Altınbaşak Toprak Analiz Laboratuvarı Sahibi ve Toprak Analiz Laboratuvarlar Derneği Başkanı ​Ramazan Baykuş, bilimin tarıma olan katkısı hakkında bir yazı paylaştı. Baykuş, “İlaç, tohum, sulama vs. ona göre verilecek. Hatta hasat makinesi ile hasat yapılırken örneğin bir protein sensör üzerinden geçen buğdayların proteine göre ayrılması, fiyatın buna göre arttırılması gibi teknolojiler geleneksel tarımın yerini almaya başladı.” dedi.

BAYKUŞ: DÖRT ÇEŞİT ARAZİMİZ SÖZ KONUSUDUR

Toprakta 1. Sınıf arazi oranının sadece yüzde 6 olduğunu ifade eden Altınbaşak Toprak Analiz Laboratuvarı Sahibi ve Toprak Analiz Laboratuvarlar Derneği Başkanı ​Ramazan Baykuş, “Tarım topraklarımıza baktığımız zaman dört çeşit arazimiz söz konusudur. Sıkıntımız 1. sınıf arazilerin oranı sadece ve sadece yüzde 6’dır; 2., 3. ve 4. sınıf arazilerimiz ise ağır bünyelidir, kirlidir, kireç ve PH oranları yüksektir, organik madde yapısı son derece azdır. Tarım, toprakla tohumun buluşturularak bitkisel ürün elde etme sanatıdır. Nüfusumuzu besleyebilmek için çevre ve gıdayı kirletmeden, sürdürülebilir verimlilik çerçevesinde üretim yapabilmektir. Bunun için de ilk önce arazinin ve toprağın yapısını iyi bilmemiz lazım. Ekilecek olan ürünün, fidenin tohumunu iyi belirlemek lazım. Toprak analizi yapılmadan, kullanılacak olan gübreyi kesinlikle belirlememek lazım. Suyu kullanmasını bilmemiz lazım.” dedi.

BİLİMİN TARIMA KATKISI

Ramazan Baykuş, “Geleneksel tarımda toprağın homojen bir yapı olduğu düşünülürdü. Verim yönünden farklı potansiyellere sahip olduğu, verim potansiyeli yüksek bölgeler olduğu görüldü. Bunun üzerine tarımda özellikle bilişim sektöründeki gelişmeler, küresel konumlama sisteminin ortaya çıkması yani arazi üzerindeki konumunuzu belirleyebilme kabiliyetinin gelmesi, bütün bunlar girdilerin daha etkin kullanılması kabiliyetini ortaya çıkarttı. İlaç, tohum, sulama vs. ona göre verilecek. Hatta hasat makinesi ile hasat yapılırken örneğin bir protein sensör üzerinden geçen buğdayların proteine göre ayrılması, fiyatın buna göre arttırılması gibi teknolojiler geleneksel tarımın yerini almaya başladı. Gelecekte su, toprak stratejik bir ürün ve yaşamsal öneme sahip olarak karşımıza çıkacaktır. Ben şu anki hoyratça toprak katliamını neslimizin ve ülkemizin geleceği adına çok tehlikeli görüyorum.” dedi.