Ankara’nın Sincan ilçesine bağlı Girmeç Mahallesi, antik Roma döneminden günümüze ulaşan önemli bir kültürel mirasa ev sahipliği yapıyor. Bölge halkı tarafından “Üçkızlar Hamamı” olarak bilinen bu antik ılıca, hem tarihi dokusu hem de şifalı suyuyla dikkat çekiyor. Girmeç, eski adıyla "Germic", Çile Dağı’nın doğu yamacında yer alıyor. Ankara Çayı'nın da içinden geçtiği bölge, antik çağlardan itibaren yerleşim görmüş ve Üçkızlar Hamamı ise bu bölgedeki en dikkat çekici kalıntılar arasında yer alıyor.
YOK OLMA TEHLİKESİYLE KARŞI KARŞIYA
Girmeç Üçkızlar Hamamı hakkında 1873 tarihli Ankara Vilayeti Salnamesi'nde yer alan bilgilere göre, hamamın suyunun demir madeni içerdiği, bu nedenle çıban gibi cilt hastalıklarına iyi geldiği belirtilmiş. Aynı kaynakta, yakın köylerden Malıköy’deki kükürtlü suların ise uyuz hastalığına şifa olduğu açıklanmıştır. Bugün yalnızca 1,5 metre yüksekliğinde ayakta kalan kalıntılar, yok olma tehlikesi ile de karşı karşıya kalmıştır.
FRANSIZ MİMAR ESERİNDE HAMAM HAKKINDA BAHSETTİ
Girmeç Hamamı’nın ünü, yalnızca yerel kaynaklarla sınırlı değil. 1833 yılında bölgeyi ziyaret eden Fransız mimar, arkeolog ve gezgin Charles Texier, “Küçük Asya” adlı eserinde Üç Kızlar Hamamı’ndan detaylı şekilde söz etmiştir. Texier, hamamın yerli halk tarafından “Ceneviz eseri” olarak tanımlandığını belirterek, yapıdan akan ılıca suyunun kaynağının kalenin bulunduğu dağın kuzey yamacı olduğunu ifade etmiştir.