İYİ Parti Polatlı İlçe Başkanlığı 3. Olağan Kongresine katılan İYİ Parti Ankara İl Başkanı Yetkin Öztürk konuşma gerçekleştirdi. Öztürk, “Bugüne kadar tırnaklarımızla kazıdık ve kalplerimizi her zaman iyiliğe açtık. Biliriz ki bize öğretilen şuydu, bizle gönlümüzün ekmeğini yemek için yola çıktık hiç gönlümüzü bozmadık ve gönlümüzü millete açtık. Millet de bizim samimiyetimizi, bizim onlara riya yapmadığımızı gördü. Ben Ankaralıyım. Ankara’nın 25 ilçesinde gece gündüz çalıştım.” dedi.

ARKADAŞLARIMIZLA GECE GÜNDÜZ ÇALIŞTIK

İYİ Parti Ankara İl Başkanı Yetkin Öztürk konuşmasında şu ifadelere yer verdi; “İnsanın kendi evi gibi yoktur derler. Hani tatile gidersiniz, beş yıldızlı otellerde kalırsınız veya düğünlere, misafirliğe gidersiniz döndüğünüzde evim gibi yoktur dersiniz. Burası da benim evim. Buradan hiç kimse başka mana çıkartmasın. Yaklaşık beş yıldır Ankara’da İl Başkanlığı yapıyorum. Bundan beş yıl önce şahsımı, o dönemin Teşkilat Başkan’ı Koray Aydın Bakanımız ve değerli, kıymetli Genel Başkanımızın şahsıma görev tebliğ etmesiyle İlçe Başkanlığını bıraktığım süreçten Milletvekili adaylığımızdan sonra Ankara’ya davet edilip İl Başkanlığı görevi şahsıma tebliğ edildi. Bu Türk siyasi tarihinde çok alışılagelmiş bir şey değildi. Neden mi? Genel de İstanbul, Ankara, İzmir gibi Büyükşehirlerde İl Başkanları metropollerden çıkardı. İYİ Parti her şeyde olduğu gibi bir ezberi bozdu ve bir taşra ilçesinin İlçe Başkanını Ankara’nın kaptanı olarak seçti. Bu görev şahsıma tebliğ edildiğinde muhalefet partilerinden alay edici sözler duydum. Ama hiç aldırış etmedim. Amasızlığa ki çıktığım bu yolda inanmıştım ve Ankara’yı karış karış gezeceğim dedim. Cenab-ı Allah yardım etti. Çalışkan bir ekip bizlere nasip etti. Ara vermeden çalışmaya devam ettim. Aradan bir yıl geçti tarihler 20 Ocak 2020’yi gösterdiğinde Genel Başkanımız, liderimiz Meral Akşener bir açıklama yaptı. Dedi ki; “Ben artık havuz medyasını o bunu dedi, bu bunu dedi diye bu kayıkçı kavgasına girmeyeceğim ve karışmayacağım. Ben Anadolu’yu gezeceğim.” Dedi ve 3 yıl önce o gün Antalya’yla başlayan bir serüven başladı. Bizim Ankara’da başladığımız bu yolculuğa Genel Başkanımız ’da Türkiye’de başladı ve bugün itibariye 509 ilçeyi gezdi. Türkiye 957 ilçe var. Bunun 509’nu bir fiil gezdi. Gezdiği her ilçe de nutuk atmadı, oranın kanaat önderleriyle oturdu onlarla sohbet etti, dertlerini dinledi ve esnaflarını gezdi. Sonuç itibariyle binlerce vatandaşımızla dertleşti. Millet bizi çağırıyor diyerek Anadolu’yu gezdik. İşte bizim serüvenimiz, hikâyemiz böyle başladı. Arkadaşlarımızla gece gündüz çalıştık. Kapı kapı dolaştık. Ben burada ilk kongremi yüz on kişiyle ilçe binasında yaptım. Allah şahittir birçok insan şahsımla fotoğraf çektirmeye imtina ediyordu. Vebalı muamelesi görüyordum. Aldırış etmedim. Zor muydu zordu. Bugüne kadar tırnaklarımızla kazıdık ve kalplerimizi her zaman iyiliğe açtık. Biliriz ki bize öğretilen şuydu, bizle gönlümüzün ekmeğini yemek için yola çıktık hiç gönlümüzü bozmadık ve gönlümüzü millete açtık. Millet de bizim samimiyetimizi, bizim onlara riya yapmadığımızı gördü. Ben Ankaralıyım. Ankara’nın 25 ilçesinde gece gündüz çalıştım. 31 Mart seçimlerin de yaklaşık yüz gün yine bir Ankaralı hemşerimiz olan, ağabeyimiz Mansur Yavaş ile yüz gün otobüsün üzerinde gezdim. Sayın Genel Başkanımız ve partim adına ona kefalette bulundum. Allah razı olsun. Bir gün başımızı eğmedi. Bir gün kefaletimize haram getirmedi. Ankaralı hak ettiği hizmet ile buluşmaya başladı. Vatandaşa dokunursanız, onun ihtiyacı olan tohumu, gübreyi, ilacı, fidanı, hayvanı her türlü desteği verirseniz. Vatandaş size kucağını açar.”

