Programa; Polatlı Kaymakamı Atilla Kantay, Polatlı Belediye Başkanı Mürsel Yıldızkaya, Topçu ve Füze Okul Komutanı Tuğgeneral Ömer Şahin Selvi, Cumhuriyet Başsavcısı Celal Sarıdere, kurum kuruluş temsilcileri, siyasi parti ilçe başkanları, belediye meclis üyeleri, Kent Konseyi Başkanı Serpil Öztürk, dernek başkanları, öğretmenler, öğrenciler ve vatandaşlar katıldı.
Etkinlikte Kent Konseyi Başkanı Serpil Öztürk, Şehit Torunu Murat Özden Uluç ve ‘’Yirmi İki Sakarya Zaferinin Anısına’’ isimli romanın yazarı Güner Dinçaslan günün anlam ve önemine ilişkin konuşmalar yaptı.
Kent Konseyi Başkanı Serpil Öztürk, “Sayın Kaymakamım. Saygıdeğer Garnizon Komutanım, Belediye Başkanım, Başsavcım, değerli Sakarya 104. yılını hep birlikte kutlamanın onurunu ve gururunu yaşıyoruz. Hoş geldiniz, sefalar getirdiniz. Milletimizin kaderini değiştiren, istiklal ve bağımsızlık yolundaki en büyük adımdır Sakarya Zaferi. 22 gün, 22 gece süren bu mücadele yalnızca bir askeri zafer değil. Aynı zamanda milletimizin azim, kararlılık ve birlik ruhunun göstergesidir. Sakarya Meydan Muharebesi ile Polatlı ve Haymana topraklarında 238 yıllık geri çekilme durdurdu ve düşman askerleri püskürtülmüştür. Atalarımız yokluk ve yoksulluk içinde canları ve kanları ile bu toprakları bize vatan yapmıştır. Şüheda torunları olarak bu cennet vatanı bizlere armağan eden atalarımızı gelecek nesillere anlatmak, Sakarya ruhunu yaşatmak hepimizin görevidir. Bu görev çerçevesinde Polatlı Tarihi Alanlar Komutanı Koordinatörü Kadim Koç'a Sakarya ruhunu diri tutma noktasında gönülden verdiği emekler için teşekkür ediyorum. Ayrıca konseyimizin zafer kutlamalarına verdiği destekten dolayı Şehit Torunu Murat Kadir Uluç'a, Sevgili Yazarımız Güner Dinçarslan'a ve emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Sözlerime son verirken Sakarya zaferinin başkomutanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları başta olmak üzere bütün şehitlerimizi ebediyete intikal eden gazilerimizi rahmetle, minnetle ve şükranla anıyorum.” dedi.
Şehit Torunu Murat Özden Uluç konuşmasında, “Sayın Kaymakamım, Sayın Belediye Başkanım, değerli komutanlarım, değerli konuklar. Bugün Sakarya Meydan Muharebesi'nin 104 yılı nedeniyle aranızda olmaktan mutluyum, gururluyum. 25 Ağustos 1921 günü 48. Alay Komutanı olarak şehit olan İsmail Naci'nin torunu olmak bizlere çok ayrı görevler yükledi. İsmail Naci, Mustafa Kemal Atatürk Samsun'a çıktığı zaman kurtuluş ateşini yaktığı zaman karşısına geçip Samsun Tütün İskelesi'nde ‘Emrinizdeyiz Paşam!’ diyerek ona katılan bir komutanımız. Kendisi o sırada Havza, Amasya, Jandarma Karakol Kumandanı 48. alayda Rum çetelerle mücadele ediyorlar. Orada başlayan mücadele Sakarya Meydan Muharebesi'nde sonuçlanıyor. Dedemin izinden gittiğim zaman şunu gördüm. Her yerde gururla, onurla anacağımız bir şahsiyet. Peki biz bunlar için neler yapabiliriz? Şehitlerimiz için neler yapabiliriz? Samsun'daki Tütün İskelesi’nde eğer gördüyseniz çok güzel bir söz yapar. ‘Şehitler vurulunca değil unutulunca ölürler.’ Peki biz ne yapmalıydık? Çocukluktan beri dinlediğim, aile büyüklerinden dinlediğim hikayeleri belgelere dayandırarak Osmanlı ve devlet arşivi Osmanlı ve Başbakanlık arşivlerinden Cumhuriyet arşivlerinden derleyerek dedemin biyografisini yazdım. Ardından komutanı olduğu 48. alayın kitabını yazdım. Çünkü bunlar bizim boynumuzun borcuydu. Bununla da yetinmedik. Az önce anons edilen kardeşimin Kadir Uluç'la birlikte Türkiye Cumhuriyeti tarihinde Sakarya Meydan Muharebesi'nin yapıldığı günden bu yana hiç yapılmayan bir işi çok değerli belediye başkanımız Mürsel Bey ve POTA Tarihi Alanlar Sorumlusu Kadim Koç'la birlikte ‘22 Gün 22 Gece’ belgeseliyle çünkü az önce söylediğim gibi şehitler vurulunca değil, unutulunca ölürler. Onların anısını yaşatmak için daha yapılacak çok işimiz var. Bize düşen çok görev var. Ben de son söz olarak diyorum ki unutursak kanımız kurusun. Saygılarımla.” ifadelerini kullandı.
