Son 6 aylık dilimde ardı ardına yaşadığımız zamlar, bizi zaten zor olan bir ekonomik sıkıntıdayken, bataklık misali gittikçe ama yavaş yavaş göz göre göre batışımızı sağlamaya başladı.

Yaz aylarına denk gelen bu ekonomik sıkıntılar, kış aylarında kendini bir hayli güçlü hissettirecek.

Elektrik, doğal gaz, kömür vs derken, günlük yaşamımızda tükettiğimiz ve özellikle kış aylarında en büyük gider kalemlerini oluşturan harcamalarımız iki misli katladı.

Geçen yıl aynı miktarda ısındığımız doğal gaza bu yıl yüzde 32’lik bir artış ödeyeceğiz.

Aynı zamanda elektrik, kömür, sigara, alkol, benzin, mazot, giysi, sebze ve meyve, gıda ürünleri derken bir bardak çay bile artık 1,5 lira.

Simit çay keyifleri artık kahvehanelerin vazgeçilmez klasik keyiflerinden biri olmaktan çıkarak, artık karın doyurmaya yarayan bir araç haline dönüştü.

Çayın şekerin yanına zaten varılmıyor.

Esnafların durumu ortada, çiftçi desen zaten ekim döneminde ama borçlarını düşünür halde.

Aylık 4 haneli şifresini girerek, hane geçindirmekte ekonomistleri bile şaşırtan memur ve işçi kesimi de artık harcamalarını minimum düzeye indirdi.

Son dönemde kırtasiye masrafları, çocukların okul masrafları derken, pek çok kalemde açık veren hane halkı şimdi kara kara havaların soğumasıyla birlikte kabaracak faturaları düşünmeye değil, kabus görmeye başladı.

Bana göre bu kış soğuktan değil, kabaran gider faturalarından daha fazla titreyeceğiz!