Sanat ve eğlence dünyası, son günlerde art arda gelen taciz ve ifşa iddialarıyla çalkalanıyor. Fotoğrafçılardan oyunculara uzanan iddialar, sektörün görünmeyen yüzünü yeniden gündeme taşırken, özellikle Mehmet Yılmaz Ak ve Tayanç Ayaydın isimlerinin de gündeme gelmesi tartışmaları kızıştırdı.
Sosyal medyada hızla yayılan ifşalara ünlü isimlerden tepkiler de gecikmedi. Oyuncular Gonca Vuslateri ve Hayal Köseoğlu, iddialara sert çıkışlarıyla dikkat çekerken, ünlü şarkıcı Gülşen’in paylaşımı tartışmalara farklı bir boyut kazandırdı.
MESUT ADLİN İLE BAŞLADI, DALGA DALGA YAYILDI
Öne çıkan iddialardan biri, Türkiye’nin müzik ve eğlence dünyasında tanınan fotoğrafçılardan Mesut Adlin’e yönelik oldu. 21 Ağustos 2025 tarihinde #mesutadlinifşa etiketiyle paylaşılan mesajlarda, Adlin’in 18 yaşından küçük bir kişiye uygunsuz mesajlar attığı öne sürüldü. İddialar sosyal medyada kısa sürede geniş yankı uyandırırken, tepkiler çığ gibi büyüdü.
Adlin, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada iddiaları yalanlamadı ancak rıza ve sınırlar konusunda hassas olduğunu belirtti: “Hayatım boyunca kimseye rızası dışında bir ısrarım olmadı, olamaz da. Hayır cevabı aldığım hiç kimseyi asla zorlamam; hem kişisel hayatımda hem de ilişkilerimde sınır ve rıza konusuna her zaman özen gösterdim, bundan sonra da göstereceğim” ifadelerini kullandı.
Mesut Adlin, Manifest grubu, Edis ve Gülşen gibi isimlerin fotoğrafçılığını yapan bir profesyonel olarak biliniyor.
GÜLŞEN’İN PAYLAŞIMLARINA SERT TEPKİ
Öte yandan Gülşen’in sosyal medyadan yaptığı paylaşım da dikkat çekti. Şarkıcı, “Suçu ispatlanana kadar herkes masumdur. O da sadece (ve varsa) suçu ispatlanana kadar. Adalet ve kanunlar tam da bunun için değil mi? Sessizlerin sesi, kimsesizlerin kimsesi olmak için” ifadelerini kullanarak hem iddialara yaklaşımını hem de hukuka olan güvenini ortaya koydu.
Gülşen, paylaşımlarının tepki görmesi üzerine şu açıklamaları yaptı:
“Kim olduğunu, kime olduğunu kesin olarak bilemediğimiz bir konuda herhangi bir kişiyi adını vererek ifşalamak ve karalama yapmak, en az o suç kadar ağır bir insan hakları suçudur. Demeye çalıştığım sadece bu. Az evvel yazdıklarımın farklı yerlere çekilmeye çalışılması daha fazla heyecan veriyor olabilir. Az evvel yazdıklarımın farklı yerlere çekilmeye çalışılması daha fazla heyecan veriyor olabilir ama her bir canlıya olan eşitlik duygumun ve sonsuz hassasiyetimin sorgulanması beni olduğumdan farklı biri yapmaz. İçlerinde zamanında benim de çalıştığım isimlerden birinin olduğu o tabloda mağdur olan her kim var ise sonuna kadar yanında olacağımdan da dün nasıl şüpheniz yoksa bugün de olmasın.”
