ADEM KILIÇ BÜYÜK KONGREYE DELEGE OLARAK KATILDI

Saadet Partisi, 8. Olağan Büyük Kongresi’ni coşku ve heyecan içerisinde gerçekleştirdi. On binlerce Millî Görüşçünün sevgi seli ve sloganları eşliğinde salona giriş yapan Genel Başkan Temel Karamollaoğlu, yaptığı coşkulu konuşmayla teşkilat mensuplarına, “Saatlerinizi iktidara ayarlayın” mesajı verdi. Karamollaoğlu, oy kullanan bütün delegelerin oyunu alarak 3’üncü kez Saadet Partisi genel başkanı seçildi. Saadet Büyük Kongresine Polatlı İlçe Teşkilatının yanı sıra Saadet Partisi Polatlı İlçe Teşkilat Başkanı Adem Kılıç’ta delege olarak katıldı.

KILIÇ: KONGREMİZİ BÜYÜK BİR COŞKUYLA TAMAMLADIK

Kongresinde Saadet Partisi Polatlı İlçe Teşkilat Başkanı Adem Kılıç yaptığı açıklamada, “Yaşanabilir bir Türkiye yeniden büyük Türkiye ve yeni bir dünya “ideali ile çıktığımız bu yolda saadet partimizin 8.olan büyük kongresini milletin iktidarında saadet var sloganıyla 30 Ekim Pazar günü saat 10:00’da Ankara Hacı Bayram Üniversitesi Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleştirdik. Yeni anayasa ve yeni ekonomi modeli için ihtiyacımız olan tek şey sadece ama sadece yeni bir yönetim anlayışına sahip yeni bir iktidardır. İktidara yürüme anlamında bir Milat olan kongremizi büyük bir coşkuyla tamamladık. Genel Başkanımız Temel Karamollaoğlu önderliğinde hedeflerimize yürüyoruz.” İfadeleri yer aldı.

KARAMOLLAOĞLU: BİR KEZ DAHA GÖRÜLDÜ VE ANLAŞILDI Kİ; HAZIRSINIZ”

Millî Görüşçülere ve Saadet Partililere seslenen Karamollaoğlu, “2000’li yıllardan bugüne, iktidarın nimetlerine aldanmayıp, iktidarın baskılarına boyun eğmeyip, bu gömleğin ütüsünü hiç bozmadan, kırıştırmadan üzerinde taşıyan genç kardeşlerim!.. Milletin ve tarihin huzurunda şimdi sizlere soruyorum: Hazır mısınız? Barış ve kardeşlik yurdu bir Türkiye’yi inşa etmeye hazır mısınız? Bir kez daha görüldü ve anlaşıldı ki; hazırsınız. Kararlı ve hazırız... ‘Önce Ahlak ve Maneviyat’ düsturuyla; ‘Yaşanabilir Bir Türkiye’, ‘Yeniden Büyük Türkiye’, ‘Yeni ve Adil Bir Dünya’ için yapacağımız tüm çalışmalarımızı Cenâb-ı Allah bereketli kılsın. İnanıyoruz ki; zafer inananlarındır ve zafer yakındır” dedi.

“O ULU ÇINARI GÖRÜYORUM”

Karamollaoğlu, 53 yıl önce Millî Görüş lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın ilk adımı attığında kendisine “bir çiçekle bahar olmaz” diyenler olduğunu hatırlatarak, “Kendisi de ‘Ama her bahar bir çiçekle başlar’ yanıtını vermişti. İşte bu salon, işte nice kara kışlara direnen, nice susuz çöllere dayanan sizler... Artık dalları Kars’tan Edirne’ye, Horasan’dan Bosna’ya uzanan bir ulu çınarın temsilcileri olan sizler... Cenâb-ı Hakk’a hamdolsun; işte ben bu salonda kökleri maziye bağlı, dalları atiyi kucaklayan o ulu çınarı görüyorum” dedi.



