatacak ve geleceğe taşıyacak hamleler gerekiyor.

Üstelik vakit kaybetmeden ve iş işten geçmeden!