Uzun yıllar önce, Polatlı’da sanayi sitesi Eti caddesi iç kısımlarında yer alırken, şehir büyür ama bir türlü bu sanayi işine çözüm bulunamaz. Polatlı’nın sanayisine emek veren değer katanlardan biri olan Raif Çiçek önderlik eder. Büyük tartışmalardan ve





olumsuz yaklaşımlardan sonra bazı kararlar alınır. Herkes kendi düşüncesine göre bir şeyler söyler ve herkes her zaman olduğu gibi haklıdır. Ama





şehir büyüyor ve şehrin göbeğinde sanayi çok uygun görünmüyordur.





Raif bey, kendisi gibi düşünen insanlar ile birlikte, şehrin bir hayli dışında kalan Sanat Okulu binasının karşısındaki arazinin yeni sanayi sitesi olması için çaba sarf eder. Tartışmalar





devam eder ama Raif bey ve arkadaşları davalarından vaz geçmezler ve sonunda bugünkü Yeni Sanayi Sitesi start alır. Elbette herkesin büyük





emeği söz konusu ama Raif bey önderlik eder, geri adım atmaz ve onunla beraber olanlar ile birlikte bu büyük işi başlatırlar. Bugün şehir ekonomisinin marka merkezi haline gelen Yeni Sanayi Sitesi’nin





hikâyesini burada bırakalım. Aradan yine uzun yıllar geçer. Şehirde





artık Organize Sanayi Bölgesi yapılması tartışması çıkar. POBİAD başkanı





Sami Çay bu işe önderlik eder ve yanında İrfan Efe vardır. Sami bey, siyasete doğru yol alınca





işin başına geçen İrfan Efe, büyük bir aşkla bu işe sarılır. Polatlı’ya Organize Sanayi Bölgesini kurarak ve bunun pazarlamasını yaparak yerleri satıp büyük yatırımları şehre çekmenin





kavgasıdır bu. O da ciddi suçlamalara maruz kalır, OSB olsun diye uğraştığı yer hazine arazisidir ama dedikodular, kendisinin orada yeri olduğu için değerlensin diye OSB yaptırmak istediği





yönündedir. Büyük uğraşlar verilir, büyük mücadeleler ve Sami Çay da Belediye Başkanı





olunca birlikte bu işi kotarırlar. Bugün Polatlı ekonomisinde değer taşıyan OSB bunun eseridir.





Bir başka hikâye ile devam edelim. 1993 yılı Polatlı Belediye Başkanı Fikret Sururi Evirgen’dir. Kaymamak ise Ramazan Urgancıoğlu. Evirgen o yıl 13 Eylül şenliklerini çok görkemli yapmak





istemektedir. Yeniden eskisi gibi görkemli bir tören. Kaymakam da bu işe çok inanır ve beraber bir karar alırlar, bir komite kurarlar. Komiteye benim sivil olarak başkanlık etmemi kararlaştırırlar. Tayin işleri hariç her konuda imzanıza sahip çıkarız derler. Evirgen makam aracını tahsis eder. Orhan Şahinli





( Dönemin Halk Eğitim Merkezi Md. ), Yavuz Dingeç (Belediye) Şamil Engin (Belediye) Hasan Erbay, komitenin üyeleri. Dağ bayır bakan kovalayıp, değişik bir şeyler yapmak için çaba sarf edilir. Bazı





sözler alınır bazıları imkânsızlaşır. Bunlardan birisi de şehre Mehter takımı getirme fikridir. Şamil Engin bu konuda çok ısrarcıdır. Ama bir tek Genel Kurmayın Mehter takımı vardır





oda mümkün görünmemektedir. Sonra bir yolunu bulur ve İnegöl’de bir mehter takımı olduğunu adının “Türk Tasavvuf Musikisi Cemiyeti vb bir isminin olduğunu keşfeder.





Peşine düşer, gider gelir ama ikna edemez. Bu olaylardan çok kısa bir süre önce Bursa’dan Ankara’ya Demirel’i ziyarete giden heyetin Polatlı yakınlarında yaptığı kaza ile 16 kişi hayatın





kaybetmiştir. Başlarında da bu cemiyetin başkanı olan Mehmet bey vardır ve o da vefat etmiştir. Artık çare kalmaz ve bunu da biraz istismar ederek İnegöl Mehteran Bölüğünü Polatlı 13 Eylül törenlerine





gelmeye ikna ederler. Ama aynı sabah Ankara Atatürk spor salonunda bir tören vardır orada küçük bir konserleri vardır, o konserden sonra kıyafetlerini değiştirmeden doğrudan





yola çıkacaklar ve Polatlı’da törenlerin sonuna yetişerek katılacaklardır. Ve başka bir çok işler, Şamil öndedir ve büyük mücadele eder. Sonunda mehter alana zor yetişir, protokol tam kalkarken





uzaktan bir ses gelir “ mehter geliyor” ….. bağıran Şamil’dir, aşkla şevkle ve sesinin yettiğince…. Mehter gelir geçit yapar, saatlerce şehirde gezerek konser verir, pencerelerde insanlar





ağlar, alkışlar, katılırlar… Büyük mutluluk….. Akşam da konser verirler ve büyük anılarla dönerler. Bir başka hikâye, eski sanayide bir marangoz dükkânı. Kimseden bir şey istemeyen,





kimseye boyun bükmeyen, kendi yolunda yürüyen, eski Fars ve İslam kültüründen derin hikâyeler ile insanları doğruluğa ve adalete çağıran bir adam. Çok başarılı işleri yok belki ama yaptığı işlerin





hiçbirisine hiç kimsenin söyleyecek bir eleştirisi yok. Siyaset, hayatında önemli, bir





demokratın kızı ile evlenir ama siyasi bakışını daha da güçlü olarak devam ettirir. Zaten Polatlı’da kimse onun adamlığına ya da işine gücüne laf etmez. Tek eleştirileri vardır: “ Komünist de olmasa iyi





çocuk ama… “ kimdir bu,





Şadi Engin. Raif Çiçek bir Kafkas beyefendisi, oğulları Şada ve Şamil Engin. Yeğeni İrfan Efe. Hepsi vefat ettiler, belki anlattığım hikâyede anlatılması gereken vefat etmiş, çok insan var. Özellikle Fikret Sururi Evirgen ve Yavuz Dingeç. Ama onları bir başka zaman anlatmaya çalışma sözü vereyim.





Şamil’in vefatını duyunca aklıma gelenler bunlardı. Demokrat bir baba Rafi bey, komünist çocuklar Şadi, Şamil, liberal yeğen İrfan EFE. Ama hep bir mücadele ve hep yaşadıkları yerin gelişmesi





mücadelesi. Uzun uzun anlatılması gereken insanlar, sonra Şamil OSB Genel Sekreteri oldu ve bu güzel başlangıcın kemale ermesine neden oldu. Büyük bir eser hediye etti şehri. Belediye Başkanımız Mürsel Yıldızkaya’dan bir ricam var. Bu şehre hizmet edenlerin adına bir çeşmeler mekânı yapın. Her birinin ismini koyun, size hikâyeleri anlatacak çok kişi çıkar. Kimse çıkmazsa ben söz veriyorum,





size bütün bildiğim hikâyeleri anlatırım. Ama bu şehre bu kadar emeği geçmiş bu güzel insanlar için, zikirlerine fikirlerine bakmayın, hizmetlerine bakın ve bir anıt yapın. Ben 20 yıldır bunu söylüyorum, kim bilir belki size nasip olur