Hakan Kara, yaptığı açıklamada, "Bana göre 2024 yüzde 36, 2025 yüzde 14 çok iddialı. Tabii ki saygı duyuyorum. Merkez Bankası'nın tahminleri değiştirmemesi mesaj da veriyor. Biz bu tahminlere ulaşmak için uğraşacağız ve para politikasını sıkı tutacağız mesajı veriliyor.

"MERKEZ BANKASI'NIN ENFLASYON HEDEFLERİ İDDİALI"

Bilkent Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Merkez Bankası eski Başekonomisti Prof. Dr. Hakan Kara, Merkez Bankası'nın enflasyonla mücadele adımlarını ve kur politikasını değerlendirdi. Kara, MB'nin enflasyon hedeflerinin iddialı olduğunu belirterek, "Bana göre 2024 yüzde 36, 2025 yüzde 14 çok iddialı. Tabii ki saygı duyuyorum. Merkez Bankası'nın tahminleri değiştirmemesi mesaj da veriyor. Biz bu tahminlere ulaşmak için uğraşacağız ve para politikasını sıkı tutacağız mesajı veriliyor. Fakat şöyle de bir sorun var; O patika o kadar uzak görünüyor ki, bir çıpa işlevi görmüyor. Dolayısıyla benim ilk tercihim şu olurdu; O patikayı değiştirmiyorsak, o zaman çok somut bir sıkılaşma sinyaliyle birlikte verilebilseydi çok daha etkili olurdu diye düşünüyorum. Şu an için bu yapılmadı. Ama raporda dikkat çeken bir şey daha vardı uzun zamandır görmediğim şekilde. Aylık enflasyon patikası verildi somut bir biçimde. Bu öngörülebilirliği artıran bir durum. Şunu sormak istiyorum; son çeyrekte ne olacak da son yıllarda hiç yaşamadığımız şekilde enflasyon yüzde 1,5'a düşecek? Bu konuda yeterince ikna olmadık diye düşünüyorum." şeklinde konuştu.

"YILIN SON ÇEYREĞİNDE FAİZ İNDİRİMİ BEKLYEBİLİRİZ"

Prof. Dr. Kara, enflasyon dinamiklerinin düzelmediği için faiz indirimi beklentisinin erken olduğuna dikkat çekerek, "Merkez Bankası faiz indiriminden söz etmek istemiyor haklı olarak. Çünkü çok erken. Enflasyon dinamikleri henüz düzelmiş değil. Eğer yıl sonunda enflasyon yüzde 1,5'a düşecekse bu zaten 2025 yılı hedefinin de tutacağı anlamına geliyor. O zaman da faizin inmemesi için bir neden kalmıyor. Gerçekleşir mi bilmem ama gerçekleşirse mesela biz yılın son çeyreğinde bir faiz indirimi bekleyebiliriz." ifadelerini kullandı.

Kara, "Yüzde 45'lik faiz aslında yeterli olabilirdi. Fakat bir takım faktörlerden dolayı şu an sorgulanıyor. Bu faktörlerden en önemlisi biraz daha erken hareket edilebilirdi diye düşünüyorum. Eğer mayıs-hazirandan sonra hızlı bir şekilde faiz yüzde 30-35'lere çıkarılsaydı bugün yüzde 45'leri konuşmuyor olacaktık." dedi.

SIKILAŞMAYA İHTİYAÇ VAR 

Enflasyon verileriyle ilgili insanların kafasında soru işaretleri olduğuna dikkat çeken Kara, "Kamuoyunda hala insanlar enflasyon verilerini sorguluyor, beklentileri sorguluyor, geçmiş iki yıldaki deneyimler hala sıcak. Böyle dönemlerde Merkez Bankalarının sözel yönlendirmeleri çok etkili olmuyor. Yaparak göstermeleri gerekiyor. Merkez Bankasının yılın ikinci çeyreğinde para politikasını biraz daha sıkılaştırmasında fayda var diye düşünüyorum. Kamuoyunu ikna etmek için, enflasyonu dezenflasyon patikasına sokmak için sıkılaşmaya ihtiyaç var." şeklinde konuştu.

Kara, kur politikasının daha şeffaf olması gerektiğini belirterek, "Şu anda dalgalı kur rejimi uygulanmadığı çok açık. Merkez Bankası rezervlerini dolarizasyona göre yönetiyor ve bir patikadan döviz kurunun gitmesini sağlamaya çalışıyor. Bütün gelişmekte olan ülkeler içinde en yüksek enflasyona sahip ve en oynak enflasyona sahipken döviz kuru oynaklığımız en düşük. Bu normal bir şey değil. Bu tablo ortadayken dalgalı rejim kurundayız demek mümkün değil. Merkez Bankasının bu konuda biraz daha samimi olmasında fayda var. Para politikası dediğimiz şey sadece faiz politikası değil, bunu kur politikası da destekliyor. Bir taraftan döviz kurunun böyle yönetilmesi, bıraksak patlayacak algısını da yaratıyor.