Senden Önce Oyuncuları ve resimleri listesi ile karşınızdayız. Kanal D’nin yeni dizisi Senden Önce Karakterleri şimdiden çok merak ediliyor. Senden Önce dizisi oyuncuları kimler? Senden Önce başrol oyuncuları kim? Peki Senden Önce dizisinde kimler oynuyor? Kanal D Senden Önce oyuncu kadrosu ve resimlerini sizlerle paylaşmak istedik.

Senden Önce Oyuncuları ve Resimleri / Senden Önce dizisi oyuncuları

Senden Önce oyuncuları ve resimleri listesiyle dizideki karakterleri kısaca tanıtmak istiyoruz. Önce Senden Önce başrol oyuncuları kimler, ona kısaca değinelim:

Senden Önce Başrol Oyuncuları – Senden Önce dizisinde başrolde kim oynuyor?

Dizinin afişlerinde de göreceğimizi gibi ana hikayede 3 ana karakter var. Alp Navruz (Hakan), Sinem Ünsal (Merve), Nilperi Şahinkaya (Sahra)… Aşk, sadakat ve ihanet üçgeni bu üç ismin etrafında dönüyor.

Senden Önce Oyuncuları Listesi / Senden Önce dizisi oyuncuları kimler?

Peki Senden Önce dizisinde başka kimler oynuyor? Senden Önce oyuncuları listesi şöyle: Alp Navruz (Hakan), Sinem Ünsal (Merve), Nilperi Şahinkaya (Sahra), Tansel Öngel (Kaan), Uğur Uzunel (Ömer), Uğur Biçer(Serdar), Altan Erkekli (Derman), Timur Ölkebaş (Tahsin),Nalan Kuruçim (Semiha), Işıl Dayıoğlu (Adalet), Lidya Atlik (Şule), Taha Ünal (Emir), Elif Baysal (Makbule), Ahmet Fuat Onan (Nahit)

Senden Önce Oyuncu Kadrosu / Senden Önce dizisi oyuncuları

Dizinin oyuncu kadrosu şöyle: Alp Navruz (Hakan), Sinem Ünsal (Merve), Nilperi Şahinkaya (Sahra), Tansel Öngel (Kaan), Uğur Uzunel (Ömer), Uğur Biçer(Serdar), Altan Erkekli (Derman), Timur Ölkebaş (Tahsin),Nalan Kuruçim (Semiha), Işıl Dayıoğlu (Adalet), Lidya Atlik (Şule), Taha Ünal (Emir), Elif Baysal (Makbule), Ahmet Fuat Onan (Nahit)

Senden Önce Karakterleri – Senden Önce dizisindeki karakterler

Alp Navruz (Hakan)

Hakan, aslında inşa etmek istediği şey iş dünyasında başarı elde etmekti. Ancak, kendi hayatında gerçek bir yuva kurmayı başaramadı. Kalbinin derinliklerinde, gerçek bir sevgiye sahip olma özlemi vardı. Sevginin gerçekliğinden emin olabilme duygusu, onun için çok önemliydi. Ancak karısının sevgisinden hiçbir zaman tam anlamıyla emin olamadı ve bu da içinde sürekli bir belirsizlik hissi yarattı. İş gezisi sırasında yaşadığı küçük aşk kaçamağı, aslında onun için büyük bir felaket oldu.

Merve, karşısındakilere her zaman gerçek ve dürüst olmayı önemseyen biriydi. İnsanlarla ilişkilerinde yalan dolan olmadığı için kendini özel hissediyordu. Ancak, bu özelliği onun sevildiği anlamına gelmiyordu. Ne yazık ki, Merve'nin gerçekliği artık imkansızdı ve bu durumda onu sevmek de zorlaşıyordu. Ancak, söz konusu Hakan olduğunda işler farklıydı. Hakan, çocukluğundan beri büyük hedefler belirlemiş ve bunları başarmıştı.

Sinem Ünsal (Merve)

Merve, kendini hiç kimsenin hiçbir şeyi olarak tanımlamasına rağmen, aslında bir kişinin her şeyi olma yolunda kararlılıkla ilerledi. Kalbini aile olmaya adamıştı. İlk olarak dostluğun kapısını çaldı, çünkü dostluk da bir aileyi oluşturabilir mi diye merak etti. Ancak bu denemeden sonra aşkın kapısını zorladı ve eşiyle bir yuva kurmaya çalıştı.

Aile olmak, zamanla öğrenilebilen bir kavramdır. Ancak bu süreçte dostlarımızla düşmanlarımızla karşılaşmak beklenmedik bir savaşa dönüşebilir. Fakat Merve, bu zorlu mücadelede direnmeyi başardı. Çünkü direnmek, onun yetimhane günlerinden beri taşıdığı küçük bir oyuncak gibi değerliydi. Bu oyuncak, hayatta tek başına olduğu zamanlarda ona umut veren ve güven aşılayan bir simgeydi. Merve'nin içindeki güç ve azim sayesinde aile olma yolunda adımlarını sağlam atmaya devam etti.

