Son yıllarda farkındalığı artan lipödem hastalığı, özellikle kadınlar arasında yaygınlaşan ancak sıkça obezite ya da lenfödem ile karıştırılan kronik bir rahatsızlık olarak dikkat çekiyor. Uzmanlar, hastalığın toplumda yeterince tanınmadığına ve bu nedenle teşhis ve tedavide gecikmeler yaşandığına işaret ediyor.
OBEZİTEYLE KARIŞTIRILIYOR
Lipödem, genellikle kalça, bacak ve bazen kollarda simetrik yağ birikimiyle karakterize edilen ve ağrı, morarma ile birlikte görülebilen kronik bir hastalık. En sık kadınlarda görülen bu rahatsızlık, hormonal değişim dönemleri — ergenlik, hamilelik ve menopoz — sonrasında tetiklenebiliyor. Hastalık ilerledikçe hareket kısıtlılığına ve psikolojik sorunlara da yol açabiliyor.
Fiziksel belirtileri nedeniyle lipödem sıklıkla obeziteyle karıştırılsa da, iki hastalık arasında önemli farklar bulunuyor. Lipödemde kilo alımı diyet ve egzersizle kolayca azaltılamazken, bu durum hastaların kendilerini suçlu hissetmesine ve tedaviye geç başlamasına neden olabiliyor.
Uzmanlar, hastalığın teşhisinde yaşanan gecikmelere dikkat çekerek, Lipödemin teşhis edilemediği için hastalar yıllarca yanlış tedavilerle zaman kaybedebileceğini bu durumun hem fiziksel hem psikolojik etkileri derinleştirdiğini ifade ediyor.
TEDAVİ MÜMKÜN AMA ERKEN TEŞHİS
Lipödemin kesin bir tedavisi olmamakla birlikte, hastalığın ilerlemesini yavaşlatmak ve semptomları hafifletmek mümkün. Kompresyon giysileri, manuel lenf drenajı, diyet ve özel egzersiz programları tedavi seçenekleri arasında yer alıyor. Gelişmiş vakalarda ise liposuction yöntemi tercih edilebiliyor.
Türkiye'de son dönemde sosyal medya üzerinden yürütülen farkındalık kampanyaları sayesinde daha fazla kişi lipödem hakkında bilgi sahibi oluyor. Uzmanlar, özellikle bacaklarında orantısız yağ birikimi, ağrı ve hassasiyet şikayetleri olan bireyleri vakit kaybetmeden bir uzmana başvurmaları konusunda uyarıyor.
