Polatlı ve yurt genelindeki sıkı bir çalışmaya imza atıldı.

Hem de nasıl bir çalışma, nasıl bir seferberliktir bu.

Adım attığımız yerde yeşil yeşil bir seferberlik.

Türkiye’ye Dünya’ya örnek olacak bir yeşillendirme çalışmasına imza attı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bizzat geliştirdiği ve titizlikle de ülke çapında uygulamaya koyduğu Ağaçlandırma Seferberliği, aynı zamanda ilk kez Resmi Gazete’de yayınlanarak bir ağaçlandırma ve çevre çalışmasının devlet geleneği haline gelmesi de sağlanmış oldu.

Şimdiki halimizle çocukluk halimizi kıyasladığımızda daha yeşil bir dünyaya doğduğumuz aşikar.

Zaman içinde ise bu yeşillikler yavaş yavaş kaybolmaya yüz tuttu.

Hatta daha eski zamanlara bir yolculuk yaptığımız da, Evliya Çelebi’nin seyahatnamesinde şu cümle bir zamanlar ne kadar yeşil topraklara sahip olduğumuzu anlatır.

“Ankara’dan kalkan bir sincap Sivas’a kadar ayağı yere basmadan gider”

İşte bu cümle bize hem doğal hayatın ne denli canlı olduğunu hem de Anadolu insanının yeşile, ağaca ve çevreye ne kadar değer verdiğini gösteriyor.

Ancak yine kendi elimizle binalaşma, betonlaşma ve daha pek çok sebepten yeşile hasret bir yaşam sürüyoruz.

Ve ne yazık ki hala bunun kıymetini bilemiyoruz!

Bakınız.

O kadar güzel bir ülkede yaşıyoruz ki, Avrupa’da insanların zaman zaman belgesellerini izlediğimizde yada Avrupa’dan gelen Türk arkadaşlarla sohbet ettiğimizde daha iyi anlıyoruz.

Orada pazara yada markete giden insanlar tek tek portakal, domates yada karpuz alırken.

Biz domatesi kasa kasa, karpuzu ise dilim dilim yemeyi bırakın kelek çıkmışsa bir tane daha alır keseriz.

Yani zenginliklerimizin bolluğunun farkında değiliz.

Benim ülkemin üretimi aslında tüm Dünya’ya yetecek kadar dolu zenginliklerle örülmüş.

3 tarafı denizlerle çevrelenmiş olan, toprağa ne ekseniz biten, yağmurunu ayrı karını ayrı, yaz güneşini ayrı yaşadığımız mevsimsel zenginliklerin yanı sıra, hala büyük oranda bozulmamış bir Anadolu çevre kültürü var.

İşte bana göre ağaç seferberliği her sebepten dolayı en önemli etkinliklerden bir tanesi.

Bir ülke ne kadar nefes alabilirse o kadar yaşar.

Uzun yıllardır betonlaşmaya mahkum olduk.

Şimdi gelin, gelecek kuşaklara, çocuklarımıza daha yeşil bir Türkiye bırakalım.

Yeşili, çevreyi, doğayı, doğada yaşayan canlıları bir nebze olsun daha önemseyebilirsek, inanın ülkemiz daha güzel bir haline gelecek.