Eğitim ve Bilim İşgörenleri Sendikası (Eğitim-İş), 2024-2025 akademik yılına ilişkin hazırladığı Yükseköğretim Yıl Sonu Değerlendirme Raporunu Ankara’da, ODTÜ önünde düzenlediği basın açıklamasıyla kamuoyuna duyurdu. Açıklamada, üniversitelerdeki yapısal çöküş, akademik özgürlüklerin gaspı ve öğrencilerin ağır ekonomik ve sosyal sorunları vurgulandı. Basın açıklamasına Eğitim-İş Genel Başkanı Kadem Özbay başta olmak üzere sendika yöneticileri ve Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu Genel Başkanı Orhan Yıldırım ile Merkez Yönetim Kurulu Üyeleri de katıldı. Genel Başkan Özbay, ODTÜ önünde yaptığı konuşmada, üniversitelerin liyakatten uzaklaştırıldığını ve siyasallaştırıldığını belirterek, "Yükseköğretimin, bilimsel liyakatin, akademik ve düşünce özgürlüğünün gasp edildiği bir dönem yaşıyoruz. Üniversiteler bilim değil, rant üretiyor. Bu karanlığa teslim olmayacağız" dedi.
YÖK'E ELEŞTİRİ
Raporda yer alan verilere göre, 208 üniversitede 6,8 milyon öğrenci ve 185 binin üzerinde akademik personel bulunmasına rağmen sistemin eğitim ve bilim üretme kapasitesinin giderek düştüğü ifade edildi. Akademik kadroların siyasi yakınlıkla belirlendiği, araştırma görevlisi sayısının 2022’de 52 binden 2025’te 39 bine gerilediği belirtildi.Eğitim-İş’in raporunda, YÖK’e sert eleştiriler yöneltildi. Avrupa Üniversiteler Birliği’nin 2024 raporuna göre, Türkiye akademik özerklik sıralamasında 35 ülke arasında sonuncu oldu. Raporda, rektör atamalarının Cumhurbaşkanı’nın tekeline bırakılması, Anayasa Mahkemesi kararlarının hiçe sayılması da eleştirildi. Açıklamada, ekonomik nedenlerle üniversite eğitimini yarıda bırakan gençlerin sayısının 2015-2023 yılları arasında 2 milyonu geçtiği belirtildi. Mezun gençlerin işsizlik ve düşük ücretlerle karşı karşıya kaldığı vurgulandı. Ayrıca, üniversitelerdeki idari personelin liyakatsiz uygulamalarla karşı karşıya kaldığı, görevde yükselme sınavlarının yetersiz yapıldığı ve fiziki çalışma koşullarının kötü olduğu ifade edildi.
"ÜLKEDE BİLİME DEĞİL İTAATE YATIRIM"
Üniversitelere ayrılan 2025 yılı bütçesinin 487 milyar TL olduğuna, ancak Diyanet İşleri Başkanlığı’na 130 milyar TL ayrıldığına dikkat çekilen raporda, "Bu tablo ülkenin bilime değil, itaate yatırım yaptığını gösteriyor" denildi. Eğitim-İş, yükseköğretimin siyasi baskılardan arındırılarak özerk ve demokratik bir yapıya kavuşturulması, rektörlerin seçimle belirlenmesi, bilimsel ve mali özerkliğin sağlanması ve YÖK’ün kaldırılması çağrısında bulundu.