“BU DAVAYA BİRLİKTE OMUZ VERDİK”

Atılan ilk tohumların yeşermesinde emekleri olan Millî Görüş öncülerine rahmet dileyen Karamollaoğlu, konuşmasına şöyle devam etti: “Eşref Edip’i, Süleyman Arif Emre’yi, Fehmi Cumalıoğlu’nu ve Fehim Adak’ı rahmetle anıyorum. Ali Oğuz’u, Bahri Zengin’i, Cevat Ayhan’ı, Oya Akgönenç’i ve Ahmet Tekdal’ı minnetle anıyorum. Ali Soylu’yu ve Adnan Demirtürk’ü özlemle yâd ediyorum. Şevket Kazan’ı, merhum Yüksek İstişare Kurulu Başkanımız Oğuzhan Asiltürk’ü ve elbette hareketimizin kurucusu Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hocamızı saygıyla, rahmetle ve şükranla yâd ediyorum. Her biri takatinin sonuna kadar mücadele etmenin timsali oldular. Her biri azmin, mücadelenin ve ahde vefanın destanlaşmış birer örnekleri oldular. Allah hepsine rahmet eylesin. Mekânları cennet, makamları âli olsun. Rabbim bizleri de cennetinde buluştursun inşallah. Öncülerimizden olan ve bugün burada bulunan kıymetli büyüklerimiz Recai Kutan ve Yasin Hatipoğlu beyleri ve Lütfi Doğan Hocamızı da candan selamlıyor, hürmetlerimi arz ediyorum. Yarım asrı aşkın bir süredir birlikte bu davaya omuz verdik. Birlikte cezaevinde yattık ve birlikte ülkemizi karış karış gezerek derdimizi ve davamızı anlattık; Allah sizlerden razı olsun.”

“YAPACAK ÇOK İŞİMİZ VE ATACAK ÇOK ADIMIMIZ VAR”

Tarihi bir gün ve dönemde kongrelerini icra ettiklerini söyleyen Karamollaoğlu, “Dün Cumhuriyetimizin kuruluşunun yıl dönümüydü. Aziz vatandaşlarımızın Cumhuriyet Bayramı’nı tebrik ediyor, daha nice yüz yıllar diliyorum. Bu kongremiz de yeni bir başlangıcın ilk günü olarak tarihe geçecektir inşallah. Bugün bir kez daha “Yaşanabilir Bir Türkiye”, “Yeniden Büyük Türkiye”, “Yeni Bir Dünya” ve “Yeni Bir Yüzyıl” için besmelemizi çekiyor, kollarımızı sıvıyor ve yola koyuluyoruz. Yapacak çok işimiz ve atacak çok ama çok adımımız var. Çünkü bizi hasretle bekleyen insanlarımız var. Fakat hepimiz biliriz ki; tedaviden önce teşhis şarttır. Tedavi edilecek hastanın tomografisini ve MR’ını çekmek doğru tedavinin ilk adımıdır. Şimdi sizlerle 20 yılın sonunda, gelinen bu noktada 2022 Türkiye’sinin tomografisini bir görelim. Şöyle bir özetleyelim istiyorum. Bakalım, ne durumdayız? Bakalım, kurulan cümlelerin toz pembeliği ile gerçek hayatın üzerine çöken kara bulutların arasındaki renk farkına, devasa ton farkına bir göz atalım istiyorum. Biliyorum insanımızın önceliği ekonomi, çünkü kanayan derin bir yara. Ancak bilinmelidir ki; diğer her şey sonuç, adaletsizlik ve hukuksuzluk sebeptir! Devlet yönetiminde ve kamusal hayatta gömleğin ilk düğmesi adalettir, hukuktur” diye konuştu.

