CHP Polatlı İlçe Başkanlığı tarafından 10 Kasım Mustafa Kemal Atatürk’ün ebediyete intikal edişinin 84. yıldönümü nedeniyle Cumhuriyet Meydanındaki Atatürk Anıtına çelenk sunuldu.

Cumhuriyet Halk Partisi Polatlı İlçe Başkanlığı 10 Kasım Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ebediyete intikal edişinin 84. yıldönümü nedeniyle 10 Kasım Atatürk’ü Anma resmi töreninin akabinde Cumhuriyet Meydanındaki Atatürk Anıtı’na çelenk sundu. Törene Cumhuriyet Halk Partisi Polatlı İlçe Başkanı Bilal Haşim Avcı, yönetimi Ankara Büyükşehir Belediye Meclis Üyesi Selami Ovacık, Polatlı Belediye Meclis Üyeleri ve Cumhuriyet Halk Partililer katıldı. Tören çelenk Atatürk Anıtına sunulmasından sonra saygı duruşu ve akabinde İstiklal Marşı’nın okunmasıyla sona erdi. Tören sonunda Atatürk Anıtı önünde hatıra fotoğrafı çekildi.







TÜRKER: TÜM İNSANLIĞA, MAZLUM MİLLETLERE ÖRNEK OLDU

Törende konuşan CHP Polatlı Belediye Meclis Üyesi Canan Türker şunları söyledi; “Bugün 10 Kasım, büyük devlet adamı Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü sonsuzluğa uğurladığımız gün. Bugün matem değil, Atatürk'ü anma, anlama ve ilkelerine sahip çıkma günüdür. Onu bizim kadar dünya da sevmişti. Yıl 1936 İngiltere Kralı VIII. Edward Türkiye'ye geliyor. Atatürk tarafından ağırlanıp, uğurlanıyor. Kral, Londra'ya dönünce, kraliyet sarayında tarihçilere ve düşünürlere sekiz saat süren bir yemek veriyor. Düşünür ve tarihçiler Kral'a, “Bize Mustafa Kemal Atatürk'ü anlatın” diyorlar. Kral anlatıyor, Herkes düşüncelerini sıralıyor. Yemekte son sözlerini, Atatürk için sıralıyor? Hangi dilden, hangi dinden, hangi topraktan olursan ol, Atatürk’ü “sevmemek” mümkün değil. Sözü Freud alıyor “Atatürk bir insanlık sanatçısıdır” diyor. Kral, Neden böyle kesin ve keskin düşünüyorsun diye soruyor. Freud, Atatürk esir aldığı komutanlara insanca davrandı. Esir aldığı bayrakları çiğnemedi, çiğnetmedi. Esir aldığı halklara saygı duydu. O, Sadece toprağını korudu. Ülkesini ve milletini sevdi, onlar için savaştı. Tüm insanlığa, mazlum milletlere örnek oldu. Emperyalizme dur dedi. Çağdaş düzeni kurdu. Özgürlükleri, inançların serbestliğini, kadınlara seçme seçilme hakkını, bilimi, doğanın korunmasını, sanatı ön plana çıkardı. Daha ne yapsaydı, Biz evrensel bilim insanlarına diye konuştu.”

