Yerel gazetecilik zor iş.


Ulusal medya gibi bir takım endişeler olmadan haber yapma şansınız olmuyor.


Çünkü yaşadığız şehre karşı bir sorumluluğunuz ve şehri sevmek gibi bir yükümlülüğüz var, olmalı da!


Ancak sabah sokağa çıktığımızda neredeyse herkesle selamlaşma, merhaba diyebilme ihtimalimiz var.


Ulusal basının aksine sürekli ulaşabilirlik ihtimali olması sebebiyle de daha çok sorgulayıcı bir refleksle karşı karşıya kalıyoruz.


Sorgulanmak elbette ürettiğiniz bir şeyin takip edilmesi hususu son derece keyifli.


Ancak bazen maksadını ve haddini aşan sorgulayıcı hareketlere karşı da boyun eğmemiz bekleniyor.


Neden?


Yarın sorguladığınız şey sizin başınıza geldiğinde bu kez size karşı gösterdiğimiz haklı tepkiye karşı da refleks gösterecek birileri oluyor.


Yani tam bir arap saçı.


Şöyle bir bakın gazetelerin neredeyse hiç birinde ulusal gündeme şehri kötü gösterecek bir haber bulamazsınız.


Elbette gazetecilik gereği sorgulamak araştırmak bizim mesleğimizin olmazsa olmazı.


Ancak mesleki etik kadar yerel medya olarak şehrimizdeki dengeleri ve şehrimizin kötü anılması ihtimalini de göz önünde bulundurarmalıyız.


Bu sebeple gazetecilik ve şehir arasında kalmak kadar zor bir mesele yok.


Bu dengeyi korumak içinde elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz.


Haklı yada haksız eleştiri yaparken birazda bizim gözümüzden bakmaya ne dersiniz?