En son “Bir hafta mola” demiş ve yazılarımıza biz de mola vermiştik.


Okullara verilen bir haftalık tatili fırsat bilip biz de hem sıla-i rahim yapmak hem de eş-dost-


arkadaşları ziyaret etmek maksadıyla seyahate çıkmıştık.


Farklı şehirlerdeki ziyaretlerin yanı sıra baba ocağında ailemin tüm bireylerinin bir arada olduğu


şehrin keşmekeşinden uzak vakit geçirdik.


Biraz tuhaf gelecek ama televizyonun dahi olmadığı, kuzinenin var olduğu; akrabalarla, eş-dost, konu-


komşu ile muhabbetin var olduğu vakitleri özlemişiz.


Okullarda yaptığım programlarda öğrencilere-gençlere sıkça yaptığım “ânın kıymetini bilin, ânı


yaşayın” tavsiyesine uyarak kısır politika ve lüzumsuz din tartışmalarından olabildiğince uzak kalmaya


çalışarak tabiatla da haşir neşir olduk. (Herkese tavsiye ettiğimi söylemeye gerek var mı bilemedim)


Milli Eğitim Bakanlığının almış olduğu kararla okullarda ilk defa uygulanan ara tatili geride bıraktık.


Öğrenciler tekrar ders başı yaptı geçen hafta.


Göründüğü kadarıyla bu ara tatil öğrencilere şimdilik iyi geldi.


İlk başta öğrencileri okuldan soğutacağı ve farklı olumsuzluklara sebep olacağı gerekçesiyle eleştirilen


ara tatil ile alakalı olarak çok ciddi eleştiriler duymadım, kendim de gözlemlemedim.


Şimdi sırada ikinci yarıda uygulamaya konulacak ara tatil var. Nasipse onu da yaşayıp göreceğiz.


Ayrıca “Saraya çıkan CHP’li” meselesi günlerce gündemi işgal etti ve hala da işgal ediyor.


Önüne çıkan herkes kumpas kurulduğunu vs. söyledi durdu.


Kim kimden duydu, isin asıl kaynağı kimdi, haber kaynağı söylenirdi-söylenmezdi, bu kumpası kim


kime kurdu, CHP içindeki çete var-yok curcunası bıktırdı insanları. Sağlıklı bir neticeye de


vardırılmadı.


Sözcü gazetesi yazarı Rahmi Turan, 20 Kasım tarihli köşesinde "Müthiş bir haber!" başlığıyla, "Saray'a


yakın haber kaynağının", CHP'li önemli bir siyasetçinin 9 Kasım akşamı değişik plakalı bir araçla geldiği


Beştepe'de Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile görüştüğünü aktardığını duyurdu.


Rahmi Turan, Sözcü'de 21 Kasım'da yayımlanan yazısında, gelen tepkiler üzerine haber kaynağıyla


tekrar konuştuğunu, "Yanılmış olmayasın" diye sorduğunu ve yine "Yüzde yüz doğru" yanıtını aldığını


öne sürdü. "Müthiş bir haber -2" başlıklı yazıda Turan, haber kaynağının "Ortalığın bu kadar


hareketleneceğini düşünmemiştim. Şimdi belki de işimden gücümden olacağım" diye endişeye


kapıldığını aktardı. Turan, kaynağın kendisine verdiği ismi unutacağına dair söz verdiğini ifade etti.


"Saray'ı kim ziyaret ettiyse medeni cesaret gösterip kendisi açıklamalı" diyen Turan, ikinci seçenek


olarak da görüşmenin Cumhurbaşkanı Erdoğan'a sorulmasını önerdi.


21 Kasım sabahı FOX TV'de İsmail Küçükkaya'ya konuk olan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu,


Rahmi Turan'ın iddiasını doğruladı. "Saray'a gidenleri biliyorum. İsim vermek istemiyorum. Her





konuda konuşan Erdoğan bu konuda neden konuşmuyor?" diyen Kılıçdaroğlu, açıklamasının


devamında "Ben şaşırmadım efendim. Doğrudur" ifadelerini kullandı


İzmir'de 22 Kasım'da konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, iddiayı yalanladı ve Kemal Kılıçdaroğlu'na


"Bay Kemal, senin hayatın yalan. Eğer yiğitsen ben cumhurbaşkanlığımı ortaya koyuyorum, acaba sen


genel başkanlığını ortaya koyabiliyor musun?" ifadelerini kullandı.


Londra'da tedavi gören Rahmi Turan, 22 Kasım akşamı, kendisine ulaşan ve gelişmeleri aktaran Sözcü


ekibine, "Kaynağımın bana söylediğine göre, Saray'da Erdoğan'la görüşen CHP'li isim Muharrem


İnce'ymiş" açıklamasını yaptı.


Muharrem İnce, ispat edilirse kendisini Taksim'de yakacağını söyleyerek “Bu Genel Merkez'in içindeki


bir çetenin işidir!” dedi.


Konuya Uğur Dündar, Levent Gültekin ve CHP Parti Sözcüsü Faik Öztrak’ın yanında pek çok isim dahil


oldu. (Hepsini özetlemeye kalksak bile birkaç günlük yazı dizisi olur) Talat Atilla o gazetecinin kendşisi


olduğunu açıkladı…


Neyse, en sonunda meseleyi gündeme taşıyan Sözcü yazarı Rahmi Turan, Talat Atilla’dan aldığı ve


‘doğru olmadığının anlaşıldığı’ kulis bilgisini köşesine taşıdığı için herkesten özür dileyen bir yazı yazdı.


“Doğru olmadığı anlaşılan haberde adı geçen:


– Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Er¬doğan'dan…


– CHP eski Yalova milletvekili ve Cumhur¬başkanı adayı Muharrem İnce'den…


– Ve tüm siz sevgili okurlarımdan özür diliyorum.” Diyerek kendince nokta koydu.


Talat Atilla’nın açıklamaları ise meseleyi açıklamak bir yana kafaları daha da karıştırdı.


Anlaşılan bu mesele her kesimce tartışılmaya devam edecek.


Ama son zamanlardaki en olumlu haber ise Libya ile varılan mutabakattı.


Diğer bir deyişle Libya ile deniz komşusu olduk.


Yunanlılar bile “Uykuda yakalandık. Şah-mat olduk” manşetleri attı.


Bu girişim Doğu Akdeniz’de hesapların yeniden yapılmasını gerekli kıldı.


NATO meselesini, Polatlı gündemini ve öteki konuları da gelecek yazılarımızda ele alalım inşallah.


Gönlünüzden güzellikler eksik olmasın. Dostça ve sağlıcakla kalın.





GEÇMİŞ SAMAN OLUR Kİ





Eşraf Erdem istifa mektubunda “SHP içinde saflaşmalar, demokratik katılımın önünü tıkayan


politikalar üretmeye yardımcı olamaz” dedi


30 Ocak 1986 – Polatlı Postası


SHP İl Yönetim Kurulu Üyesi Eşref Erdem görevinden istifa mektubunun tam metnini gazetemize


göndermiştir.


Eşref Erdem İstifa Mektubunda şöyle demektedir:


“SHP içinde saflaşmalar, demokratik katılımın önünü tıkayan politikalar üretmeye yardımcı olamaz .


Demokratik gelişimi doğrultusunda SHP’nin yeniden örgütlenmesine katkıda bulunabilmek amacıyla


katıldığım İl Yönetim Kurulunuzdan ayrılıyorum.”