Geçtiğimiz günlerde yaşanan ve tüm Marmara ile Ege'de hissedilen 6.1 büyüklüğündeki Sındırgı depreminin ardından, bölgedeki artçı sarsıntılar halk arasında paniğe neden olmaya devam ediyor. Ancak, Türkiye'nin önde gelen deprem uzmanlarından Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, Sındırgı'daki artçıların, ana depremde tam kırılamayan küçük parçaların hareketi olduğunu ve büyük bir risk taşımadığını belirtti.
Üşümezsoy, asıl dikkat edilmesi gereken fayın, enerjisini henüz boşaltmamış olan komşu Simav Fayı olduğunu söyledi.
"AMPUL" BENZETMESİYLE 4 FAYI ANLATTI
Prof. Dr. Üşümezsoy, bölgedeki fay sistemini ve risk durumunu, akılda kalıcı bir "ampul" benzetmesiyle anlattı: "Bölgedeki dört ana fayı (Gediz, Simav, Demirci ve Sındırgı) paralel bağlanmış dört ayrı ampul gibi düşünün."
-
Gediz Fayı (Ampulü): 1971'de 7.1'lik depremle kırılarak yandı ve söndü.
-
Demirci Fayı (Ampulü): 1965'te 6.4'lük bir depremle kırılarak yandı ve söndü.
-
Sındırgı Fayı (Ampulü): Geçtiğimiz günlerde 6.1'lik depremle kırılarak yandı ve söndü.
-
Simav Fayı (Ampulü): 2011'de 5.9'luk bir depremle küçük bir hareketlilik gösterdi ancak "ampul tam olarak yanmadı", yani enerjisini tam olarak boşaltmadı.
Üşümezsoy, "Bu anlamda, bölgede bir tek risk taşıyabilen kesim, Simav Fayı'nda olan risktir," diyerek tehlikeye işaret etti.
SİMAV FAYI 6.8'E KADAR DEPREM ÜRETEBİLİR AMA HEMEN DEĞİL
Simav Fayı'nın bölgenin en aktif faylarından biri olduğunu belirten Üşümezsoy, bu fayın tarih boyunca 6.8 büyüklüğüne varan depremlerle Simav Dağı'nı oluşturduğunu söyledi. Bu nedenle, gelecekte burada 6.5 – 6.8 büyüklüğünde bir deprem olma potansiyelinin bulunduğunu ifade etti.
Ancak Prof. Dr. Üşümezsoy, bu riskin "hemen yarın olacak" anlamına gelmediğini de ekleyerek vatandaşları sakinleştirdi: "İnsan ömründe 55 sene, (jeolojik olarak) bir lambanın yanıp sönmesi kadar bir vakit. O yüzden de bu, hemen eli kulağında bir Simav depremi değildir."