Dünya artık değişiyor.

Fosil yakıtlarla yaptığımız yolculuk gerke kaynakların tükenmesi ve gerekse de gezegeninin doğal dengesine verdiğimiz zarar sebebiyle tükeniyor.

Elbette çok uluslu enerji şirketleri doğaya verilen zararı yada küresel ısınmaya yönelik olumsuzlukları kabul etmiyor.

Hatta lobi ve diğer faaliyetlerde epeyce bir miktar para kaynağı da aktararak bu konunun ülkelerin gerçek gündemi haline gelmesinin önüne geçiyorlar.

Daha çok alternatif enerji kaynağına ihtiyacımız var.

Son yıllarda güneş enerjisi ve rüzgar tribünleri giderek yaygınlaşıyor.

Ama yeterli hızda değil.

Pek çok metropol şehirde kırsal alanlar yaratmak için çatı katlarından tutunda bina bahçe sistemleri bile hayata geçmeye başladı.

Çünkü artık sonbahar ortasında kuraklık yaşarken yaz aylarının en sıcak döneminde ise korkunç sel afetleriyle karşı karşıya kalabiliyoruz.

Yapılan ölçümlere göre uzun mevsim ortalaması tespitinde her zmankinden daha sıcak yazlar ve geçmişe göre daha sert ve soğuk kış mevsimi yaşıyoruz.

Sürekli tüketiyoruz.

Milyonlarca yılda doğada şekillenen kaynakları neredeyse 1 yüzyılda tüketme aşamasına geldik.

Şu anda gezegende 7.7 milyar insan yaşıyor.

2050 yılında bu rakamın 10 milyar insana çıkması bekleniyor.

Gıdadan siya, enerjiden yeryüzü ve yer altı kaynaklarına kadar herşeyi iki katı tüketeceğimiz anlamına geliyor.

Buzullar eriyor, su kaynakları tükeniyor, fosil yakıtlar bitmek üzere ve hala ama hala durmuyor düşünmüyoruz.

Başka bir gezegende koloni kurmaktan çok uzağız hem insanoğlunun yaradılışı hem de teknoloji olarak ama hala durmadan başka yaşanacak gezegenimiz olmamasına rağmen tüketiyoruz..