Yeniden sosyal hayata neredeyse tamamen adapte olmuş durumdayız.

Pandemi sürecinin en kritik ve alışmakta güçlük çektiğimiz kısıtlama, eve kapanma ve sosyal hayattan tamamen kopma gibi, biz insanoğlunun var oluşuna aykırı olan asosyal dönemi atlattık.

Atlattık atlatmasına ama bir türlü virüs riskinden henüz kurtulamadık.

Vaka sayıları yine 30 bine dayandı.

Aşı olmayanların büyük bölümünü oluşturduğu bu vakalarda ortalama 200 insanımızı da yitiriyoruz her gün hemde.

Maske ise bizi ve karşımızdaki insanları korumak adına en önemli etkenlerden olsa da artık pek çok insanın maskeyi takmadığını rahatlıkla görebiliyoruz.

Pek çok yakınımızı bizden alan, hayatımızı bir tutsaklık dönemine sokan, her şeyden mahrum bırakan bu virüse karşı alacağımız basit önlemleri neden almayız bunu hiç aklım almıyor.

Hala aşı konusunda kararsız kalan, saçma ve bilimsel dayanağı olmayan sosyal medya etkisi ile hareket eden ve bırakın 2. doz aşıyı henüz 1. doz aşısını bile olmayan insanlar olduğunu bilmek beni hem kızdırıyor hem de çok üzüyor.

Düşünsenize aşınızı olmuş, sosyal hayattaki pandemi düzenine maskeyle, mesafeyle ve hijyenle uyuyorsun ama bunların hiç birini umursamayan biri çıka geliyor ve size virüs bulaştırabiliyor.

Bu nasıl bir insanlık suçu kabul edilmez yada benim hakkıma, kişisel yaşamıma bir başkası hakkı olmadığı halde müdahale edebiliyor.

Bana göre hükümetin bu konuda vaka sayıları artarken daha sosyal ve kişiselleştirilmiş önlemler alması gerekiyor.

Aksi halde bu vaka sayıları bizi esir almaya devam edecek ve sahip olduğumuz hayat bize ait değil virüse göre şekillenmeye devam edecek.

Gelin aşımızı olalım.

Sosyal hayat içinde hala virüsün olduğu gerçeğini unutmadan sosyal mesafe ve maske kurallarına riayet edelim.

Bunu birlikte başarmak bizim elimizde

Hadi hep birlikte zafer kazanalım..