Polimer kille şekillendirdiği sanatsal bebeklerle tarihi kahramanları, sinema karakterlerini ve geleneksel Anadolu kadınlarını yaşatan Kültürel Miras Taşıyıcısı unvanına sahip sanatçı Özlem Işık Sarıhan, Türkiye’yi uluslararası platformlarda başarıyla temsil ediyor. Sarıhan’ın titizlikle hazırladığı eserler, yurt dışındaki birçok özel müzede ve koleksiyonda sergileniyor.
MERAKI SAYESİNDE İSMİNİ DÜNYAYA DUYURDU
Art doll, yani "sanatsal bebek" yapımını icra eden Özlem Işık Sarıhan, haber sitemize yaptığı açıklamada, bu alanda herhangi bir akademik eğitimi olmamasına rağmen, merakı ve sanata duyduğu ilgiyle 15 yıldır polimer kil ile bebekler ürettiğini ifade etti. Asıl mesleğinin kostüm tasarımı olduğunu belirten Sarıhan, sanatsal bebek yapımının birçok farklı disiplini içinde barındırdığını vurguladı. "Sanatsal bebek yapımı, birçok alanın birleşmesinden oluşuyor" diyen Sarıhan, şu ifadeleri kullandı:
"Makyaj yaparken resim yapmış oluyorsunuz, yüzü kille sıfırdan şekillendirirken heykeltıraş oluyorsunuz, saç tasarımıyla kuaför, kostüm tasarımıyla bir kostüm sanatçısı oluyorsunuz. Tüm bu alanların birleştiği bu sanat dalında her aşamayı kendim çalışıyorum. Diorama tarzı çalışmalarla bu sanatı birleştirmeyi seviyorum."
ULUSLARARASI BİRİNCİLİKLERE İMZA ATTI
Dünya genelinde "art doll" olarak bilinen bu sanatın Türkiye’de "sanatsal bebek" olarak adlandırıldığını belirten Sarıhan, bu alanda uluslararası birincilikler elde ettiğini söyledi. Yurt dışındaki koleksiyonerlere yönelik çalışmalar yaptığını belirten sanatçı, farklı temalarda karakterler ürettiğini, ancak özellikle Anadolu kadınları üzerine hazırladığı koleksiyonların kendisi için ayrı bir yere sahip olduğunu şu sözlerle vurguladı, "Anadolu kadınları üzerine de koleksiyonlarım var ve bu çalışmalarım çeşitli müzelerde sergileniyor."
BELÇİKA'DAKİ MÜZE İÇİN YENİ KOLEKSİYON HAZIRLIYOR
Sanatsal bebek yapımının Türkiye’de yaklaşık 100 yıldır var olan bir alan olduğunu ifade eden Sarıhan, ülkemizde bu sanatın genellikle kitre bebek, bez bebek gibi farklı türlerde icra edildiğini belirtti. Kendi çalışmalarının ise daha çok heykele yakın, realist formda olduğunu ifade eden sanatçı, "Benim yaptığım çalışmalar daha çok heykele yakın. Kullandığım malzemeler farklı ve daha gerçekçi figürler ortaya koyuyorum" dedi. Şu sıralar Belçika’daki bir müze için “cadılar ve mitoloji” temalı özel bir koleksiyon üzerinde çalışan Sarıhan, en çok kültürel değerlerimizi yansıtan koleksiyonları sevdiğini söyledi. Anadolu kadınları, Kurtuluş Savaşı’nın kadın kahramanları ve Dede Korkut gibi temaların, sanatında geniş yer tuttuğunu belirtti.
EN BÜYÜK HAYALİ TÜRKİYE'DE MÜZE AÇMAK
Bu alanda, Türkiye’de boyut ve çalışma tarzı bakımından tek olduğunu söyleyen Sarıhan, en büyük hedefinin, Anadolu kadınlarına ithaf edilen bir müze kurmak olduğunu söyledi. Bu alanda ülkesini dünya genelinde başarıyla temsil ettiğini belirten sanatçı, Türk kültürüne dair oluşturduğu koleksiyonların yurt dışında büyük ilgi gördüğünü söyleyerek, konuşmasını şu sözlerle sonlandırdı:
"Yurt dışında ülkemi ve kültürümü en iyi şekilde temsil ettiğime inanıyorum. Bir Türk sanatçının, bu denli büyük koleksiyonlar yapması ve sonucunda takdir görmesi gurur verici bir şey. En büyük hedefim, Anadolu kadınları üzerine bir müze oluşturmak. İnşallah bunu gerçekleştirmek de bana nasip olur."
