Ankara’nın Kalecik ilçesiyle özdeşleşen Kalecik Karası, Türkiye’nin en önemli yerel üzüm çeşitlerinden bir tanesi. Hem sofralık olarak tüketilen hem de kaliteli şarap üretiminde kullanılan bu üzüm, özellikle bölgenin iklimi ve toprak yapısıyla bütünleşmiş bir tür. Üreticiler, gündüz sıcak ve gece serin olan Kalecik ikliminin üzümün aromasını artırdığını ifade ediyor.
Kalecik’te hem üzüm yetiştiriciliği yapan hem de şarap üretimi gerçekleştiren Mehmet Özdağ, üretim süreci ve şarapçılığın incelikleri hakkında açıklamalarda bulundu. Özdağ, şaraphanenin Türkiye’nin ikinci büyük şaraphanesi olduğunu belirterek, ilkinin Elazığ’da kurulduğunu, ikincisinin ise burada hayata geçirildiğini ifade etti. Şaraplarının en büyük farkının yıllanmış şarap üretimi olduğunu vurgulayan Özdağ, "Bizim en büyük özelliğimiz, bu şaraphanede sofralık şarap değil, sadece yıllanmış şarap üretmemizdir. Maya, enzim ya da şeker kullanmayız. Yalnızca üzümün kendi kabuğundaki vahşi mayayla üretim yapıyoruz." ifadelerini kullandı.
KALECİK KARASI ÜZÜMÜNÜ DON VURDU
Bu yıl yaşanan olumsuz iklim koşullarına da değinen Özdağ, bağ bozumu sürecinde ciddi kayıplar yaşandığını aktardı. Normalde her yıl 15 Eylül’de başlayan bağ bozumu, bu yıl don nedeniyle büyük ölçüde zarar gördü. 300 dönümlük bağdan ancak 15 ton üzüm toplanabildiğini belirten Özdağ, ürünlerin bir kısmının kuşlara kaldığını ve çoğu asmanın yandığını söyledi.
ŞARABIN YOLCULUĞU
Üzümlerin toplanmasının ardından üretim sürecinin ayrıntılarını anlatan Özdağ, "Üzümler toplanıp kasalara konuyor, sap ayırma makinelerinden geçiyor, şırası fermantasyon tanklarına gidiyor. Fermantasyon süreci 12-15 gün, bazen 17 gün sürüyor. Bu süreçte üzümün şekeri alkole dönüşüyor, zararlı bakteriler yok oluyor. Fermantasyon bitince şarabın yolculuğu başlıyor. Ardından dinlendirme tanklarına alınarak 13-15 ay bekletiliyor. Yani biz parayı adeta tankta bekletiyoruz" ifadelerini kullandı.
BETON TANKLARDA ŞARAP ÜRETİMİ
Şarap yapımında çekirdeğin önemine de dikkat çeken Özdağ, dışarıda içilen bazı şarapların acı gelmesi veya baş ağrısı yapmasının nedeninin çekirdeklerin uygun şekilde ayrılmamasından kaynaklandığını söyledi. Şaraphanede kullanılan bazı özel ekipmanlardan da söz eden Özdağ, 16 tonluk 8 adet beton dinlendirme tankının tarihi eser niteliğinde olduğunu belirtti. Fransa’daki Bordeaux bölgesinden ilham alarak bunlara sahip çıktıklarını anlatan Özdağ, beton tanklarda şarap üretmenin zor olması nedeniyle artık kullanılmadığını ekledi. Ayrıca Fransız meşe fıçılarının da kullanıldığını, 2012 yılında Kalecik Karası üzümünü bu fıçılarda dinlendirdiğinde çok güzel bir şarap ortaya çıktığını belirtti.
"KALECİK KARASI'NDAN ÜRETİLEN ŞARAPLAR YUMUŞAK İÇİMLİDİR"
Şarabın damak tadı konusunda görüşlerini paylaşan Özdağ, "Kimisi yumuşak içim sever, kimisi daha sert. Elazığ üzümü sert ve antioksidan oranı yüksek, Kalecik Karası ise yumuşak içimlidir" dedi.
DÜNYA LİTERATÜRÜNE GİRMİŞ ÜZÜM ÇEŞİDİ
Kalecik Karası’nın Türkiye ve dünya literatüründeki yerine de dikkat çeken Özdağ, Türkiye’de dünya literatürüne girmiş iki üzüm çeşidinin bulunduğunu, bunların Kalecik Karası ve Erzincan’ın Cimin üzümü olduğunu belirtti. Kalecik Karası’nın yurt dışında sipariş edildiğinde "Türk müsünüz?" sorusunun geldiğini ifade ederek, bunun üreticiler için gurur verici bir durum olduğunu söyledi.
ÜZÜMÜN AZ OLMASI İHRACATI ETKİLEDİ
Özdağ, üretim ve ihracat rakamlarını da paylaştı. Avrupa’ya az da olsa ihracat yaptıklarını belirterek, İsviçre, Almanya, Hollanda ve İtalya’ya şarap gönderdiklerini söyledi. Yılda 3-5 bin şişe civarında ihracat yapıldığını dile getiren Özdağ, üretim kapasitesinin normalde 220-270 bin şişe arasında değiştiğini ancak bu yıl üzüm azlığı nedeniyle hedeflere ulaşılamayacağını aktardı. Özdağ, "Bizim anlayışımızda kalite, üretimden ödün vermemek. Bu nedenle küçük de olsa doğru bir şekilde üretim yapmayı tercih ediyoruz" diyerek sözlerini tamamladı.
