Polatlı’da gençler sorunlarını kürsüden dile getirdi Polatlı’da gençler sorunlarını kürsüden dile getirdi

20 Mayıs, arıcılığın öncüsü Anton Janša’nın doğum günü anısına her yıl “Dünya Arı Günü” olarak kutlanıyor. Ancak bu yılki kutlamalar, ne yazık ki derinleşen bir ekolojik krizin gölgesinde gerçekleşiyor. Küresel arı nüfusu her geçen yıl alarm verici biçimde azalırken, doğanın sessiz emekçileri olan arılar yok olma tehdidiyle karşı karşıya kalıyor.

Birleşmiş Milletler’in 2017’de aldığı kararla uluslararası düzeyde kabul gören Dünya Arı Günü, arıların ve diğer tozlayıcıların ekosistem için taşıdığı kritik rolü vurgulamak amacıyla kutlanıyor. Çünkü dünya üzerindeki yabani çiçekli bitkilerin yaklaşık %90’ı, gıda ürünlerinin %75’inden fazlası bu canlıların yaptığı tozlaşmaya bağlı. Arılar yalnızca bal üretmiyor; meyveden sebzeye, beslenmeden biyolojik çeşitliliğe kadar yaşamın her alanını ayakta tutuyor.

arıcılık-2

TÜRKİYE ZENGİN BİYOÇEŞİTLİLİĞE SAHİP

Türkiye, bu alanda oldukça zengin bir biyoçeşitliliğe sahip. Ülkede bilinen 12 bin bitki türünün 3 bini endemik, yani yalnızca bu topraklara özgü. Bu türlerin 500'ü arıların temel besin kaynağı. Ayrıca, dünyada bilinen 27 bal arısı alt türünün 6’sı Türkiye’de yaşıyor. 2024 verilerine göre ise ülkemizde yaklaşık 8,9 milyon arı kolonisiyle 95 bin ton bal üretildi. Ancak bu tablo göründüğü kadar parlak değil.

Yoğun tarım uygulamaları, tek tip ürün yetiştiriciliği (monokültür), pestisit kullanımı, iklim değişikliği ve habitat kaybı, arıların yaşam alanlarını tehdit ediyor. Küresel ölçekte omurgasız tozlayıcıların %35’i, omurgalıların ise %17’si yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Bu durum sadece arıları değil, insanlığı da açlık ve yetersiz beslenme riskiyle baş başa bırakabilir.

Birleşmiş Milletler Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi tarafından başlatılan Uluslararası Tozlayıcı Girişimi (IPI) ve FAO’nun sürdürülebilir arıcılık çalışmaları, bu tehdide karşı küresel ölçekte atılan adımların başında geliyor.

Türkiye’de ilk kez 2010 yılında Ankara’da kutlanan Dünya Arı Günü, bu yıl 15. yılına ulaştı. Etkinliklerde uzmanlar, akademisyenler ve çevre gönüllüleri bir araya gelerek arıların tarıma, ekonomiye ve doğaya katkılarını yeniden gündeme taşıyor.

Muhabir: TUĞBA AKKESEN