Ankara ile Eskişehir sınırları arasında yer alan Sakarya Nehri, yıllardır bölge tarımının temel su kaynağıydı. Ancak son dönemde kontrolsüz su kullanımı, plansız projeler ve artan kuraklık nedeniyle nehir yatağı adeta kurudu. Özellikle Polatlı’dan geçen, Eskişehir'in Çifteler ilçesinde doğan Sakarya Nehri’nin Eskikarsak ile Kavuncu köyleri arasındaki bölümü tamamen susuz kaldı.

Ankara'da korkutan yangın! Evde alevler yükseldi
Ankara'da korkutan yangın! Evde alevler yükseldi
İçeriği Görüntüle

Kavuncu Köprüsü’nden itibaren yaklaşık 40 kilometrelik alanda nehir suyu neredeyse tamamen yok olmuş durumda. Bölgedeki Kabak, Beşköprü, Kocahacılı, Gümüşyaka, Yeşilyaka, Yenice, Dory, Karailyas, Beylikköprü ve Kıranharman köylerinde binlerce dönümlük tarım arazisi suya hasret kaldı. Üreticiler ise çaresizlik içinde.

"SAKARYA'NIN YATAĞI ÖLÜ HALE GELDİ"

S.S. Ankara Bölgesi Sulama Kooperatifleri Birliği Başkan Yardımcısı Yaşar Özer, yaşanan su kriziyle ilgili yaptığı açıklamada, “Sakarya Nehri’nin yatağı artık cansız hale geldi. Ne tarıma ne de doğaya faydası kaldı” dedi. Nehirden yeterince su alamayan çiftçiler, ürünlerini kurtarabilmek için tarlalarında kuyu açmak zorunda kalıyor. Ancak bu çözüm, yer altı su kaynaklarını tehdit ederken, içme suyu kıtlığı riskini de beraberinde getiriyor. Sorunun büyümeden çözülmesi gerektiğini dile getiren Özer, “Nehir yatağı boyunca adeta kazılmadık yer kalmadı. Kontrolsüz açılan kuyular, hem içme suyu rezervlerini tüketiyor hem de doğal dengeyi bozuyor" ifadelerini kullandı.

DSİ PROJELERİ YENİDEN DEĞERLENDİRİLMELİ

Yukarı havzada yer alan Gökpınar Barajı ve regülatörler, özellikle yaz aylarında suyun başka bölgelere aktarılmasına neden oluyor. Kapalı devre sulama sistemlerinin eksikliği ve vahşi sulama yöntemlerinin yaygınlığı, mevcut sorunu daha da derinleştiriyor. Projelerinin kapsamlı bir şekilde gözden geçirilmesi gerektiğini vurgulayarak, “Kabak Köyü’nde yer alan DSİ regülatöründen sonra yatağa su verilmediği gibi, barajdan çıkan su açık kanallarla uzak bölgelere taşınıyor. Bu, Sakarya Nehri boyunca yer alan üreticilerin kuraklıkla baş başa kalmasına neden oluyor" şeklinde konuştu. Özer, su krizinin çözümü için somut adımların atılması gerektiğini belirterek şunları söyledi:

  • Gökpınar Barajı, sadece yağmur ve doğal kaynaklara bırakılmamalı; kış aylarında Sakarya Nehri’nden desteklenmeli.

  • Yukarı Sakarya Sulama Birliği, açık kanallar yerine kapalı devre sulama sistemine geçmeli.

  • İzinsiz halk sulamaları denetlenmeli, eski projelerdeki su kullanım izinleri gözden geçirilmeli.

  • En önemlisi, Sakarya Nehri yatağı susuz bırakılmamalı.

EKOSİSTEM ALARM VERİYOR

Havza bazlı sulama politikalarının acilen devreye alınması gerektiğini ifade eden Özer, devletin Sakarya'ya sahip çıkması ve nehir boyunca üretim yapan çiftçilerin kuyu açmak zorunda bırakılmaması gerektiğini ifade etti.

Özer, su yönetiminde ciddi yasal boşluklar bulunduğunu, Su Kanunu’nun eksikliği, kurumlar arasındaki yetki karmaşası ve tekrarlayan uygulamaların büyük sorunlara yol açtığını söyledi. Tarımsal sulamada suyun verimli, denetimli ve sürdürülebilir şekilde kullanılabilmesi için havza, taşkın ve kuraklık planlarının acilen uygulanması gerektiğini vurguladı.

Sakarya Nehri’nin Eskişehir sınırlarında doğduğu noktadan itibaren kıvrılarak aktığı günleri hatırlatan Özer, artık bu manzaranın yok olduğunu belirtti. Barajda yeterli su olmadığı gerekçesiyle yatağa su verilmemesini eleştiren Özer, projelere harcanan kaynakların nehre ulaşmayan su yüzünden boşa gittiğini ve bunun ne ekonomik ne de çevresel açıdan sürdürülebilir bir yaklaşım olmadığını ifade etti.

Muhabir: ZEYNEP ÇİÇEK PAMUK