Yazar Güner Dinçaslan ise konuşmasında, “Polatlılar, Haymanalılar Kurtuluş Savaşı'na veren gazi torunlarıdır. Kurtuluş Savaşı'nı Sakarya Savaşı'nı veren şehit torunlarıdır. Benim gönlümde Polatlılar ve Haymanalılar'ın böyle değerli bir yeri vardır. Kurtuluş Savaşı'nı ve Sakarya Savaşı'nı, özellikle Sakarya Savaşı'nı yazmamdaki gaye biraz önceki konuşmacı arkadaş dedi ki, şehitler unutulduğu zaman savaş kaybedilir veya unutulduğu zaman hatırlanmadığı zaman şehitler o zaman ölürler dedi. Ben de Sakarya Savaşını daim diri tutmak için, onu hatırlamak için yazdım. Ölüm yakıştıramıyorum ama her daim yanımızda olmalarını istediğim için ‘Yirmi İki’ romanını kaleme aldım. Böylelikle yüz sene içerisinde sonra yazılmış, alanında tek roman. Bu ayıp bize yeter dedim. Bir yazar olarak en azından bu mahcubiyeti telafi etmek için, 22 gün 22 gece süren o savaşın anısına bu kitabı yazdım. Şu anda dünyada 4. sırada en hızlı yapılan romanlar kategorisinde. Sakarya Savaşı artık yetim ve öksüz değil. Yeter mi? Asla yetmez. Bunun gibi yüzlerce, binlerce romanın yazılması lazım. Ama ben üzerime düşeni yazdım. Sayın Kadim Koç sayesinde 2015 yılında burayı ziyaret ettim. Gezdik, dolaştık. Eve gittiğimde dizlerimin üzerine çöküp dedim ki bir şey yapmalıyım. Evet, o bir şey. Kadim Koç’un sayesinde Polatlı Belediyesi'ne de teşekkür ediyoruz. Onun da yüreğini hissettik o anda. 22 gün, 22 gece içerisindeki yazdığım bu romandan sonra artık Sakarya Savaşı öksüz ve yetim değil. Onun arkasına ‘Dörtnala’ ki o da büyük taarruzu simgeliyor. İkisi beraber Kurtuluş Savaşı'nın bütününü anlarız. Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları ve sizlerin ataları, dedeleri sayesinde kale gibi duran Ankara'ya düşman askerlerini göndermeyen, kale gibi dağ gibi duran Polatlılar sayesinde ben onlara selam veriyorum. Selamlarımı gönderiyorum. Teşekkürlerimi ve milletimi arz ediyorum. Çok teşekkür ederim. Bu güzel günde bizi burada ağırladığınız için çok teşekkürler.” dedi.
Konuşmaların ardından şiirler okundu, Sakarya fotoğraf sergisi ve stantlar gezildi. Program sonunda Polatlı Kent Konseyi, katılımcılara askerlerin savaşta yediği kavurga, üzüm hoşafı, kuru ekmek ve hedik ikram etti.
