Türk edebiyatının etkili isimlerinden birisi olan Halit Fahri Ozansoy, hakkında merak edilenler araştırılmakta. Aruza Veda şiirinin yazarı Halit Fahri Ozansoy hakkındaki detayları sizler için araştırdık. Başarılı ismin Aruza Veda şiiri, edebiyat severler tarafından bilinen değerli eserlerden birisidir. Peki, Aruza Veda kimin eseri? Aruza Veda şiiri hangi ölçüyle yazılmıştır? gibi soruların cevaplarını haberimizde sizler için cevaplandırdık. İşte ayrıntılar...
Aruza Veda kimin eseri?
Halit Fahri Ozansoy, ilk şiirlerini Fecr-i Ati akımının etkisi altında yazdı. Şairin ilk eserleri, 1912 yılında "Rübâb" ve "Şehbal" dergilerinde yayınlandı. Başlangıçta aruz ölçüsüyle yazan Ozansoy, daha sonra bu ölçüden vazgeçti ve "Aruza Veda" şiiriyle bu ölçüyü terk etti. Hece ölçüsüne ve sade Türkçe'ye yönelen şair, "Yeni Mecmua" çevresinde toplanan "Hecenin Beş Şairi" arasında yer aldı. Ozansoy'un şiirlerinde aşk ve kadın temaları önemli bir yer tutar. Aruza Veda şiiri, Halit Fahri Ozansoy'un eseridir.
Aruza Veda şiiri hangi ölçüyle yazılmıştır?
Halit Fahri Ozansoy, ilk zamanlar aruz ölçüsüyle şiirler yazıyordu, ancak daha sonra bu ölçüyü terk etti ve "Aruza Veda" şiiriyle aruz ölçüsünden ayrıldı. Hece ölçüsüne ve daha sade bir Türkçe kullanımına yöneldi.
İşte Aruza Veda şiiri
İlk hasretiyle gençliğimin ilk elemleri
Ey paslı tellerinde gülen, ağlayan aruz
Ey eski dost yâd edelim eski demleri
Madem ki son sadânı dağıtmış, yorulmuşuz!
Anlat alevli bir çölün üstünde ansızın
Billur sesinle hıçkırarak doğduğun günü.
Binbir diyarda binbir ilahi güzel kızın
Anlat nasıl terennümün inletti gönlünü.
Neydin gönülde, şimdi ne oldun zavallı sen
Hıçkır benim de bari bu son gizli nâlemi.
Timsalin âsumanda ziyalarla işlenen
Bir pembe gül mü, yoksa bir altın piyale mi?
Akşam gruba karşı tüten bir buhurdanın
Hüznüyle şahit olma nihayet zevaline.
İran yoluyla - Zühre tâcın, nağme kervanın -
Şâhane geldiğin gibi şâhane git yine.
Biz şimdi başka bir yeni âhenge bağlıyız:
Âşık sazıyla geldi erenler bu meclise
Yalnız bugün senin gibi ölgün sadâlıyız
Zira bu saz da parçalanır gülmek istese.
İncitmeden rübabını insafsız ellerin
Zalim temaslarıyla zamanın sitemleri
Ah ayrılırken, inleyerek paslı tellerin
Ey eski dost, yâd edelim eski demleri...