“ADALET DÜĞMESİ YANLIŞ İLİKLENİNCE DUVARA TOSLAMAMAK MÜMKÜN DEĞİLDİR”

“Bizler bugün, gömleğin o ilk düğmesinin yanlış iliklenmesinin, hatta son yıllarda koparılıp bir kenara atılmasının sonuçlarını yaşıyoruz” diyen Karamollaoğlu, konuşmasına şöyle devam etti: “Bir ülke düşünün; milyonlarca vatandaşı terör şüphelisi ilan edilsin, yüz binlercesi hakkında işlem yapılsın, on binlercesi de tutuklansın. Bir ülke düşünün, koca koca adalet sarayları inşa edilsin; fakat aynı zamanda onlarca yeni cezaevi açılsın. Bir ülke düşünün ki; cezaevleri tıklım tıklım dolu olsun. Adalet mekanizması, siyasilerin elinde adeta bir kılıç gibi kullanılsın. İşinden, ekmeğinden, özgürlüğünden edilen KHK mağdurlarının feryâdı arş-ı âlâya ulaşmış. Fakat heyhât!.. Duyan yok! İnsanlar konuşmaktan, tweet atmaktan korkar hale gelmiş; yasaklarla mücadele edeceğini söyleyenler ise yasakçı zihniyetin bizzat baş aktörü olmuş! Aziz vatandaşlarımız, kıymetli kardeşlerim!.. Adalet düğmesi yanlış iliklenince ekonomide ve diğer her alanda duvara toslamamak mümkün değildir! Adalet açığını kapatmadan; cari açığı, bütçe açığını ve dış ticaret açığını kapatmak mümkün olmaz! Hukuksuzluğun norm haline geldiği bir ülkede, gelir dağılımındaki adetsizliği gidermek mümkün mü?”

“KÜRSÜLERDE ATILAN NUTUKLARA BAKMAYIN”

“İşte; 2022 Türkiye’sinde” diyerek yeni Türkiye’yi özetleyen Karamollaoğlu, “Milyonlarca işsizimiz var! Bakmayın siz kürsüde atılan nutuklara; milyarlarca liramız her yıl faiz lobilerine oluk oluk aktarılıyor! Milyonlarca asgari ücretlimiz açlık sınırının altında ve geri kalan milyonlarca çalışanımız da ancak yoksulluk sınırının altında bir ücrete mahkûm edilmiş! Emeklilerimizin durumu ise hepsinden vahim... Zaten aldığı üç kuruşluk maaşı da doğrudan veya dolaylı olarak kızına, damadına, gelinine, torununa veren bu insanlara; reva görülen ücret bu mu olmalı Allah aşkına? Bugün bir telefon almak veya bir kafede oturmayı bile kendisine lüks görülen evlatlarımız, siz iktidara geldiğinizde hayata gözlerini yeni açmıştı. Ne kabahati var bu gençlerin? 60-70 yıllık ekmek teknelerini kapatan esnafımızın; enflasyon nedeniyle çarşı-pazardan eli boş dönen ev hanımlarımızın, kantinde istediğini alamayan çocuklarımızın ne kabahati var? Yoksulluk her geçen gün derinleşiyor! ‘Bir test kitabı olmuş 100 lira, asgari ücretle çalışan babam nasıl alsın bunu?’ diyerek, gözyaşları döken 14 yaşındaki liseli kızımızı dinleyince nasıl duygulanmaz bir insan? ‘Ben işsiz kaldım, çalışamadım, ekmek bulamadım, namerdim yalan söylüyorsam... Fabrikaya iş bakmaya gittim, kapının önündeki bayat ekmeği adamdan rica ettim, aldım. Tavuklarımız var, onlara götüreceğim dedim, yalan söyledim. Eve döndük ve eşimle beraber oturduk, o ekmeği yedik’ diye anlatırken sesi titreyen, eşi de yanında gözyaşları döken insanlarımızı görüp de nasıl kahrolmaz bir insan? Böyle onlarca örnek var... Kaldı ki tek bir insanımız dahi bu durumda olsa, büyük büyük cümleler kurmaya utanır insan ya! İsraf almış başını gitmiş! Artık ihalelerde yolsuzluk yapılıyor diyemiyoruz, adeta yolsuzluk yapmak için ihaleler yapılıyor. Allah’tan korkun! Devlet borçlu, millet borçlu! Kamu borçlu, özel sektör borçlu! Yanlış yatırımlarla var olan paralarımız, kaynaklarımız da betona gömüldü, geleceğimiz dahi ipotek altına alındı” dedi.