Milyonlarca İstanbullunun korkulu rüyası olan büyük Marmara depremiyle ilgili tartışmalara, Prof. Dr. Osman Bektaş'tan yeni ve farklı bir bakış açısı geldi. Bektaş, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, Marmara'daki bazı yer altı hareketlerinin, aslında büyük bir felaketin önüne geçiyor olabileceğine işaret etti.
"FAY VALFI" NEDİR VE BÜYÜK DEPREMİ NASIL ENGELLİYOR?
Prof. Bektaş, kendi geliştirdiği "fay valfı" teorisini şu şekilde açıklıyor:
-
Valf Görevi: Fay hattı, yerin derinliklerinden gelen basınçlı ve sıcak akışkanların (jeotermal sular ve gazlar) yeryüzüne ne kadar sızabileceğini kontrol eden bir "vana" veya "valf" görevi görüyor.
-
"Açık" Valf Ne İşe Yarıyor?: Eğer bu "valf" açıksa, sızan bu akışkanlar, fayın iki yakasını adeta "yağlayarak" kaymasını kolaylaştırıyor.
-
Sonuç: Bu "yağlanma" sayesinde, fay hattı kilitlenip devasa bir enerji biriktirmek yerine, enerjisini "creep" adı verilen yavaş ve sürekli bir kayma ile, küçük küçük boşaltıyor. Bu durum, büyük ve yıkıcı bir depremin oluşması için gereken o yüksek gerilimin birikmesini engelliyor.
KANITI NE? DENİZDEKİ SICAK SU VE METAN GAZI ÇIKIŞLARI
Prof. Bektaş, bu teorisinin kanıtının, Marmara Denizi'nin dibinde yapılan gözlemler olduğunu belirtiyor. Özellikle Tekirdağ-Orta Marmara ve Çınarcık Çukurları’nda gözlemlenen sıcak su ve metan gazı çıkışları, bu bölgelerdeki "fay valfının" açık olduğunun en net işareti olarak gösteriliyor.
"KUMBURGAZ SEGMENTİNDE YETERLİ GERİLİM BİRİKMİYOR"
Bektaş, en çok endişe edilen segmentlerden biri olan Kumburgaz Fayı üzerinde de bu "valfın" açık olduğunu ve bu nedenle segmentin, büyük bir deprem üretecek kadar yeterli gerilim biriktiremediğini savundu. Bektaş'a göre, Büyükçekmece açıklarında meydana gelen 6.2 büyüklüğündeki 2025 depremi de, bu segmentte büyük bir kırılmanın olmadığını ve enerjinin bir kısmının bu şekilde boşaldığını ortaya koydu.
Prof. Dr. Osman Bektaş, 1935, 1963 ve 2025 depremlerinin, kendi "açık fay valfı" görüşünü doğrulayan en önemli kanıtlar olduğunu savundu.