“Yargıcı, Küveyt merkezli Global Investment Hause’ye, Beymen, Katar’lı Meyhola’ya, Cevahir AVM, Küveyt’li ST Martin Property Group’a, İçim süt, Ülker’in, yani Yıldız Holding’e bağlı Ak Gıda şirketinindi. Ak Gıda ve Dost süt, Fransız gıda devi Groupa Lactalis firmasına satıldı. Ülker’e bağlı, Cola Turca ve Çamlıca gazozu, Japon Dydo Drinco’ya, Sabancı’nın Saka suyu, önce BİM e oradan, Ülker’e ve sonrasında Japon Dydo Drinco’ya satıldı.

Hayat Su ve Sırma Su, Fransız Danone’ye, Erikli, Fransız Nestle Waters’ e satıldı. Doğadan, Coca Cola’ya,  Ofçay, Amerikan kahve firması, Jacobs’a satıldı.  Peyman kuruyemiş, Bridgepoint’e, Kemal Kükrer, Japon Ajinomoto’ya, Kent gıda, Londra merkezli Cadbury Schweppes’ e satıldı. Filiz makarna, ünlü italyan devi Barilla’yla ortak oldu.  Ürünlerini Barilla gıda markasıyla üretiyor.

Komili, Kırlangıç ve Sezai Ömer Madra zeytinyağları, ABD merkezli Koninklijke Bunge B.V.’ye  satıldı. Banvit, Brezilya merkezli BRF ve Katar ortaklı TBQ Foods’a satıldı. Hacı Şakir, ColgatePalmolive firmasına, kozmetik devi Hobby, Hintli Dabur şirketine, Can bebe, Belçikalı Onteks’e, İpek şampuan (Canan kozmetik) Loreal’e, DemirDöküm Alman Vaillant’a, Baymak, Hollandalı Termo Grup’a, İzocam, Fransız, Küveyt ortaklığına, Filli boya (Betek), Nippon Paint’e, Polisan, Kansai Paint’ e satılmış”. (artigercek.com)

Çalışkan ve iş bilir yatırımcı vatandaşımız, kardeşleri ve yakın arkadaşlarıyla birlikte bir şirket kurar. İşleri iyi gider. Çok kazanmaya başlar. Yakın arkadaşları olan ortaklarının hisselerini de satın alır. Giderek başka şirketler, kurarak, işleri geliştirip büyütür.

Bir süre sonra, işler o kadar hızla büyüyüp gelişir ki, artık işleri ve şirketlerini idare edememeye başlar. İşlerinin kapasitesi, patronun kapasitesi ve yapabileceklerinin çok üzerine çıkmıştır. Şirketlerini ve işlerini yürütebilmek için, gerekli olan, eğitim, tecrübe, bilgi, donanım, yabancı dil, internet ve bilgisayar hakimiyeti, kendisinde hiç yoktur.  Şirketler büyüdükçe, giderek daha üst liglere çıkarlar. Orada kendilerinden çok daha eski, çok daha güçlü, yerli ve yabancı şirketler yıllardır faaliyet göstermektedir. Bu yüzden, onlarla mücadele etmek, piyasada daha fazla söz sahibi olmak, çok daha zordur. Bu, bir yerde sporcuların, Olimpiyatlara, ya da Dünya şampiyonalarına katılmasına benzer.

Şimdi önlerinde iki yol vardır. Birincisi, büyüyen şirketleri, ortaklar arasında paylaştırarak küçülmek. Bu şekilde, daha alt liglerde kalmaya razı olmak. Ülkemizde, yapılan uygulamalar arasındaki kolay seçimlerden ilki budur. Kardeş, akraba ve ortaklar, şu senin, bu benim diyerek şirketleri paylaşarak küçülürler.

İkinci yol, şirketleri toptan satarak, onlardan kurtulmaktır. Alımkar olan yerli şirketler, satın almada genelde, nazlı ve cimridirler. Ana hedefleri, satışa çıkan şirketleri, olabildiğince ucuza kapatmaktır. Bu iş için çoğu zaman, krediye de ihtiyaçları olur. onların da daha önceden aldıkları başka kredileri vardır. Bu yüzden, yeni kredi alarak daha fazla açılmak, işlerine gelmez. Zaten ileriye dönük, ciddi hedefleri de olmadığından, ‘zaten bizim ayni konularda faaliyet gösteren şirketlerimiz var, başkalarını almaya ne gerek var’ derler. Genelde, almayı düşündükleri şirketleri, olabildiğince ucuza kapattıktan sonra, allayıp pullayıp, yabancılara çok daha pahalıya satma gibi düşünceleri de  vardır.

