18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi ve Şehitleri Anma Günü dolayısıyla dün Hacı Bayram Veli Üniversitesi, Polatlı Belediyesi, Türk Tarihi Araştırmaları Topluluğu ve Polatlı Kent Konseyi ortaklığında Çanakkale Maneviyatı konulu konferans gerçekleştirildi.

Hacı Bayram Veli Üniversitesi Polatlı Sosyal Bilimler Meslek Yüksek Okulu Konferans Salonu’nda düzenlenen olan konferansta; katılımcılara Çanakkale Deniz Zaferi’nin tarihi önemi ve bilinmeyen yönleri anlatıldı. Prof. Dr. Kadir Ulusoy ve Yrd. Doç. Dr. İsmail Cansız’ın konuşmacı olarak yer aldığı Çanakkale Maneviyatı Konferansı’na;  Polatlı Kent Konseyi Başkanı Salih Tekeli, Hacı Bayram Veli Üniversitesi İdarecileri, Hacı Bayram Veli Üniversitesi öğrencileri ve vatandaşlar katıldı.

EMRE: BİR MİLLETİN TARİHİN BİR İNSANIN ÖZGEÇMİŞİ GİBİDİR

Konferansın açılış konuşmasını yapan HBV Üniversitesi Polatlı Fakülte Dekanı İsmet Emre, şunları söyledi: “Tarih, bir özgeçmiştir. Bir insanın geçmişte yaşadıkları nasıl bugününü ilgilendiriyor, geçmişi olmayan hafızası tamamen alınmış bir insan yol yordam bilmez, yöntemden uzak olduğu için pusulasız yaşamaya devam ederse, bireylerin özgeçmişinde olduğu gibi kolektif şuuru besleyen toplumların da bir tarihi var ve bu tarih onları güçlü kılar. Bu yönüyle baktığımızda tarih pek çok bakımdan geçmişte yaşanmış olanı tahattur etmek üzerinden tevazu temettüde dönüştürmenin de bir aracıdır. Dolayısıyla burada toplanmamış olmamızın da manası budur. Görüyorsunuz Ukrayna’da bir savaş var. Savaş, insanlık fıtratına aykırı ama kendinizi koruma mekanizmaları oluşturmadığınızda savaşlar ölümle ve yenilgilerle sonuçlanıyor. İnsanın ve toplumun ne kadar değeri varsa hepsinin buharlaşması anlamına geliyor.”

BİZİM DEDELERİMİZ GÖÇ ETMEK YERİNE BURADA ÖLMEYİ GÖZE ALDILAR

“1915 yılında 107 yıl önce bugün şimdi Ukrayna’ya Rusya’nın müdahalesinden çok daha feci bütün coğrafyalardan insanları genetik kimlik din vs ögeleri bir tarafına bırakarak Osmanlı devletini yok etmek için gelip kapımıza dayandılar. Bu memleketin evlatları bizim dedelerimiz göç etmek yerine burada kalmayı ve ölülerini buraya gömdürmeyi bir vazife gördükleri için bu konuşmayı bugün burada bu rahatlıkta yapabiliyoruz. Dolayısıyla savaş kötüdür ama yeri geldiğinde bir saldırı olduğunda kendini korumak da en az savaşa karşı olmak kadar kutsaldır. O gün oraya Üniversite öğrencileri, lise öğrencileri dahil yüz binlerce insan gidiyorsa bu memleketin evladı olmak sadece nefes alıp vermekten ibaret değil. Aynı zamanda bizi nüfusumuza ölülerimizi katacak bir anlayışla hareket etmemiz gerekir düşüncesiyle yola çıkmamış olsalardı bugün belki milli mücadelemiz bu kadar başarıya ulaşamayacaktı. Türkiye Cumhuriyeti zaman kazanamayacaktı, Osmanlı çok daha hoyratça, Sevr çok daha katı kurallarla bizim özgürlüğümüzü elimizden alacaktı ve özgürlüpün ne kadar değerli ve bir millet için ne kadar kıymetli olduğunu, aynı zamanda bir millet için değil onun yanında inanç ve ahlaki değerlerin içinde olduğu geleneği korumak bakımından ne kadar önemli olduğu bir kez daha müşahede ediliyor. Çanakkale savaşında şehit düşmüş bütün şehitlerimizi yad ediyorum, ruhları şad mekanları cennet olsun. Rabbim onları Peygamberimizin katında ağırlasın inşallah.”