TARIMI YENİDEN ŞAHLANDIRACAĞIZ

“Bundan 20 yıl önce bu ülkede bir plan başlatıldı. Hafızalarımız bir geriye doğru sardıralım. Bu ülke de bir kuş gribi vakası çıkartıldı. Dendi ki bu hepimiz öldürecek. Köylerde ne kadar kanatlı hayvan varsa hepsini itlaf etmeye başladılar. İşte ihanetin halkası o gün başladı. Geldiğimiz nokta da Polatlı köyleri dâhil birçok köyümüzde ne yazık ki kapısının önünde iki, üç ineği olan üç, beş küçükbaş hayvanı olan, yumurtasıyla, yağıyla, sütüyle geçimini sağlayan çiftçilerimiz köylerini terk etmek zorunda kaldı. Bunun sonucunda ne yazık ki başta Polatlı’mız olmak üzere tüm ilçelerimiz Türkiye’nin her yerinde üretimden çekilmeye başladık. Son kırk yılda bu ülke de otuz milyon insan köyden göç etmiş, otuz milyon insan üretimden çıkmış. Köyler boşalırsa şehirdeki insanlar ne yiyecek ne içecek? Türk çiftçisi ne yazık ki bu hale düşürüldü. Hani diyor ya Sayın Cumhurbaşkanı bunlar daha iyi günleriniz diye. Evet daha iyi günlerimiz. Büyükşehir yasası tam uygulanmaya başlanmadı. Normalde bu yıl başlanması gerekiyordu. Yine erteliyorlar. Ne olacak biliyor musunuz bu yasa başladığında? Feryat ettik Büyükşehir yasası çıkmasın diye. Ne yazık ki köylerimiz mahalle oldu. Ufacık bir kulübe dahi yapsanız Fen İşlerinden, İmar’dan ruhsat alıp harç ödemek zorunda kalacaksınız. Sizlerden istirhamım hep birlikte tekrar geriye dönüş kodlarımıza dönmemiz lazım. İYİ Parti iktidarında tüm ilçe başkanlarımıza talimat verdim. Hepsi şu anda çalışmasını yapıyor. Ankara’nın köyleri başta olmak üzere tüm köylerimizde yeniden eğitim seferberliği başlayıp, merkez okullarımızı köylerde hayata geçireceğiz. Bunun maliyeti yapılmıştır. Asla hayal anlatmıyorum size. Bir köy okulunun tadilatı beş yüz bin liraya mal oluyor. Eğitim Politikaları Başkanımız Sevinç Atalay bunun sunumunu yaptı. Ülkede 650 bin öğretmenizim atama bekliyor. Bunun yüz binini inşallah Cumhuriyet’in yüzüncü yılında bizler yapacağız. 150 bin öğretmeni de göreceksiniz köy okullarına atamasını yapacağız. Allah nasip ederse köylerimizi yeniden hayata geçireceğiz. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın. Eğer bunu 6 milyonluk şehir de Mansur Yavaş yapıyorsa bu niye olmasın. Ama önce riyakat önemli. Allah nasip ederse makulde buluşup tarımı yeniden şahlandıracağız.”