Nilperi Şahinkaya (Sahra)

Sahra, babasının ve annesinin trajik ölümünden sorumlu olduğu çocuk yaşta bir kadındır. Onun için hayatta en çok nefret ettiği an, annesinin cezaevine gönderildiği ve kendisinin de yetimhaneye düştüğü andır. Ancak talihsizlikler zinciri içinde aynı gün Sahra'ya en büyük dostunu, Merve'yi hediye etmiştir.

Bir adamın kızı olmak, içini bulandırmasının yanı sıra, bir başka adamın eşi olmayı düşünmek bile kendine yakıştıramamıştır. Evlilik kurma hayalinden bile uzak durmuş ve bunu asla düşündürmemiştir. Aşk onun için yürek yakıcı bir şey değildir, tam aksine kaçınılması gereken bir durumdur. Sahra'ya göre, sonuçta her zaman kötüye gider.

Tansel Öngel (Kaan)

Kaan, kardeşi Hakan'ın tam aksine, cesur bir kişilik sergiler ve zor günlerle mücadele etmek yerine onlarla aktif şekilde dövüşmeyi tercih eder. Romantik bir ruha sahip olmasıyla birlikte aynı zamanda da kırılganlık gösterebilir. Onun duygusal yapısı nedeniyle kolayca yaralanabilir ve manipülasyona açık hale gelebilir, bu durumda yazık ki iyileşmek de zor olabilir.

Kaan, biraz melankolik bir yapısı vardır ve bazı takıntılara sahiptir. Cevaplara kolay ulaşamaması ve her şeyi sorgulamaması, doğruyu bulmayı tercih ettiği anlamına gelir. Kendisi için iyi bir insan olmasına rağmen, bu yüzden hiçbir zaman tam anlamıyla mutlu hissetmeyi başaramamıştır ve içten içe "İyi olduğumu tam anlamıyla hissedemiyorum" diyememiştir.

Uğur Uzunel (Ömer)

Ömer, aşkın gerçekte bir obsesyon olduğunun farkında dahi değil. Olsa bile, yılmadan ve vazgeçmeden yolunda ilerlemeye devam ediyor. Ancak Mevlana'nın dediği gibi, aşk sadece sandığın kadar değil, yandığın kadar anlamına geliyor. Bu sözleri göz önünde bulundurduğumuzda, Ömer'i bu durumdan kurtarmak artık imkansız gibi görünüyor.

Artık Ömer'in amacı sadece yanmak değil, alevleri yükselterek her şeyi yakıp yıkmaktır. Ve tabii ki, aşk da Ömer'in kendini yaktığı yerde başlayan ve sonunu bile bile kendini ateşe verdiği bir şeydir. En başından bu yana ateşe doğru adım adım ilerleyen Ömer, kendi kendini yakmaktan çekinmez. Çünkü onun için aşk, tutkuyla yanmanın sonucunda ortaya çıkan bir deneyimdir.

Uğur Biçer(Serdar)

Eğer usta ressam Abidin Dino, çaresizliği tuvale yansıtabilseydi, kesinlikle Serdar'ı resmederdi. Diploması olan ancak işsiz kalan Serdar, babasıyla birlikte yaşadığı küf içindeki merdiven altı dairelerinde hayat mücadelesi vermektedir. Koah hastası babasıyla olan ilgisi ve sorumluluğu nedeniyle bir türlü istediği işi bulamayan Serdar, çalışkan ve dürüst bir adamdır. Ancak ne kadar çabalarsa çabalasın, babasını yalnız bırakacak bir iş bulmakta başarılı olamamaktadır.

Hayatta kalma savaşı veren Serdar, adeta yaşamak yerine hayatta kalmaya çalışmaktadır. Bu içinden çıkılmaz paradoksta gösterdiği azim ve kararlılık gerçekten takdire şayandır. Serdar'ın hikayesi oldukça dokunaklı ve herkesin empati duyabileceği türden bir örnektir. Bu durumda bile umutsuzluğa kapılmadan mücadelesini sürdüren Serdar'ın karakteri gerçekten ilham vericidir.

Altan Erkekli (Derman)

Mahallenin güzel abisi Derman, sadece meyve ve sebzelerle değil, karakteriyle, dostluğuyla ve sevdasıyla da gönülleri şifa deposu gibi sarar. Ancak ne yazık ki kılavuzu olan aklı biraz hasta. Zira gönlü ve zihni de yıpranmış, yorgun düşmüş durumda. Fakat bu onun değerini azaltmaz, tam aksine derinliklerinde daha büyük bir güç barındırdığını gösterir.

