Kurban Bayramı yaklaşırken, sofralarda et tüketiminin artmasıyla birlikte sağlıklı beslenme konusu da yeniden gündeme geldi. Diyetisyen Sueda Çetin Atbaş, Polatlı Postası İnternet Haber Sitesi’ne yaptığı özel açıklamada, bayram süresince bilinçli beslenmenin sindirim sorunlarını en aza indirmek ve kilo kontrolünü sağlamak adına büyük önem taşıdığını söyledi.

Bayramda Kahvaltılarında Kavurma Geleneği Sindirim Sorunlarına Yol Açabilir!  (1)

“ET PORSİYONLARI MAKUL TUTULMALI”

Bayram öncesi vatandaşların hazırlıklarının hız kazandığını belirten Diyetisyen Sueda Çetin Atbaş, özellikle kırmızı et tüketiminde porsiyon kontrolünün dikkatle yapılması gerektiğini vurguladı. “Kırmızı et, kaliteli protein ve demir açısından zengin bir besindir ancak doymuş yağ içeriği yüksek olduğundan miktarına dikkat edilmelidir. Sağlıklı bireyler için haftada 1-2 gün, porsiyon başına yaklaşık 90-120 gram pişmiş kırmızı et tüketimi yeterlidir” diyen Atbaş, bayram dönemlerinde bu miktarın sıklıkla aşıldığına dikkat çekti. Etin, diğer besinlerle birlikte dengeli tüketilmesi gerektiğine değinen Atbaş, "Dengeli beslenmenin sürdürülebilir olması için bayramda da et porsiyonları makul tutulmalı, günün diğer öğünlerinde bolca salata, sebze, tam tahıl ve yoğurt gibi destekleyici besinlerle denge sağlanmalıdır" ifadelerini kullandı.

En çok tercih edilen rota Ankara çıkışlı seferler oldu
En çok tercih edilen rota Ankara çıkışlı seferler oldu
İçeriği Görüntüle

YENİ KESİLEN ET HEMEN TÜKETİLMELİ Mİ?

Kurban kesimi sonrası etin hemen tüketilmesinin sağlık açısından önerilmediğini belirten Atbaş, etin dinlendirilmesinin önemine değindi: “Et kesildikten sonra serttir çünkü rigor mortis yani, ölüm katılığı süreci başlar. En az 12-24 saat buzdolabında dinlendirilmesi hem etin yumuşaması hem de sindirilebilirliğinin artması için önemlidir. Ayrıca mikroorganizma gelişimini önlemek için hijyenik koşullarda dinlendirilmesi gerekir.”

Pişirme yönteminin de etin sağlığa etkisini doğrudan etkilediğini belirten Atbaş, haşlama, fırınlama ve buğulama yöntemlerinin en sağlıklı tercihler olduğunu söyledi. "Kızartma sırasında yüksek ısı ve yağ nedeniyle hem kansorejen bileşikler oluşabilir hem de tüketilen yağ miktarı artar. Izgara yöntemi yaygın olarak tercih edilse de, doğrudan ateşle temas etmeden ve etin dışını yakmadan yapılmalıdır" diyen Atbaş, yüksek ısıda pişirmenin sağlık açısından zararlı olduğunun altını çizdi.

BAYRAM KAHVALTILARINDA ET YENİLMELİ Mİ?

Demirden maksimum faydayı sağlamak için etin, C vitamini yönünden zengin sebzelerle birlikte tüketilmesi gerektiğini belirten Atbaş, “Ancak yoğurt, ayran gibi kalsiyum içeren ürünler demir emilimini baskılayabilir. Bu nedenle etli bir öğünün hemen yanında yoğurt ya da ayran tüketmek yerine, bunları diğer öğünlerde tercih etmek daha faydalı olur” dedi. Bayram kahvaltılarında et tüketimi alışkanlığının geleneksel hale geldiğini belirten Atbaş, sabah saatlerinde ağır besinlerin sindirimi zorlaştırabileceğini hatırlattı:

“Yeni kesilen eti kahvaltı sofralarında hemen sunmak gelenek haline gelmiş olsa da, fizyolojik olarak uygun değildir. Sabah saatlerinde sindirim sistemi yeni güne adapte olmaya çalışır ve ağır besinler sindirim sorunlarına yol açabilir. Özellikle kavurma veya kırmızı et gibi yoğun içerikli yiyecekler kahvaltıda yer almamalıdır. Gün içinde ana öğünler arasında 4-6 saatlik aralık bırakmak, ara öğünlerle kan şekerini dengelemek faydalı olur.”

TATLI DA PORSİYON KONTROLÜ ŞART

Tatlı tüketimiyle ilgili de uyarılarda bulunan Atbaş, özellikle şerbetli tatlıların porsiyon kontrolü olmadan tüketilmesinin sağlık sorunlarına yol açabileceğini söyledi. “Şerbetli tatlılar yüksek miktarda şeker ve yağ içerir. Bu nedenle tüketim sıklığı ve porsiyon kontrolü çok önemlidir. Günde bir porsiyonu geçmemeye çalışmak, yanında sütlü kahve ya da şekersiz bitki çayı ile tatlıyı dengelemek iyi olacaktır” ifadelerine yer verdi. Tatlıların öğünlerden hemen sonra değil, 1-2 saat sonra ve küçük porsiyonlarla tüketilmesini tavsiye eden Atbaş, bayram süresince yaşanabilecek hazımsızlık ve şişkinlik gibi sorunlara karşı ise, “Rezene, nane veya papatya çayı gibi bitki çayları ve kimyon gibi baharatlar da şişkinliği azaltmaya yardımcı olabilir” diyerek önerilerde bulundu.

Muhabir: SEMA TÜRKEL