BİR OLMALIYIZ, BERABER OLMALIYIZ, AYAKLANMALIYIZ

“Dünya nükleerden uzaklaşıyor. Biz nükleere kucak açıyoruz. Mersin’de üretilen tüm ürünlere önümüzdeki yıl bu ürünler nükleer bölgede üretilmektedir etiketi yapıştırılmak zorundadır. Soruyorum size etiketinde nükleer bölgede üretilmiş ürünü çoluğunuza, çocuğunuza, erinize yedirir misiniz? Asla.  İşte bu asladan sonra sahipsiz bir memleket arandı bu Türkiye’de. Yolculuğa çıktılar. Nükleer santralin atıklarını Adana kabul etmedi, Mersin kabul etmedi, Antalya kabul etmedi, Osmaniye kabul etmedi, Karaman kabul etmedi, Konya kabul etmedi. Geldiler Başkent’e doğru Ankara valiliğine bir yazı yazdılar. Bize bir yer gösterin biz buraya gömelim diye. Bunun Türkçesi ne biliyor musunuz? Bize sahipsiz, başsız, kimsenin ses çıkarmayacağı bir şehir önerin dediler. Avdanlı köyünde dört milyon metre karelik alana izin verildi. Bunun bir milyon beş yüz bini mera, iki buçuk milyonu otlakıye. Hiç kimse ses çıkarmadı. Sağ olsun Muhtar bize ulaştı. İlçe Başkanımız ‘da devreye girdi.  Milletvekilimiz de düğmeye bastı. Ulusal basında bunu taşımaya başladık. Eğer ayağa kalkmazsanız bunu siyasi partisi yok. Bundan kim oy devşirmeye kalkar ahlaksızlık yapar. Kim bundan rant elde etmeye kalkar siyasi nezaketsizlik yapar. Bu kadar net söylüyorum. Bir olmalıyız, beraber olmalıyız, ayaklanmalıyız. Yoksa bu şehirde yarın üreteceğiniz tüm buğdaya, soğana, patatese tüm ürünlere, bu ürünler radyoaktif depolama alanında üretilmiştir diye. Bugün ses çıkarmazsak, bugün buna dur demezsek yarın başımıza geleceklerden hiç kimse sorumluluk almayacaktır. Bu topraklar kutsal topraklardır.”

ANKARA’YI KARIŞ KARIŞ GEZDİK

“Ankara İl Başkanlığına başladığımda Başkent’te yedi bin üyemiz vardı. Bu gün geldiğimiz noktada yetmiş bin üyeye dayandık. Bunun tek bir sebebi vardı. Dürüst, şeffaf üretimdi. Siyasetçinin en büyük kalkanı dürüstlüğü ve çalışkanlığı olur dedik. Allah nasip ederse 14 Ocak’ta Ankara büyük İl Başkanlığı kongresi olacak. Tüm hemşerilerimi orada sizlerle beraber olmak istiyorum. Allah nasip ederse orada yeniden aday olmayacağım. Dile kolay Ankara’yı karış karış gezdik. Sizlerden helallik talep ediyorum. Benimle beraber bu yolda yürüyen ve bugüne kadar partimizin bu seviyeye gelmesinde emeği olan başta benden sonra görevi devralan Muharrem Durukan Başkanıma, ardından bayrağı devralan Mürsel Kömez Başkanıma, onların yöneticilerine ve Eylül ayında şahsına görevi tebliğ ettiğimiz, o günden bu kısa süre içinde dokunmadık el bırakmamış, dinamik, genç ekibiyle yollara çıkan İlhan Dereköy Başkanıma huzurlarınızda teşekkür ediyorum. 3. Olan kongremizin başta Polatlı’mıza, Ankara’mıza ve milletimize hayırlara vesile olmasını diliyorum.”