Mahalle sakinleri ona güvenir ve her zaman umut ışığı olarak görürler. Herhangi bir zorlukla karşılaştıklarında Derman'a başvururlar çünkü bilirler ki o, içtenlikle yardım edecek ve iyileştirici sözleriyle kalplerini okşayacaktır. Hastalıkları olanlar için de adeta bir rehberdir; sabrı ve anlayışıyla onların yükünü hafifletir. Mahallenin güzel abisi Derman'ın yaşam enerjisi kendisine bile ilham verirken, etrafındaki insanların hayatlarına da dokunan büyük bir etki yapar.

Henüz farkında olmasa da, Derman Alzheimer hastası olarak yaşamını sürdürmektedir. O, Adalet'in yılmaz sevdalısıdır ve onun için her daim mücadele etmektedir. Balat'ın romantik delikanlısı olarak bilinen Derman, çevresindeki insanlara karşı anlayışlı ve duyarlı bir şekilde davranmaktadır.

Aynı zamanda fedakar bir abidir; sevdiklerini her zaman ön planda tutar ve onlar için gerektiğinde kendinden bile vazgeçebilir. İnatçı keçisi olarak tanınan Derman, hedeflerine odaklanır ve asla pes etmez. Onun kararlılığı ve azmi, başarıya giden yolda büyük bir avantaj sağlar.

Nalan Kuruçim (Semiha)

Para, güçlü bir cazibe merkezi olsa da, Semiha'nın değerleri ve karakteri onu para konusunda tutkulu birisi haline getiriyor. Bir kıssayı hatırlatalım; gerçek arkadaşlık, dostlukların tarifidir. Kimi dostlar ekmek gibidir, her gün yanında olmasını arzularsın. Kimileri ise ihtiyaç duyduğunda ilaç gibi gelirler hayatına. Ancak bazen de bazı dostlar hastalık gibidir, seni bulur ve seninle birlikte sıkıntılara yol açarlar.

Işıl Dayıoğlu (Adalet)

Adalet, adıyla müsemma olan biri. Eski yetimhane müdürü olarak görev yaptığı dönem boyunca vicdan terazisini her zaman doğru tartmıştır. Bugüne kadar herkese hakkını vermiş, kimselerden bir şeycik istememiş ve kimseye müdana etmemiştir. Onun sevgisi ise sınırsızdır, fakat hiç evlenmemiş olması hayli dikkat çekicidir. Adalet'in hayatında adalet ilkesine olan bağlılığı her adımında hissedilir.

O, kendisi için değil, başkalarının haklarını korumak için yaşamıştır. Yetimhane müdürlüğü esnasında çocuklara sevgi dolu bir aile ortamı sunmuş ve onların ihtiyaçlarını karşılamıştır. Herhangi bir kişi veya durum karşısında önyargılı olmayan Adalet, objektifliği ve tarafsızlığıyla tanınır. İnsanların adalet arayışına rehberlik etmiş ve onları doğru yola yönlendirmiştir. Evlenmemiş olmasının nedenleri belki de Adalet'in kendini topluma adamış oluşudur.

Yeğeni Emir ile bir başına yaşayan bu muhteşem kişi, mahalle sakinleri için gerçek bir kahramandır. Herkesin derdi ile ilgilenir, zamanını harcar ve onlara yardım eder. Onda kin yok, nefret yoktur çünkü kalbi sevgiyle doludur. Ancak hayatta ihmal ettiği tek bir kalp vardır - o da kendi kalbidir. Bir türlü kalbinin peşinden gidemez; dostluğun sınırlarını aşmak istese de biraz aşka cesaret edemez. Belki utandığı için, belki de bencilce olduğunu düşündüğü için bu duyguları bastırır ancak en çok Emir'in yalnız kalma korkusuyla mücadele eder.

Taha Ünal (Emir)

Adalet'in kurtlar sofrasındaki kuzusu, biricik yeğeni. Henüz çocuk yaşta olmasına rağmen, emekli olan teyzesine yük olmamak adına okulu bırakıp çalışmaya başlamış bu koca yürekli küçük çocuk, gerçekten takdire şayan bir örnektir. Derman'ın çıraklığında sadece manavlığı öğrenmekle kalmamış, aynı zamanda romantizmi de etüt etmiştir. Temiz kalbi ve duru aşkıyla adeta yaşayan bir mümessil gibi hareket eder.

Onun sahip olduğu bu özellikler, hem iş hayatında hem de sosyal ilişkilerinde kendisini öne çıkarmaktadır. Her zaman pozitif bir enerjiyle dolu olan bu genç adam, etrafındaki herkesin sevgi ve saygısını kazanmayı başarmıştır. Adalet'in yanında çalışmak onun için büyük bir onurdur ve o da her an bu onuru taşımaktadır. Yaptığı işe olan tutkusu ve müşterilerine verdiği değer ile daima en iyi hizmeti sunmaktadır. Adalet'in kurtlar sofrasındaki bu masum kuzusu, gelecekte daha da büyük başarılara imza atacak potansiyele sahiptir.

Kaynak: HABER MERKEZİ