ZARAFET TİMSALİ BİR ATAMIZ VAR

“Atatürk büyük bir asker, büyük devlet adamı ve büyük bir devrimciydi, ama her şeyden önce bir insandı. Onun 90 küsür sene önce tenis maçı izlerken fotoğrafı var, sahilde kumda otururken, kürek çekerken, at binerken, konser izlerken, zeybek oynarken, dans ederken, heykel incelerken fotoğrafı vardı. Salıncakta çocuk gibi gülerek sallanırken bile fotoğrafı var. Hayvanlarla fotoğrafı var, çocuklarla, okulda genç kızlarla, delikanlılarla, cephede askerlerle fotoğrafı var. Aşık olmuşluğu da var, oturup rakı içmişliği de. Dua etmişliği de var, vaaz vermişliği de var. “Bana yeniden üniformamı giydirtmeyin!" deyip ültimatom vermişliği de. Tek bir ağacı kesmemek için koca köşkü yürütmüş, bozkır Ankara'ya Atatürk Orman Çiftliğini kurmuştur. Yirmi iki yıl, hayatının tam 22 yılını cephede geçirmiştir, askeri, tayınını yemeden sofraya oturmamış, bir çok ülke liderini sofrasında ağırlamıştır. Ama ne acıdır ki “Evde yiyecek kalmadı oğul" diye mektup yazan anacığına: "Bu para Milli Mücadelenin parasıdır. Vatanı kurtarmak için topladık, konunun ehemmiyeti büyük, size şu an para gönderemem, şimdilik evdeki halıları satın" demiştir ve tarihin görüp göreceği en yoksul, en çaresiz savaşlarından birinde "Geldikleri gibi giderler" demiştir. Ömrünü, emeğini, aklını, sevgisini milletine verdiği gibi, tüm malını mülkünü de milletine bağışlayıp geçmiş bir Atatürk var. "Bize uymuyor ilgilenmiyoruz deyip yeniden düzenleyip göndersinler, bakarız" deyip Birleşmiş Milletler Cemiyeti kurallarının değişmesine sebep olmuşluğu da var. Bunu ondan sonra kim yapabilmiş, onu da sorarım. Yurdu sevmek nasıl olur göstermiş yaşamış bir Atamız var. Yetmezmiş gibi yemesiyle, içmesiyle, oturmasıyla kalkmasıyla, çatal bıçak tutmasıyla, sigarasını yakmasıyla dahi zarafet timsali bir Atamız var. Avrupa'dan önce kadına değer vermiş, ona seçme ve seçilme hakkı vererek, kadını insan makamına layık hale getiren düzenlemeler yapmıştır.”

ŞÜKRANLARIMI SUNUYOR, AZİZ HATIRANIZ ÖNÜNDE SAYGIYLA EĞİLİYORUM

“Ey kahraman Türk kadını! Sen yerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın!" Müzeyyen Senar'ı, Safiye Ayla'yı taktir ederek, severek dinlemiştir. “Benim manevi mirasım akıl ve bilimdir” diyen Atatürk hâlâ Işık oluyor yolumuzu aydınlatıyor. Bir gecede cahil kaldık diyenler soruyorum size, ne okuyordunuz da okuyamaz oldunuz? Hangi bilimde, hangi fende ilerdeydiniz? Buluşlarınız, teknolojiniz, endüstriniz matbaa bile kaç yıl sonra girdi ülkeye, ayrıca halk zaten öz Türkçe konuşuyordu, yoksa Yunus Emre'nin, Karacaoğlan'ın, Mevlâna'nın, Pir Sultan Abdal'ın ve daha nicesinin dilini anlayabilir miydik? Onların eserleri günümüze gelebilir miydi? Türk halkına verilmiş en büyük şanstı Mustafa Kemal Atatürk. Çünkü Atatürk'ü sevmek yurdu sevmektir, yurdu sevmek de Atatürk 'ü sevmektir. Çünkü o savaşları, yokluğu görmüştür. Fabrikalar üniversiteler, atölyeler, hastaneler kurmuş Osmanlı’dan kalan tüm dış borçları da ödemiştir. Cumhuriyet'i kurmuş ve çok güvendiği gençlere emanet etmiştir. Kul olmaya alışmış bu teb'a cumhuriyete alışır mı diye sormamıştır. Çünkü o başkomutan o ebedi lider o güzel insan Mustafa Kemal Atatürk Kurtuluş Savaşı verirken cephede, köyde, kırsalda, kentte yakından tanıdığı bu milletin yetiştireceği evlatlardan emindi. Ve Nutku yazdı; hesap verdi, akıl verdi, Bursa nutkunda endişelerini dile getirdi, o hep yol gösterdi. Adını, silmek isteyenlere inat ışığımızsın, gururumuzsun Atam. Ve her geçen gün sadece bizler değil, dünya anlıyor, kavrıyor, seni unutmuyor. Bugün İran da kadınlar hakları için sokaklarda mücadele ediyor. İran halkı "Tek yol Atatürk" diye haykırıyor. Bugün aldığımız her nefes, bundan tam 84 yıl önce verilmiş son nefes sayesindedir. Ey büyük Atatürk, bir kadın olarak sana şükranlarımı sunuyor, aziz hatıranız önünde saygıyla eğiliyorum.”