Üzerinde çok fazla düşünülmeyen, kafa yorulmayan ve bu yüzden akıllara gelmeyen en mantıksal çözüm ise, büyümekte olan şirketlere, bilgili ve deneyimli profesyonelleri işe alınmasıdır. Ancak, düşünülen profesyonellerin çoğunun, çalıştıkları şirketleri ve işleri vardır.  Ayrıca, büyük şehirlerden durduk yere Anadolu’ya gelmeye bu yüzden çok fazla istekli olmazlar. Kendileri gelse bile, eş ve çocukları buna karşı çıkarlar (eşlerin iş, çocukların okul durumları). Genelde gelmek için çok para isterler ve nazlanırlar. Yeni alınacak profesyonellerin, şirketlere olacak ekstra yükü, tutumlu da, Anadolu patronlarının pek işine gelmez.

Ülke piyasasına hakim olmak isteyen, bu yüzden uzun süredir planlar yapan  yabancılar, hele de önceden o konularda büyük yatırımları da varsa, gerektiğinde pahalı da olsa, şirketlerimizi birer ikişer satın almaktan çekinmezler.  Aldıktan sonra, ya fabrikaları büyütüp geliştirirler, ya da sigara fabrikalarında olduğu gibi, aldıkları tesislerin kapısına kilit vurup, işçileri kapının önüne koyduktan sonra, (yerli rakipleri de ortadan kalktığına göre) ürettikleri malları daha yüksek fiyatla göndererek ülkemizde  pazarlamaya devam ederler.

Özel sektöre ait, yerli ve milli bankalarımızın çoğunda, yabancı ortaklar var. Bir kısmı, çoktan yabancılara satıldı bile. Sigorta şirketlerimiz, hatta internetteki web sitelerinden bile yabancılara satılanlar var.

‘Devlet, kamunun elinde ne var ne yok, yabancılara satıyor’ diye çoğumuz şikayet eder dururuz. İyi de, yukarıda satılanlar, kamunun değil ki, özel sektörün şirketleri. Onlar, vatandaşlarımızın  kurup geliştirdiği, sonra da yabancılara sattığı şirketler.

Kamu ya da özel sektör, hiç fark etmiyor. Kimsenin, bir başkasını eleştirmeye hakkı yok. Buna, üç kuruş fazla para kazanmak uğruna, başta Araplar olmak üzere, evini, yazlığını, arazisini, yabancılara satanlar, kiralayanlar, Arapça ilanlarla satmaya çalışanlar da dahildir.

Fındık piyasasını İtalyanlar ele geçirmişmiş. İyi de, fındık ihracatının üçte birini tek başına gerçekleştiren, Türkiye’nin fındık devi Oltan Gıda’yı 2014 te, İtalyan çikolata devi Ferrero Grubu’na Marslılar mı sattı. Başta Fiskobirlik ve diğer 13 ayrı birliğin yavaş yavaş fındık sektöründe devre dışı bırakılmasıyla, piyasada tekelleşen İtalyan şirket, böylece dünya fındığının, yüzde 70 ‘ini üreten Karadeniz’de piyasayı ele geçirmiş oldu.

Gordion AVM, Erzurum AVM ve Manisa’da bulunan Magnesia AVM, 2012 de Amerikan Blackstone şirketine satılmış.

Başta Marmara Forum ve İstanbul Forum olmak üzere Türkiye’deki Forum AVM’lerin sahibi Multi Development, 900 milyon euroluk borcuna karşılık Amerikalı Blackstone şirketine satılmış. Aktiflerinin büyüklüğü 150 milyar doları aşan Blackstone’un sermayesi 88 milyar dolarmış.

Türkiye’de, 15 Korum AVM var,  Forum İstanbul, Marmara Forum, Forum Trabzon, Forum Mersin, Forum Kapadokya, Forum çamlık, Forum Bornova, Forum Aydın, Forum Ankara Outlet, Forum Kayseri alışveriş merkezleri faaliyette. Yeni eklenenler, Diyarbakır, Adana, Çanakkale, Elazığ ve Gaziantep AVM’leri.

‘Onlar çay, bu Ofçay’ öyle mi? Bak bakalım, Ofçay kimlere satılmış. Hayırlı ve de uğurlu olsun. Eskiler, ‘Tencere, tencere dibin kara, seninki benden kara’ diye ne de güzel söylemişler.

Bu vesileyle, site çalışanları, editörler, okurlarımız ve yazar arkadaşlarımızın mübarek ramazan bayramını gönülden kutluyorum.