Ankara’nın saklı cennetlerinden biri olan Çayırhan Gölü, bir yanında 3 bin yıllık tarihiyle Juliopolis Antik Kenti diğer bir yanında 10 milyon yıl önce oluşan kırmızı, kahverengi, gri ve sarı tonlarına sahip 'Gökkuşağı Tepeleri' ile ziyaretçilerine geçmişe yolculuk yapma imkanı sağlıyor.

65 kilometrelik çapıyla Ankara’nın en büyük Türkiye’nin ise 6. en büyük baraj gölü olarak kabul edilen; yürüyüş yolları, doğa kampları, trekking ve balık tutma gibi pek çok faaliyet imkanını içerisinde bulunduran Çayırhan Gölü, her rengi içerisinde bulunduran konumu ile ziyaretçilerine adeta görsel bir şölen yaşatıyor. Mavi ile yeşili bir arada bulunduran ve Ankara’nın denizi olarak nitelendirilen Çayırhan Gölü’nden her yıl çıkarılan yaklaşık 400 ton balık ise yurt dışına ihraç edilerek ülke ekonomisine katkıda bulunuyor.

Çayırhan Gölü göz kamaştırıyor

Gölün etrafına yapılan yeşillendirme çalışmaları ve çardak gibi imkanlar sayesinde ziyarete gelen doğaseverler şehrin gürültüsünden uzak bir gün geçirebilme fırsatı yaşıyor. Alan içerisinde bulunan yeşilliklerin içerisinde ziyaretçiler belirlenen alanlara yanlarında getirdikleri çadırlar ile konaklayabiliyorlar. Bunun yan ısıra hem kendi karavanlarıyla hem de alan içerisinden kiralayabildikleri duşu, tuvaleti ve mutfağa sahip olan çekme karavanlar ile diledikleri kadar konaklama imkanına da sahip olabiliyorlar.

Çayırhan Gölü göz kamaştırıyor (2)

Nallıhan Belediyesi tarafından sağlanan tur teknesi ile göl içerisinde tur atma fırsatı da bulabilen ziyaretçiler Juliopolis Antik Kenti’ni ve doğa harikası olan Gökkuşağı Tepeleri’ni daha yakından görebiliyorlar.

Çayırhan Gölü’nü ziyarete gelen vatandaşlar ayrıca alanda bulunan balık restoranlarından yemek yeme imkanına da sahip olabiliyor. Sessiz ve huzurlu bir ortama sahip olan Çayırhan Gölü sunulan tüm bu imkanlar ile birlikte yeni ziyaretçilerini bekliyor.

İHA

Muhabir: Yazar Silinmiş