2023 yılı Bütçe görüşmelerinin başladığı son günlerde enflasyon rakamları, sosyal devlet olabilme olgusu, israf ve tasarruf çok konuşulmaya başlandı.
Resmi açıklamalarda belirtilen Eylül 2022 sonu itibariyle enflasyon oranı % 83,45. Bu enflasyon oranının resmi açıklamada belirtilen rakamı. Diğer yandan T.B.M.M.  Bütçe Plan Komisyonunda görüşülen 2023 Bütçesinin başlangıç ödenek teklifi 4.470 milyar TL. 2022 yılı Bütçesinin başlangıç ödenek teklifi ise 1.750 milyar TL idi. Aradaki değişim yüzdesi olan % 155 lik oran, Devletin resmen kabul ettiği enflasyon oranını işaret etmektedir. Gerçek enflasyon bu durumda iken  ve vatandaşa tasarruf etmelerini tavsiye ederken Devletin israfa devam etmesi ,en azından araç kiralama saltanatı için yüksek bedeller ödemeye devam edeceği 2023 bütçe ödeneklerine koydukları rakamdan anlaşılmakta, bu da ceketimi koysam seçilir mantığına uygun düşmektedir.

Bu arada kur korumalı mevduata ödenecek faiz hariç olmak üzere başlangıç ödeneği olarak 2023 yılı bütçesinden 565,6 milyar TL lık rakamın, işlemler gerçekleştirme 1.000  Milyar TL sını bulması beklenmektedir.

Faizlerin düşürülmesinin, T.C.Merkez Bankasının politika faiz oranının indirilmesi olmadığının anlaşılması için daha ne olması gerektiğini anlamak mümkün değil.

2017 yılında bütçeden ödenen faiz tutarının 50 milyar TL sı iken ,2022 yılında 240 milyar TL sına yükselmesi,2023 yılında ise 565,6 milyar TL olarak bütçede yer alıyor olması, gerçekleşme rakamının 1.000 milyar TL sı olma ihtimali birseylerin değil, birçok şeyin yolunda gitmediğini, enflasyonun yetkili kişilerin söylediği gibi değil, hissedildiği gibi olduğunun en bariz göstergesidir.

Hükümetin açıkladığı ekonomik verilerin,teklif ettikleri bütçe ve gerçekleşen bütçe rakamlarına bakıldığında  durumun onların dedigi gibi olmadığını ve ortaya çıkan vahameti bizler gibi sıradan insanlar bile görebiliyorsak, artık gerekli düzeltmelerin biran önce yapılması gerektiği yadsınamaz bir durumdur.

Bunun en basit yollarından biri ,2.000 TL sı ve altında kalan elektrik,su,telefon vs borçlarının silinmesi olmalıdır. Başlangıç olarak bu bile borçlulara ciddi bir rahatlık getirecektir. Bu borçlar bu şekilde tasfiye edilmez ise icra dairelerinde biriken dosya sayısı azaltılarak, hem  icra dairelerinin  iş yükü azaltılmış olacak hemde 2.000 liralık borcun 20-30 bin liralara ulaşması, ödenemez hale gelmesinin önü kesilecektir. Bu borç silme operasyonunun maliyeti ,alacaklılar ile pazarlık yapılmaz ise 14 milyar TL ,sıkı bir pazarlık yapılır ise belki de 5-6milyar TL sına düşecektir. Yaklaşık 110 bin kişiye kur korumalı mevduat dolayısı ile 60 milyardan fazla faiz ödendiği göz önüne alınırsa çok büyük bir rakam olmadığı ortaya çıkmaktadır. Ayrıca 110 bin kişinin mutluluğunun maliyetinin neredeyse onda birine 7 milyon kişiyi mutlu etmek mümkün olacaktır.

Sosyal Devlet olmanın olağan sonuçlarından birisi olan ,vatandaşların mutlu edilmesi,ihtiyaçlarının gerektiginde  Devlet eliyle sağlanması her iktidarın görevidir. Hele ki böyle bir duruma gelinmesi kendi yanlış ekonomik politikalarınız sebep oldu ise bundan kaçışınız zaten yoktur.

Nedense küçük bir azınlığı mutlu etmek için kur koruma garantisi,köprü veya otoyoldan araç geçiş garantisi, hastanelere gelecek hasta garantisi verilirken çok cömert olan iktidar ve/veya bürokrasi, çok daha düşük maliyetlerle milyonlarca kişiyi mutlu etme çözümlerinde çok cimri olabiliyor ve aşılmaz engeller çıkarabiliyor.

Tabii ki bu farklı gruplara farklı uygulamaların bir rövanşı olacaktır. Bu da seçimlerde sandıkta oy kullanıldığında ortaya çıkacaktır.

Aklıselim herkes bunun böyle olduğunu bilir ve biz de bunun  böyle olacağını umarak ,yaklaşan seçimlerde bir kazaya uğramamak için iktidarın önümüzdeki yılın Cumhuriyetimizin de 100. kuruluş yıldönümü olmasını vesile ederek gereğini yerine getireceğini temenni ediyoruz.