Türkiye, 6 Şubat 2023’te “asrın felaketi” olarak anılan Kahramanmaraş merkezli depremlerde resmi rakamlara göre 53 binden fazla vatandaşını kaybetti. 11 ili etkileyen depremler 13 milyondan fazla yurttaşın yaşamını altüst ederken, en ağır yıkım Hatay’da yaşandı. Aradan geçen zamana rağmen enkaz altında yitip giden canların acısı hâlâ çok taze.
Hatay’ın Antakya ilçesi Cebrail Mahallesi’nde depremde ilk dakikalarda yıkılan Özyurt Apartmanı’na ilişkin davada yeni bir gelişme yaşandı. Binada yaşayan Havva Özyurt hayatını kaybetmiş, eşi Alaaddin Özyurt ise saatler sonra enkazdan sağ kurtarılmıştı. Havva Özyurt’un kızı Kübra Özyurt’un şikâyeti üzerine açılan davada, müteahhit Şakir Tahiroğlu hakkında “bilinçli taksirle ölüme neden olma” suçundan iddianame hazırlanmıştı.
(Kübra Özyurt ve avukatı Hasan Tatar)
22,5 YILA KADAR HAPİS CEZASI
Hatay 6. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen ikinci duruşmada Cumhuriyet Savcısı, Tahiroğlu’nun 22,5 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını talep etti. Ancak müşteki avukatları sanığın “olası kast” ile yargılanması gerektiğini vurguladı. Bilirkişi raporunda dönemin Antakya Belediye Başkanı’nın da asli kusurlu olduğuna dikkat çekilmesine rağmen belediye başkanı hakkında dava açılmaması, kamuoyunda soru işaretlerini büyüttü.
Mahkeme, sanık ve vekilinin savunmalarının alınabilmesi için davayı 18 Kasım 2025 Salı günü saat 09.35’e erteledi. Büyük olasılıkla üçüncü celsede karar verileceği belirtiliyor.
BU MÜCADELE KİŞİSEL ADALET ARAYIŞI DEĞİL
Depremde annesi Havva Özyurt'u kaybeden ve Beraberiz Derneği Başkanı olan Kübra Özyurt, haber sitemize yaptığı özel açıklamada adalet talebini annesi ve depremde kaybedilen tüm canlar için yükseltmeye devam edeceklerini vurgulayarak şu ifadelerini kullandı: “Bu mücadele yalnızca kişisel bir adalet arayışı değil; aynı zamanda deprem gerçeğini açığa çıkarma ve tarihe bir bellek bırakma çabasıdır. Üçüncü duruşma 18 Kasım 2025 Salı 09.35'de görülecek. Üçüncü duruşmanın karar duruşması olmasını öngörüyoruz. Verilecek kararın “olası kast” yönünde olmasını ve kamu görevlilerinin de yargılanmasına dair soruşturma izni verilmesini umut ediyorum. Annem için verdiğim adalet mücadelesi, en temel hak ve en büyük temennimdir. Her duruşma, bizim için yalnızca bir hukuki süreç değil; kaybettiklerimizin sesini duyurma, onların yaşam hakkını savunma mücadelesidir. Annem Havva Özyurt ve 6 Şubat’ta yitirdiğimiz binlerce can için adalet talebimizden geri adım atmayacağız. Çünkü adalet, yalnızca müteahhitlerin değil, sorumluluk sahibi tüm kamu görevlilerinin de hesap vermesiyle mümkündür. Bu dava, sadece bizim davamız değildir; toplumun ortak hafızasına ve gelecekte yaşanacak felaketlerin önlenmesine dair bir mücadeledir. Unutmak yok, unutturmaya izin vermeyeceğiz" dedi.
