Barış Pınarı harekatından sonra ülkelerin izledikleri tutumlar foyaları ortaya dökülüyor.


Dünya medyasında bunlar doğru yanlış yayınlanıyor.


Türk ordusu kimyasal silah kullanıyor.


Türk ordusu Kürtlerle savaşıyor.


Türk ordusu işgal yapıyor Türk ordusu sivilleri vuruyor.


Neler bunlar.


Dünya Nato yu BM uluslararasi kurumların güvenlik maddelerini bir yana bırakıp insan,silah ve stratejik destek veren, yeraltina tünelleri acan, onları eğiten Orta Doğuda ve dünyanın diğer bölgelerinde terörü doğuran, demokrasi cigirtkanliklariyla böl parçala anlayışı ile doğal kaynaklarına göz koyan ,mazlumlara kıyan küresel, vahşi, sömürücü emperyal güçler ve onların dost gözüken müttefik bildiğimiz ülkelerin sergiledikleri ortada.


Spor karşılaşmasından sonra sevınç ve duygularin doğurduğu asker selamımızdan dahi rahatsız olan Avrupa ve dünyanın Barış Pınarı harekatında gösterdikleri reaksiyonları hepimiz izliyoruz.


Ne yapıyoruz?


Dış politikada,diplomaside içte olan siyasi kazanımları bir yana bırakıp iktidar,muhalefet,stk,akademisyenler,devletin kurumları hepbirlikte diplomasi masasında nasıl bir dış politika izliyoruz?


Bunların tartışmalarını analizlerini medyadan izlerken siyasi farklılıkları bir yana bırakıp tek yumruk 82 milyon herşey vatan için gerisini bir yana bırakıp Türkiyemizin kazanımları ile birlik ve beraberliğimizi en önde tutmalıyız.


Gün kavga etmek günü değil.


Ülke hepimizin selam ve dua ile.