Cankurtaranlık, günümüz plajlarında, havuz başlarında ve tüm sulak alanlarda can güvenliğini sağlayan, boğulma tehlikelerine karşı anında müdahale eden hayati bir meslek. Ancak bu mesleğin kökleri, insanlığın suyla olan ilişkisi kadar eskiye, antik çağlara dayanıyor. İnsanlık tarihi boyunca cankurtaranlığın geçirdiği bu ilginç ve önemli evrimi mercek altına alalım.

ANTİK ÇAĞLARDA CANKURTARANLIĞIN İLK ADIMLARI

İlk çağlarda, denizciliğin ve su kaynaklarının kullanımının yaygınlaşmasıyla birlikte suda meydana gelen kazalar ve boğulma vakaları kaçınılmaz hale geldi. Bu durum, toplumları su güvenliğini sağlamak için çeşitli yollar geliştirmeye itti. Antik Mısır, Yunan ve Roma gibi büyük medeniyetlerde, su üzerinde çalışan kişilerin güvenliği için basit ama etkili önlemler alınmaya başlandı. Örneğin, Romalılar, denizde çalışan kölelerin boğulma riskini azaltmak amacıyla onları yüzme konusunda eğitiyorlardı. Bu, cankurtaranlık mesleğinin ilk tohumlarının atıldığı dönemlerdi.

ORTA ÇAĞ'DAN 19. YÜZYILA

Orta Çağ'da denizcilik faaliyetlerinin artmasıyla birlikte, deniz kazaları da ne yazık ki sıklaştı. Bu dönemde, denizcilerin güvenliği için bazı kuruluşlar oluşturulmaya başlandı ve denizde boğulanları kurtarmak adına ilk organize çabalar sarf edildi.

Türkiye’de turizm, yüksek performans gösteriyor!
Türkiye’de turizm, yüksek performans gösteriyor!
İçeriği Görüntüle

19. yüzyıl ise cankurtaranlık için bir dönüm noktası oldu. Sanayileşme ve şehirleşmenin getirdiği nüfus artışı, insanların suyla olan temasını artırdı. Yüzme bilmeyen nüfusun çoğalmasıyla boğulma vakaları da tırmanışa geçti. Bu durum, cankurtaranlık hizmetlerinin daha da belirgin bir ihtiyaç haline gelmesine neden oldu.

MODERN CANKURTARANLIĞIN DOĞUŞU VE TÜRKİYE'DEKİ YERİ

20. yüzyılda cankurtaranlık mesleği, bugünkü modern yapısına kavuştu. Özellikle kıyı bölgelerinde ve havuzlarda cankurtaran sayıları artırıldı ve eğitimleri çok daha kapsamlı hale getirildi. Artık cankurtaranlar sadece iyi birer yüzücü olmakla kalmıyor, aynı zamanda ilk yardım, deniz güvenliği ve ileri kurtarma teknikleri konusunda da detaylı eğitimler alıyorlar.

Türkiye'de modern cankurtaranlık faaliyetleri, 1926 yılında resmi olarak başlatıldı. Bu tarihten itibaren Türkiye'deki plajlar, havuzlar ve su parkları gibi su aktivitelerinin yapıldığı yerlerde cankurtaranlar istihdam edilmeye başlandı. 1963 yılında kabul edilen “Deniz ve Gölleri Koruma ve Kontrol Kanunu” ile birlikte cankurtaranlık faaliyetleri daha da düzenlenerek plajlardaki cankurtaran sayısı, niteliği ve eğitimleri yasal güvence altına alındı.

GÜNÜMÜZDE CANKURTARANLIK

Bugün cankurtaranlık, sadece bir meslek olmanın ötesinde, büyük bir sosyal sorumluluk taşıyor. Cankurtaranlar, deniz, havuz ve diğer sulak alanlarda insanların güvenliğini sağlamak, boğulma vakalarını önlemek ve en önemlisi hayat kurtarmak gibi paha biçilmez görevler üstleniyorlar.

Teknolojinin gelişimiyle birlikte, cankurtaranların kullandığı ekipmanlar da modernleşti. Su jetleri, özel kurtarma botları ve diğer ileri kurtarma araçları, cankurtaranların olaylara daha hızlı ve etkili bir şekilde müdahale etmelerini sağlıyor. Bu sayede, cankurtaranlık mesleği, antik çağlardan bu yana süregelen evrimini sürdürerek, her geçen gün daha donanımlı ve hayati bir hale geliyor.

Muhabir: BÜŞRA ÇİNKAYA DOĞAN