1959 yılının kış aylarında, Rusya'nın Ural Dağları'nda, dokuz deneyimli dağcı, Kholat Syakhl Dağı'nın eteklerindeki Dyatlov Geçidi'ne doğru yola çıktı.
Bu genç ve deneyimli grup, liderleri Igor Dyatlov'un önderliğinde, zorlu kış koşullarına meydan okumaya kararlıydı. Ancak, bu yolculuk, sonları olacak bir serüven değil, bir gizemin örtüsü altında kaybolacak bir trajediye dönüşecekti.
Grup, çadırlarını Dyatlov Geçidi'nde kurduktan sonra, ne yazık ki geri dönemedi. Beklenen tarihlerde ulaşmayan dağcılar, endişe verici bir sessizlik içinde kaybolmuşlardı. Arama kurtarma ekipleri, çadırların dışında izole olmuş çalılar ve ayak izleri buldu, ancak dağcılar ortada yoktu.
RADYASYON SEVİYELERİ NORMALİN ÜSTÜNDE ÇIKTI
Nihayetinde, birkaç gün süren yoğun aramalar sonucunda dağcıların cesetleri bulundu. Ancak, bulunan manzara, korkunç bir gizemi çağrıştırıyordu.
Grubun cesetleri keşfedildikten sonra, Sovyet yetkilileri tarafından yapılan bir soruşturmada altısının hipotermiden, diğer üçünün ise fiziksel travma nedeniyle öldüğünü belirledi. Bir kurbanın kafatasında büyük hasar vardı, ikisinde ciddi göğüs travması vardı ve diğerinin kafatasında küçük bir çatlak vardı.
Cesetlerden dördü bir derede akan suyun içinde yatarken bulundu ve bu dördünün üçünün kafa ve yüzündeki yumuşak doku hasar görmüş durumdaydı. Fakat cesetlerden ikisinin gözleri eksik, birinin dili eksik ve birinin kaşları eksikti.
Cesetlerin bazıları çıplak ayaklarla donmuştu, bazılarının kafataslarında kırıklar ve iç yaralanmalar vardı. Birkaçının radyasyon seviyelerinin ise normalin üstünde olduğu ortaya çıktı.
Dönemin gazetecileri ise dosyada yazan ifadeleri ise haberlerine taşıdılar. Bu dosyalarda yer alan iddialar ise şu şekilde sıralandı:
- Grup üyelerinden altısı hipotermiden öldü ve üçü ölümcül yaralanmalardan dolayı öldü.
- Kholat Syakhl'da dokuz gezgin dışında yakınlarda başka insanlara dair hiçbir belirti yoktu.
- Çadır içeriden yırtılarak açılmıştı.
- Kurbanlar son yemeklerinden altı ila sekiz saat sonra ölmüştü.
- Kamptan gelen izler, tüm grup üyelerinin kendi istekleriyle kamp alanını yaya olarak terk ettiklerini gösteriyor.
- Bir kurbanın kıyafetinde belli düzeylerde radyasyon bulundu.
- Vozrozhdenny, yerli Mansi halkının saldırısına uğradığı yönündeki teoriyi çürütmek için, üç cesetteki ölümcül yaralanmaların insan kaynaklı olamayacağını, çünkü darbelerin kuvvetinin çok güçlü olduğunu ve hiçbir yumuşak dokuya zarar verilmediğini belirtti.
- Yayımlanan belgelerde kayakçıların iç organlarının durumuna ilişkin herhangi bir bilgi yer almıyordu.
- Hayatta kalan olmadı.
FARKLI TEORİLER ORTAYA ATILDI
Ne olduğu yönünde araştırma başlatılmasının ardından, birçok teori ortaya atıldı. Soruşturma, ölümlere "zorlayıcı bir doğal gücün" neden olduğu sonucuna vardı. Hayvan saldırıları, hipotermi, çığ, katabatik rüzgarlar, panik, askeri müdahale veya bu faktörlerin bazı kombinasyonları dahil olmak üzere açıklanamayan ölümleri açıklamak için çok sayıda teori öne sürüldü.
Bazıları, zorlu doğa koşullarının panik ve kaosa neden olduğunu düşündü, diğerleri doğaüstü veya askeri nedenlerle ilişkilendirdi. Ancak, gerçek cevap hala bir sır olarak kalmaya devam ediyor.
