Milyonlarca öğrenci için yeni eğitim-öğretim yılı, dün çalan ilk ders ziliyle resmen başladı. Yeni dönemin başlamasıyla birlikte öğrencilerin yaşadığı psikolojik şiddet konusu da yeniden tartışılmaya başlandı.
Psikolojik şiddetin öğrenciler üzerinde uzun vadeli travmalara yol açabileceğini ifade eden eğitimciler, bu konuda hem ailelere hem de okul yönetimlerine büyük sorumluluk düştüğünü sık sık hatırlatıyor. Psikolog Aycan Aliyeva, okulda yaşanan psikolojik şiddete dair haber sitemize önemli açıklamalarda bulundu.
PSİKOLOJİK ŞİDDET, RUH SAĞLIĞINI ETKİLİYOR
Psikolojik şiddetin birçok çeşidi olduğunu ve bunları özellikle velilerin bilmesi gerektiğini vurgulayan Aliyeva, "Psikolojik şiddet, sözlü, duygusal veya sosyal dışlanma, alay edilme, tehdit edilme veya sosyal medya üzerinden küçük düşürülme gibi zorbalık türleri çocukların ruh sağlığını derinden zedelemektedir. Bu durumun en önemli sonuçlarından biri, öğrencinin özgüvenini kaybetmesi ve kendini değersiz hissetmeye başlamasıdır. Çocuklar zamanla okula gitmek istemez, akademik motivasyonlarını kaybeder ve yoğun kaygı, depresyon ya da davranış sorunları geliştirebilir" ifadelerini kullandı.
"SESSİZ SİNYALLERE DUYARLI OLUNMALI"
Çocuklarda yaşanan değişimlere dikkat edilmesi gerektiğinin altını çizen uzman isim Aliyeva, "Ebeveynler, bu zaman çocuklarının sessiz sinyallerine duyarlı olmalıdır. Ders başarısındaki ani düşüşler, okula gitmek istememe, uyku sorunları ya da içine kapanma gibi belirtiler, zorbalığın işareti olabilir. Çocuğu suçlamak yerine onu dinlemek, duygularını anlamak ve yanında olduğunu hissettirmek çok önemlidir. Gerektiğinde okul rehberlik servisiyle iletişime geçilmeli ve profesyonel destek alınmalıdır" şeklinde konuştu.
BAŞARI BEKLENTİSİ PSİKOLOJİK BASKI OLUŞTURUYOR
Öğrencilerde eğitim kaygısının da psikolojilerine zarar verdiğini ifade eden Aycan Aliyeva, "Yoğun müfredat, sınav kaygısı ve yüksek başarı beklentisi, öğrencilerde ciddi bir psikolojik baskı oluşturabiliyor. Bu süreçte, zaman yönetimi becerilerinin geliştirilmesi, öğrencinin yükünü daha kontrol edilebilir hale getirir. Sadece akademik başarıya değil, çocuğun ilgi alanlarına ve güçlü yönlerine de değer verilmesi gerekir. Spor, sanat ya da müzik gibi alanlar öğrencinin psikolojik dengesini korumasına yardımcı olur. Çocuğun duygularını paylaşmasına fırsat vermek ve başarısızlık karşısında “koşulsuz kabul gördüğünü” hissettirmek, en önemli psikolojik desteklerden biridir. Kaygı ve stres çok yoğunlaştığında ise mutlaka psikolojik danışmanlık ve terapi desteği alınmalıdır" açıklamasını yaptı.
Ebeveynlerin, öğrenciler üzerindeki etkisinin sanıldığından daha fazla olduğunu söyleyen uzman isim, konuşmasına şu sözlerle son verdi:"En önemlisi ebeveynlerin her konuda desteğidir. Yüksek başarı beklentisi çocuklarda ciddi düzeyde kaygı yaratabilmektedir. Çocuk "başarısız olursam sevilmeyeceğim" düşüncesiyle hareket ederek en ufak başarısızlıklarında bile büyük bir düşüş yaşabilmektedirler".