Nallıhan’ın güneyinde, Sakarya Nehri kıyısında bulunan Emremsultan Köyü, Anadolu’nun manevi tarihine ışık tutan önemli bir şahsiyetin, Taptuk Emre’nin yaşadığı ve Yunus Emre’nin yetiştiği yer olarak biliniyor. Miladi 1200’lü yıllarda Türkistan’dan geldiği rivayet edilen Taptuk Emre, Anadolu’da tasavvufun yayılmasında öncü isimlerden biri olarak kabul ediliyor.

Yeni adli yıl Polatlı Adliyesi’nde başladı
Yeni adli yıl Polatlı Adliyesi’nde başladı
İçeriği Görüntüle

Rivayetlere göre Hacı Bektaş Veli ile Taptuk Emre arasında dikkat çekici bir diyalog yaşanmıştı. Hacı Bektaş, Anadolu’daki erenleri Kırşehir’e davet ettiğinde Taptuk Emre bu davete icabet etmez. “Ben nasibimi aldım” diyerek gelmeyen Taptuk, Hacı Bektaş’ın ısrarı üzerine Kırşehir’e gider. Orada gördüğü yeşil bene sahip elin, nasibini aldığı el olduğunu fark ederek, aradığı kişinin aslında yanında olduğunu anlar. Bu olaydan sonra “Taptuk” yani “aradığını bulmuş” olarak anılmaya başlanır.

Taptuk Emre Türbesi

Yunus Emre’nin Taptuk Emre’nin dergâhına girişi de Anadolu tasavvuf tarihinde önemli bir dönüm noktasıdır. Rivayete göre, kuraklık döneminde Hacı Bektaş Veli’den buğday istemeye giden Yunus, kendisine sunulan “nasip” teklifini reddeder ve yoluna devam eder. Ancak kısa süre sonra pişman olup geri döner. Hacı Bektaş Veli, Yunus’un nasibinin anahtarını Taptuk Emre’ye verdiğini söyleyince, Yunus yıllarca onun dergâhında hizmet eder.

Yunus’un dergâhta yıllarca odun taşıdığı, hiçbir zaman eğri odun getirmediği ve “Sizin dergâhınıza eğri odun bile giremez” diyerek bağlılığını ifade ettiği anlatılır. Bu süreçte aldığı feyz ile Türk halk edebiyatının en önemli isimlerinden biri haline gelen Yunus Emre, Taptuk Emre’nin manevi rehberliğinde yetişmiştir.

Bugün Nallıhan’da bulunan Emremsultan Köyü, hem Taptuk Emre’nin hem de Yunus Emre’den derin izler bırakıyor.

Muhabir: TUĞBA AKKESEN DEMİRDAŞ