Afganistan’da bir yılı aşkın süredir yönetim Taliban’ın elinde. Yakın zamanda duyurulan; kadın ve kızların yanlarında bir “erkek refakatçi” olsa bile parklar ve spor salonlarına gitmelerinin Taliban hükümetince yasaklanması dünyada öfkeyle karşılandı. Bu karar Taliban’ın kadınları sosyal hayattan silmeye yönelik başka bir çalışması olarak karşımıza çıkıyor.

Sovyetler ve sonrasında ABD güçlerinin işgalinden ülkenin Taliban tarafından ele geçirilmesi olan Ağustos 2021 tarihine kadar geçen sürede kadın hakları savaşlar işgaller bahane edilerek birçok kez kısıtlandı. 50 yılı aşkın sürede işler ne zaman düzelecek umuduyla bakılsa da kadın hakları sıklıkla ihlal edilmeye devam etti.

2004 yılında işgal sonrası yürürlüğe giren anayasa ile kadın hakları güvence altına alınmış, meclis koltuklarının ve kamu pozisyonlarının bir bölümü kanunla kadınlara ayrılmıştı. Kadın İşleri Bakanlığı bile kurulmuştu. Aynı anayasa ile Afgan hükümetinin kadın haklarına ilişkin uluslararası sözleşmelere de uyma ve bunları uygulama zorunluluğu gelmişti. Fakat Taliban’ın ülkeyi ele geçirmesi ile elde edilen bu ilerleme de hızla kaybedildi. Taliban iktidara geldiğinde bakanlığı kaldırdı onun yerine ahlaksızlığı önleme bakanlığı kurdu ve kadınlar hükümet için çalışmaktan dışlandı. Hükümet bunu kadınların güvenliği için yaptığını söyledi. Kadınlar işyerlerine alınmadı, evlerine kadar refakatçi ile gönderildi. İşyerlerinde ise yerlerine erkek akrabalarının getirileceği söylendi. Aynı şekilde kadın ve kız çocuklarının eğitime erişimi de kısıtlandı. Kadınlara yönelik bunlar haricinde daha birçok kısıtlama getirildi. Bunlar da beraberinde istismarlar, küçük yaşta zorla evlilikler sorunlarını beraberinde getirdi.

Afgan kadınları tüm bu işkenceler, kısıtlamalar, tacizler, tehditler, tutuklanmalara rağmen mücadeleye devam ediyorlar. Barışçıl protestolar ile gösterdikleri cesaret ile tarih yazıyorlar. Haklarından mahrum bırakılan, sürekli tehdit altında yaşamak zorunda olan Afgan kadınlar ve kız çocukları, hikayelerini internette paylaşarak bu işkencenin bir gün biteceğini umuyorlar.

'